*

  • kendisi için bir şeyler arayan ( insan ilişikleri - iş ve özel yaşam ilişkileri ) insanların okuyunca farklı şeyler bulacağı bir kitap.

    yazarı stephan coney. 30.cu yılında oğlu bazı revizyonlarla yeniden düzenlemiş. 40 milyon adetten fazla satılmış kitap.
  • okumaya başladığımı söyler söylemez çevremde neredeyse herkesin “aaaa biz eğitimini aldık o kitabııııaaaaaan” dediği kitap. bi de bu eğitimi doğan cüceloğlu'ndan alanlar var, * , havalarını görseniz aman sanki ejderhaları var. kitabın yazarı stephen r. covey o derece hava atmamıştır.
    sokma akıl iki adım yürümez cümlesi aklımın bir köşesinde okumaya başladığım bir başka kişisel kitabı henüz bana göre, yarısındayım.
    ahlakı olmayanlar için burada hemen edit: alışmamış götte don durmaz.
    neyse cozutmadan devam edelim.

    pek çok insan, yaşamlarını tehdit eden bir bunalımla karşılaşıp önem verdikleri şeylere ansızın bambaşka bir açıdan bakmaya başladıklarında; ya da bir eş, anne baba veya büyükanne, büyükbaba ya da lider olarak yeni bir rol üstlendiklerinde, düşünce tarzlarında köklü bir değişim olur…hayatımızda nispeten önemsiz değişiklikler yapmak istiyorsak, dikkatimizi uygun bir biçimde tutum ve davranışlarımıza verebiliriz. ancak çok önemli, büyük bir değişiklik yapmak istiyorsak, o zaman temel paradigmalarımız üzerinde çalışmamız gerekir. thoreau'nun dediği gibi: kötülüğün yapraklarını kesen her bin kişiye karşılık, ancak bir kişi köküne saldırır. yani önemli değişiklik için tutum ve davranışlarımızın yapraklarını kesmekten ziyade kökler üzerine yani tutum ve davranışlarımızın kaynağı olan paradigmalar üzerinde çalışmalıyız.

    yani bu alıntımdan anlaşılacağı üzere yazar der ki saçma sapan son sorunlarınla debelenme, kök sorununu çöz ve oradan yoluna devam et. ne diyor? tutum ve davranışlarımız diyor. o zaman ne yapmalı? tutum ve davranışlarımızı değiştirmeli. bunun için henüz geldiğim yere kadar öğrendiğim bir diğer şey ise aile, iş ve esas hedef harici her şeye hayır denmesi gerektiği. bu insana büyük başarı sağlarmış, tabii zaman yönetimi, kişisel disiplin ile yeni bir fikir olarak sunulan pazar akşamının yarım saatini gelecek haftanın planını yapmak için harcama mesaisi. haftalık planı yaptın, yarım saat verdin, uygulaması da sana kalıyor tabii, sadık kalabildiğini düşününce harika şeyler yaratabilirsin. en azından vaktin çöp olmaz, ki bu en değerlisi.

    işbu girdi elbette zamanla editlenecektir.
    yalnız size de aşkolsun, hepiniz eğitimini almışsınız ama başlıkta topu topu üç girdi var.

    ahlakı olanlar için burada hemen edit: sokma akıl üç adım yürümez, siz de haklısınız.

    *

    edit 1 gelsin: eleanor roosevelt'in dediği gibi “izniniz olmadıkça kimse size zarar veremez” ya da gandi'nin dediği gibi “biz kendi elimizle teslim etmedikçe onlar özsaygımızı alamaz” bizi başımıza gelenlerden daha fazla inciten şey, bunların olmasına isteyerek izin vermemiz, razı olmamızdır…ancak bir insan içtenlikle ve dürüst bir biçimde “bugün böyle olmamın nedeni dün yaptığım seçimlerdir” demedikçe “başka yol seçiyorum” da diyemez.
hesabın var mı? giriş yap