• türk yapımı, iki kapılı, 110 beygir, önden çekişli bir spor otomobilmiş.
  • teknik verileri bir spor otomobile göre çok düşük olan otomobil*, bir de yurtdışındaki benzerlerinin(!) 5'te bir fiyatına 100-150 bin ytl'ye satılacakmış.
  • ankara gimat kavşağındaki shell istasyonundaki etox u gördüğümde bende dumura uğradım. teknik özelliklerini bilmemekle birlikte tasarımının inanılmayacak derecede başarılı olduğunu düşünüyorum..
  • yakında f35 e veya uzay mekiğine beni bindirmediler diye hırslanarak bunların yapımına başlayacak firma sahibinin şimdilik 4 tekerlekli yapıtı.

    yalnız hikaye acayip orjinal geldi. lamborghini'nin ferrari ye çıkışını çalıp hikayeyi de modernize edip bu hale getirmişler.
  • aylardır ankarada gördüğüm araçtır. etox olduğunu bugün öğrendim. yalnız üreticileri (malkoçlar, ertex) pek vizyon sahibi adamlar değillerdir. bu yüzden ileri gitmesi imkansız göründü gözüme. ön tasarımı direkt çalıntı ama hangi araçtı bir türlü aklıma gelmiyor. (monkster in tüyosuyla aklım başıma geldi tvr t440 bunun önü)
  • kesinlikle lotus'un sozde en prestijli tasarimcisinin tasarladigi elektrik supurgesi gorunumlu tesla roadster'den bin kat daha iyi bir tasarima sahip. kim tasarladiysa tebrik etmek lazim.

    yalniz yan kapi camlarina burdaki araba dergileri "siginak penceresi" diyorlar.
  • muhteşem bir girişim, umut vaadeden bir proje, daha büyük sermaye sahiplerinin böylesine hem ülkesi için de can alıcı önemde bir projeye niye girişmediğini insanın aklının almadığı bir iş.

    arabanın daha oturması, üzerine çalışılması, dizaynla uğraşılması, falan filan bir sürü şey yapılması lazım. ama sanayisi ve işgücü ve kalifiye personeli açısından daha düşük seviyede olan komşularımızın bile kendi üretimi otomobili varken bu ülkede en azından birileri sonunda somut olarak ürünü görebildiğimiz aşamaya bir girişimi getirmiş, teşekkürler.
  • yorumlara göre "tren çoktan kaçırıldığı için iptal edilmesi gereken projedir".
    bunun yanında tren kaçtığı için bilişim, telekomunikasyon ve organik tarım gibi alanlarda da girişimlerin iptal edilmesi gerekir. (örneğin bilişim ve telekomunikasyonda finlilerin markaları mevcuttur bu nedenle türklerin olmasına gerek yoktur.) her türlü yatırım malları üretiminden, teknoloji ve yazılım geliştirme projelerinden vazgeçilmelidir. petrol aranmamalı, yeraltı kaynakları işlenmemelidir, tabii ki çünkü bunlar konusunda çoktan yer edinmiş yığınla firma vardır, bu konuda bir marka, bir ürün bir birikim edinmesine gerek yoktur ülkenin.

    sanayinin pek çok dalında kar oranları düşük olduğundan bunların hiçbirine yatırım yapmamalıdır bu ülke. sadece halı üretmeli ve sanayisinin her yanı gelişmiş ülkelerin buraya ucuz tatil için gelen turistlerine (ki kendi havayolları ve acentaları ile gelip çoğu da yabancı sermayenin otellerinde kalır) halı ve çin malı plastik hediyelik eşyalar satmalıdır (turizmden edindiğimiz kar da halı kazıklamaya çalışmakla arada denk gelirse birkaç turiste yamanan erkek garson olur).

    keşke aynı parlak fikir çinlilere de verilebilseydi zamanında, dünyanın her yanında bel çantası ve plastik oyuncak, tükenmez kalem ve pilli radyo var bunlar karlı işler değil, bunları üretmeyin, oturun pilav satın, çin seddini gezdirin. ya da bizim gibi yapın tüm parçalarını dışarıdan aldığınız malların ameleliğini burada yapın ve satın elalem kazansın... hem niye 10 tane araba markanız var sizin, kapatın, ford alın..

    sanayi üretiminde çoğu iş limon satmaktır. herkes limon satar ve her limon satıcısı da pazara gider ve yine limonunu satar. "aaa benden daha önce çok limon satmışlar ben bu işi bırakayım yeni fantastik birşey bulup onu satayım" demeye gerek yoktur..

    sanayi gelişimi bırakın 100'ü en az 200 yıllık bir birikimdir. ülkemizde doğru adımlar sadece cumhuriyetin ilk 10 yılında atılmıştır. bunun dışında kaybedilmiş zamanlar için "eh artık çok geç" diyerek girişimlerden vazgeçilme lüksü yoktur. girişilmeli hatalar yapılmalı, risk alınmalı ve öğrenilmelidir. bir an önce ve hızla.
  • gayet sevindirici ve umutlandırıcı bi proje ama kafama takılan bi kaç şey var..
    -madem uluslararası pazar için değil de yerli pazar için yaratılan bir marka, isim neden etox? demişler ki tüm parçaları türkiye'de üretilecek, künyesinde made in turkey yazacak ilk araç bu olacak, isim konusunda da aynı hassasiyetin gösterilmesi gerekmez miydi?
    -bugüne kadar yalnızca bir kez başarısızlıkla sonuçlanmış (veya başarısızlığa uğratılmış) otomobil üretme girişimi olan bir ülkenin durup dururken lamborghini veya ferrari'ye rakip üreteceğiz demesi ne kadar mantıklıdır? ilk önce halk tarafından benimsenecek, herkesin kullanabileceği, kullandıkça da markasını benimseyeceği modeller gerekmez miydi? vw, opel, renault, fiat gibi otomobil devleri bu şekilde oluşmadı mı? kim 150bin ytl'sini riske atar ki?
    -tasarımda özgünlük bi markanın en büyük prestijidir fakat ben pek de özgün bir şey göremedim. ön farlar smart'tan(daha çok j9'u andırsa da), kasa 350z ve tt'den esinlenmiş gibi duruyor..
    -yakıt tüketiminin az oluşu büyük bir artı.. aksayan taraflarına rağmen heyecanlandırıcı bi tasarımı var fakat 100bin€'luk fiyatı anlamış değilim.
    sonuçta bugün bizim pahalı dediğimiz otomobiller binbir tane gümrük vergisinden geçe geçe o kadar pahalanıyor, böyle bir markanın yerli üretim için fiyatı oha dedirtiyor..
  • 3 adet siparis alindigi soyleniyor. ilk siparisi verenin cem yilmaz oldugu iddialar arasinda.
hesabın var mı? giriş yap