• aynı evi paylaşan kişilerin ilişkiler bütünü.
    (bkz: sitcom)
  • hicbir zaman, hickimseyle kotarabilecegimi düsünemedigim yasam ve paylasma bicimi.
  • evlilikten çok az farkı olan, taraflar sıkı dostsa sık sık karı-koca ilişkisine benzer sorunların yaşandığı ilişki çeşidi. zordur ve ilk şartı saygıdır.
  • saygi kayboldugunda, insanin canini yakan, birbirinin kicindaki dondan haberdarken bir anda ayni evde iki yabanci olunan, birbirinin suratina bakmadan gunler gecirdikten sonra taraflardan birinin cekip gitmesiyle son bulan durumdur. kapiyi cekip cikarken yillarin dostlugunu da arkanizda birakirsiniz. caniniz cok yanar ama hayatinizda biseyler uzun sureli cok cok kotu gitmisse ve cok cok yorgunsaniz, yalniz basiniza yasayacaginizi ve huzurlu olacaginizi dusundukce aciniz azalir*
  • paranız yetmediği için başkalarının temizlik ve hayattaki pisliklerine katlanmak.
  • eğer evde iki kişi mevcutsa çoğunlukla sorunsuz gidecek olan ancak üç kişi varsa illa ki iki kişinin diğerine karşı birlik olacağı ve huzursuzluk yaşanacağı arkadaşlık türüdür.
  • eğer doğduğunuz, büyüdüğünüz şehri terk edip hiç tanımadığınız bir şehre gidiyorsanız hayat kurtarandır. tek başına ev tutmaktan çok daha yararlıdır sosyal çevreniz için. bir süre sonra sıkılıp tek başına eve çıktıktan sonra pişman olup geri dönedebilirsiniz. asla tek başınıza yemek yemek zorunda kalmazsınız, canınız sıkıldığında sinemaya gidebilecek ya da birşeyler içebilecek birileri daima mevcut olacaktır evde.
  • genelde parasızlıktan ileri gelen bir gerekliliktir. öğrencileri geçtim ama çalışan insanların dahi ev arkadaşına muhtaç olması çok sıkıntılı bir durum. ama maalesef evlilik öncesi yaşlar tam da işteki acemilik zamanlarına denk geldiğinden kazancın yarısından fazlasını kira olarak ev sahibine ödemek istemiyorsa insan, ev arkadaşı bulmalıdır. ben mesela çok yakında ev arkadaşı arayan birilerini arayacağım gibi görünüyor. maalesef.
  • sıkıntı.
  • ev arkadaşlarının arasında bulunan ilişki çeşidi. taraflar arasında işin ev kısmına geçmeden de bir arkadaşlık söz konusuysa güzel yürüme ihtimali biraz artmış demektir, ama tabi önce aynı evi paylaşıp sonradan arkadaş olmak da imkansız değil. birlikte yaşanan insanın başka türlü görülmesi belki de imkansız olan yönlerini görmeyi sağlar, ve kişinin böyle yönlerini de birlikte yaşadığı kişiye gösterir tabii ki. onun dışında adam gibi yürümesi saygının yanında hoşgörü de gerektirir. bir de fedakarlık tabii ki. ya da bir şeylerden vazgeçiş, ve bu vazgeçişi kabul etme de denebilir fedakarlık yerine. duruma göre sevgiliyi eve atmaktan, gece internette mal mal takılmaktan, yüksek sesle müzik dinlemekten, dolapta son bir kutu kalan ve sabah evden çıkarken akşam gelinip bir güzel gömüleceği hayali kurulmuş olan biradan, güneş batana dek uyumaktan, hatta bazen tatile kaçmak yoluyla kısa süreliğine evin kendisinden vazgeçilmesi icap edebilir mesela. ha güzel midir, e tabi kendine göre güzellikleri var. herkesin stressiz olduğu zamanlarda ortaklaşa hazırlanıp yenen (ev arkadaşının severek ve iyi yemek yapıp paylaşanı makbuldür) yemekler, sabah kahvaltısı için taze ekmek alıp gelmek gibi küçük sürprizleri yapmak ya da bu sürprizlerle karşılaşmak (bkz: ev arkadaşına küçük sürprizler yapmak), evde verilen partinin ertesi günü herkesler gidip ev temizlenip akşamdan kalmalıkla mücadele verilirken yapılan sohbet gibi şeyler yani. hem avantajları da var, öncelikle ev temizliği kolaylaşıyor (yani çoğu zaman en azından), alışveriş kolaylaşıyor (ürünler daha çok miktarda alınınca daha az para verildiği ve alınan ürünlerin tüketimi daha hızlı olduğundan bozulma riski azaldığından), insan kendini yalnız hissetmiyor falan filan.
    yani ev arkadaşlığı iyidir güzeldir şudur budur, ama ruh yapınız, beceriniz, tecrübeniz ve paranız el veriyorsa gidin yalnız yaşayın derim ben.
hesabın var mı? giriş yap