*

  • semir aslanyürek'in önümüzdeki günlerde hayata geçirmeye karar verdiği vagon ve sellale filmlerinden sonraki üçüncü projesi. eve giden yol, osmanlı imparatorluğu'nun 1. dünya savaşına girdiği dönemde anadolu'nun güney ve güneydoğusunda, ve bugünkü suriye topraklarında yaşanan bir aşk, fedakarlık ve intikam öyküsü şeklinde tarif edilmiş filmin yapımcı şirketince.
    filmin başrolünde ise son zamanların beğenilen dizisi beyaz gelincikin oyuncularından, bir zamanların alişan'dan sonraki ikinci aynalı tahiri kadir, köpek, serseri, aşkına eşkiya gibi garip isimlere sahip dizilerde boy göstermiş 12 yıllık devlet tiyatrosu oyuncusu, konservatuar kökenli ve aslında kanlı düğün, duruşma(kafka), miletos güzeli, fırçalar ve düdükçüler(aziz nesin), dünyanın ortasında bir yer(özen yula) gibi oyunlarda oynamış iyi bir oyuncu olan erkan petekkaya oynayacak. diğer oyuncular ise melisa sözen, erdinç olgaçlı, muhammed cangören ve metin akpınar. suriye, antakya ve istanbul gibi mekanlarda geçecek filmin 15 haziran sabahı er vakitte çekimlerine başlanacağı söyleniyor. araklamacı gaztecilik ürünü bu sunumdan sonra ben yine bildiğimi okur ve şunu söylerim semir hoca şellale'de kendi başından geçen bir öykü anlatırken, şimdi de dedesinin başından geçen bir öykü sunacak. bu kaliteli yönetmenin filmini sabırsızlıkta beklemekteyim.

    ayrıntılı bilgi için reklamlar;

    http://www.ozenfilm.com.tr/ncontent.asp?id=1510
  • çekimleri bir süredir suriye'de, hem dönem filmi olması nedeniyle, hem de olaylı bir döneme denk geldiği için, bin bir zorlukla devam eden semir aslanyürek filmi. görüntü yönetmeni eyüp boz, sanat yönetmeni mustafa ziya ülkenciler'dir.

    yanlış hatırlamıyorsam 9 sene önce yazılmış bir senaryo bu, o zamandan beri filme çekmeye çalışıyordu semir hocam, çekimleri bitince daha da delirmiş bir halde gelecek biliyorum ki...

    http://kelebek.hurriyet.com.tr/magazin/4813175.asp
  • yakışıklı emre altuğ'nun saç, kaş ve diş değişimi ile nasıl da çikin bir hale gelebildiğinin göstergesi filmdir aynı zamanda.
  • anadolu'nun pek çok yerinde işlenen töre cinayetlerinin,genç kızların bekaretinin ölümle yaşam arasındaki ince çizgiyi oluşturuşunun da işlendiği seyredilesi türk filmi.
  • çok emek verildiği, üzerinde çok kafa patlatıldığı ve osmanlının son dönemindeki siyasi ve sosyal bir çok olayı vurgulamak istediği belli, ama bu amaçla yola çıkılıp yerini yönünü şaşıran, olayları bir türlü bağlayamadığım ve hatta tarihsel dayanaklarını çok yetersiz bulduğum film. her sahneden sonra söyleyeceki eleştirecek ya da doğrusunu belirtmek istediğim bir şey buldum neredeyse.

    zaten filmlerden tarih dağarcığını geliştiren bir nesil var, bari araştırarak işin doğrusu yapılsın demek istiyorum sadece...
  • olmamış film.
    belli, iyi para harcanmış, güzel prodüksiyon olmuş ama olmamış işte.
    hele bir yerde plevne marşı çaldı ki sormayın.
    türk filmine destek olalım diye gitmekten başka yapacak bir şey yok.
    ikinci bir araf etkisi yarattı bünyede.
  • biraz onceki kturk'deki canli yayin tanitimini ve ropartajini gorunce "aaaaaa aaaaa" dememi saglamis film.
  • genel olarak 'eh' denebilicek bi filmken,emre altug'un hiiiiic ama hic olmamasiyla inandiriciligi azalmis bi film.filmden once bi tane sinema programinda,'hep yakisikli adam iyi adam rolleri oynamak istemiyorum,oyunculugumu gosterebilecegim roller istiyorum ve bu da oyle bir roldu' diye anlatirken izledim kendisini,filmden sonra 'e ama hani olmamis ki' demek istiyorum burdan.sanki bir okul piyesinde gibi,sanki her an cikip 'sakaaa' diye bagiricak gibi duruyordu.ote yandan,filmin bi yerinde iki dakkaligina calan sarkida sesi duyuldugunda insani sesine bininci kere hayran birakabiliyor.yani keske o oynamasaymis o rolde de,bi derece daha guzel olsaymis film.
  • belki sanatsal acidan fevkalade! bir filmdir ama benim gibi halktan bir embesil! icin gayet berbat bir filmdi. bu zamana kadar hicbir film elestirimde bu tabiri kullanmadim ama burda izleyiciyi aptal yerine koymanin otesinde bir durum var. ,

    --- spoiler ---
    emre altug bence iyi oynamis hatta daha saglam bir basrol bulunsaymis belki film bile kotarilabilirmis.
    filmin yapamadigi ise "o kadar cok malzeme varki elimde hangisini kullanayim bilemedim" olmus. yani savasi anlatmis tam heyecan basacak olmadik yerde duraklamalar. savasta guzel bir kac sahne var bari detaylandirsaydiniz. ozune gireydiniz. yok turk komutan ingilize ayar veriyor. sonra olume gidiyorlar kol sancakta asili kaliyor. komutan duygulaniyor felan fistan.
    sonra o komutan neden demirciyi vuruyor. "iyi basladinda kotu bitirdin" ne demek yani nasil bi komutan o. ben turk tarihinde oyle bir komutanin varligina ihtimal vermiyorum. adam manyak mi fake yapiyor.
    sonra film ana konusunu olusturan "ask icin bekleyen iki deli yurek"de hikaye olmus. ne kavusmalari bi halta benzemis ne ayriliklari.
    ondan sonra halit (hamitte olabilir emre altugun oynadigi karakterden bahsediyorum) aslinda pic oldugunu ogrenmesi bunun seyirciye aktarilmasi ne duygusal olmus ne de baska bir hissiyat yaratabilmis anlayamadik. ayrica bogusma sirasinda vurulan sozde babasida olurken hicbir sey uyandirmadi bende. ah bile diyemedim ulan. bu kadar mi soguk islenir bir konu
    --- spoiler ---

    kisaca son zamanlarin modasi,turk filmlerine donus kusaginin en zayif halkasi olmustur gozumde. sonra kimse demesin neden hollywood izleniyorda turk filmleri izlenmiyor diye.
hesabın var mı? giriş yap