• tom robbinsin romani
  • henuz cilgin bir ergen iken bir cumartesi gecesi show tv'deki ogretici yayinlari beklerken cikinca kufrederek televizyonu kapatmama sebep olan ve su anda beni pismanliklara gark eden film. bir tom robbins kitabini film haline getirmenin zorlugundan olsa gerek, pek ses getirmemis, fazla begenilmemistir.
  • uma thurmanin normalin iki kati uzunlugunda bir basparmagi vardir. otostop yapmaya baslar. olaylar gelisir..
  • gus van sant'ın 1993 yılında çektiği eğlencelik film. yönetmenin; gerry, elephant, my own private idaho gibi filmlerine göre daha piyasaya hitap eden bir film olmuş ama yine de garip olmuş.

    konu olarak ; sissy hankshaw* normalin 3-4 katı büyüklükteki başparmaklarıyla hayata küsmüş, ailesi ve arkadaşları tarafından alay konusu edilmiş bir kızdır. bir gün canına tak eden sissy, otostop çekip hiç durmadan tüm ülkeyi dolaşmaya başlar. kısa bir zaman içinde , kocaman baş parmaklarının da faydasıyla tüm zamanların gelmiş geçmiş en iyi otostopçusu olmuştur. durduramayacağı araba yoktur, uçaklara bile tek bir el hareketiyle taklalar attırır, o kadar yani....

    lakin sissy artık 30una merdiven dayamıştır ve her yalnız kadın gibi çok azmıştır. çok sevdiği countess - ki kendisi rus bir kontes olduğunu iddia eden, missisipili bir ailenin dönme oğludur- onu yeni bir maceranın içine atar. sissy vahşi batının ücra bi köşesinde; göt göbek eritmek için oraya gelen zengin müşteriler, kukularını en az bir hafta boyunca yıkamayan cowgirl'ler ve her önüne gelene çükünü sallayan yarı japon yarı amerikan, dağda yaşayan bir ihtiyarla tanışır. şüphesiz ki böyle bir ortamda olaylar gelişir...
  • tom robbins'in ayni isimli eserinden uyarlanan filmin muziklerini k.d.lang yapmistir.
  • tom robbins'in takdir toplamis ve dahi kültleşmiş kitabı 1976 tarihinde yayinlanmis, gus van sant'in sinema uyarlamasi ise 1993 tarihine denk dusmustur.
    robbins icin hikaye kadar hatta daha fazla uslup onemli oldugu icindir ki, uyarlamasi imkansiz olmayan ama illa ki tam olmayan/olmamaya mahkum olan kitaplar yaziyor, orasi muhakkak. gus vant sant'ın filmi icin de beklenen vuku bulmus, egreti duran bir film olmus.dis ses kullanimi uslubu yansitmak adina basvurulacak en rasyonel yolken ve dis ses bizzatihi tom robbins'e aitken dahi film; kitabin yillar yili bilinmeyen bir sahafta bekletilmis; bazi sayfalarini kaybetmis, bazi kelimeler okunmaz hale gelmis ve hatta yazarinin ismi dahi bir miktar silinmis ("t r bi s" gibi belli belirsiz birkac harf kalmis lakin biz yakin takipciler ismi aninda tahmin edebiliyoruz) haline benziyor. bu darbenin en muhim nedenlerinden birinin uma thurman'in sadece "bas parmaklari uzunca otostop yapan hanimefendi" gibi bir karakter yaratmis olmasi oldugu kanaatindeyim. asil yaraticisi tom robbins olan bir sissy hankshaw bekliyor ancak, thurman'in kotu yorumu ile aliyoruz cevabimizi. diger herkes de oynadiklari rollere sasirmaktan; belli bir duzen/intizam icersinde canlandirmaya ugrastiklari "ucube" karakterlerini olduruyor, daha siradan insanlar yaratiyorlar. bu da sadece "disi kovboylari" degil, tom robbins hayranlarini da -belki gus van sant hayranlarini da- huzunlendiriyor.
  • (bkz: cowgirls)
  • 1993 yılı mahsulu gus van sant tarafından yönetilmiş olan abd yapımı film. tom robbinsin aynı adlı romanından uyarlanmış.

    başrollerde birbirinden enterasan isimler göze çarpıyor; uma thurman (sissy hankshaw), son zamanlarda the sopranosun kadrosunda dr. jennifer melfi rolunde görmeye alıştığımız lorraine bracco (delores del ruby), çocukluğumuzun başucu eseri karate kid seriyalinde mr. kesuke miyagi rolunde tanıyıp sevdiğimiz pat morita (the chink), senelerin eskitemediği angie dickinson (miss adrian), keanu reeves (julian gitche), rus kontes rolunde üst düzey bir performans sergileyen john hurt (the countess), phoenix ailesinden bir başka tanıdık sima rain phoenix (bonanza jellybean), blade runner'daki rachael roluyle beynime kazınan sean young (marie barth), willard ve dead mandeki rolleri ile aklımda yer eden crispin glover (howard barth) ve meşhur dizisi ile herkesin bir şekilde tanış olduğu roseanne (madame zoe).

    böylesine görkemli bir kadro ve robbins'in romanı gibi sağlam bir temel sözkonusu olduğunda ister istemez ortaya çıkan işten umutlanıyorsunuz. ama film için kocaman bir hayalkırıklığı demekten başka şansım yok. van sant bile isteye kendini kaldıramayacağı bir taşın altına sokmuş ve altında ezilmiş gibi geliyor bana. yazık olmuş!
  • rain phoenixin canlandırdığı bonanza jellybean isimli karakter öldüğünde mezar taşına yazılan "ha-ha ho-ho and hee-hee" şeklinde özlü söz ile akıllarda kalan film. söz uçar yazı kalır.
  • türkçeye "dişi kovboylar da hüzünlenir" olarak cevrilmistir.
hesabın var mı? giriş yap