13 entry daha
  • --- 1. mustafa islamoğlu'nun yaklaşımı ---

    mustafa islamoğlu, türkiye'nin islami kesimi içinde evrim teorisine olumlu bakan sayılı isimlerden biri. evrimi bir realite olarak gören islamoğlu, islami kesimde hakim olan evrim karşıtı "tez"leri amerikan püritenlerinin yaratılışçı literatürünün kötü bir kopyası (ve hatta çalıntısı) olarak nitelendiriyor.

    islamoğlu bu noktada haklı. öncelikle, evrim (ve aslında daha spesifik olarak doğal seçilim) her ne kadar ibrahimi dinlerin yaratıcı anlayışını ciddi ölçüde sarsıyor olsa da, türkiyeli müslümanların bunu fark etmeleri, gerçekten de büyük ölçüde batılı dindarların darwin'e karşı çıkmalarından sonra oldu. evrim ile yaratılışı uzlaştırmakta bir sorun görmemiş olan kimi eski dönem alimlerin argümanlarının yirminci yüzyılın ikinci yarısında birden yeniden hatırlanmış olması da bu noktada önemli. (tdv'nin yayınladığı islam ansiklopedisi'nin tekamül nazariyesi başlıklı girdisinde bu isimlerin bir kısmına ulaşılabilir. girdi, hatalar içeriyor ve biraz kötü yazılmış olsa da, evrim konusundaki farklı islami yaklaşımları kabaca özetliyor.)

    tabii bütün bunlar gayet doğal... ortaya bir argüman ihtiyacı çıkınca, bu ihtiyacı argüman ithali ile de gidermek mümkün, eski kaynaklarda işe yarar bir şeyler bularak da... hatta papa'nın "evrim teorisi yaratılışla çelişmiyor" dediğini başlığa çeken bir haberin türkiye'de 2014 yılında bile en çok okunanlar arasına girebilmesi, biraz da bu argüman arayışı (ve aslında kendi kendini ikna etme ihtiyacı) ile ilgili.

    islamoğlu'nun haklı olduğu ikinci konu ise, türkiye'de evrim konusunda hakim olan islami söylemin seviyesinin, batıdaki emsallerinden dahi düşük olması. zira, bu söylem herhangi bir orijinal argümana sahip olmadığı gibi, straw man'dan ad hominem'e, non sequitur'dan moving the goalposts'a ve daha nicelerine dek uzanan sayısız geçersiz argüman ile malul. daha da kötüsü, türkiye'de değil genel olarak üniversite mezunlarının, spesifik olarak doğal bilimler alanında eğitim almış olanların dahi bu temelsiz argümanları ikna edici bulabilmeleri.

    --- 2. islamoğlu'nun atıfta bulunduğu ayetler ---

    islamoğlu'nun evrime atıfta bulunuyor olabileceğini düşündüğü bir dizi ayet var. bunlar, standart sıraya göre: bakara 30, nisa 1, araf 11, nur 45, hucurat 13, nuh 14, insan 1, insan 2, insan 28

    bu ayetlerin her biri doğrudan evrim ile ilişkili değil. ancak islamoğlu, bu ayetleri bir arada değerlendirmemiz durumunda, hayatın suda başladığı ve insanın farklı safhalardan geçerek bugünkü haline geldiği şeklinde bir yoruma varabileceğimizi söylüyor. ancak, ilgili yorum, "bu ayetleri bir arada okursak, durumun mahiyeti anlaşılır" demekten ziyade, "böyle bir durum da söz konusu olabilir" derecesinde anlaşılabilecek, daha zayıf bir çıkarsamadan ibaret. örneğin, islamoğlu, meleklerin insanların yaratılması öncesinde allah'a, "bozgunculuk edecek ve kan dökecek birini mi yaratacaksın?" diye sormuş olmalarından hareketle, meleklerin insanların böyle davranışlar sergileyeceklerini nasıl bildiklerini soruyor ve cevaben iki olası açıklamadan söz ediyor. bu açıklamalardan ikincisi, evrim eksenli:

    --- alıntı ---

    "akla ilk gelen soru şudur: melekler nasıl bildi? ... kuran'da beşerin insanlaşma sürecinin sudan başlayıp çok uzun bir aşamada (etvar) gerçekleştiği ifade edilir (71:14). insan adlı canlı, kendisini insan yapan "ruh" üflenmeden önce kan dökmüş fesat çıkarmış olabilir. eğer durum böyleyse, melekler bu tecrübeye dayanarak bunları söylemiş olmalıdırlar."

    kaynak: islamoğlu, mustafa. 2009. hayat kitabı kur'an: gerekçeli meal-tefsir [üçüncü baskı]. istanbul: düşün yayıncılık. 16.

    --- alıntı sonu ---

    yani melekler, (sözgelimi) homo erectus'un yaptıklarından hareketle, insanın da benzeri davranışlar sergileyeceğini düşünmüş olabilirler... islamoğlu, bu yorumu için "kesinlikle böyledir" demiyor ve tefsirciler arasındaki yaygın eğilime uyarak bir açık kapı bırakıyor. peki bütün bunlar hakkında ne söylenebilir?

    --- 3. bir değerlendirme ---

    bahsi geçen ayetler evrim çerçevesinde yorumlanmaya "da" müsait. ancak ne var ki, ayetlerle kast edilen manaların bunlar olmaması da pekala mümkün. zira, tavırlardan/merhalelerden geçirerek yaratma, bambaşka şeylere de atıfta bulunuyor olabilir.

    ilgili ayetler arasında evrim çerçevesinde anlaşılmaya en müsait olanı, muhtemelen insan suresinin birinci ayeti. ayet, türkçeye verbatim olarak herhalde şöyle çevrilebilir:

    "insanın üzerinden, anılmaya değer bir şey olmadığı çok uzun bir zaman geçmedi mi?"

    cümle bu haliyle biraz karışık olduğu için, şöyle bir çeviri de düşünülebilir:

    "insan [henüz] anılmaya değer [vaziyette] bir şey değil iken üzerinden çok uzun bir zaman geçmedi mi?"

    buradaki soru şu: bu ayet ile kast edilen, gerçekten de erken-dönem insanlar ile modern insanlar arasındaki takriben 300.000 yıllık dönem olabilir mi? (#45839194)

    yoksa asıl kasıt, (sözgelimi) insanın anne karnında şekillendiği "uzun zaman" ya da başka bir şey mi? (bir sonraki ayetin insanın bir nutfeden yaratıldığını söylüyor olması da, bu belirsizliği artıran bir diğer faktör.)

    bir cevaba varmak zor. hatta, bu metinlerden hareketle bu sorulara muhtemelen hiçbir zaman net ve doyurucu bir cevap verilemeyeceği dahi söylenebilir. yani, her zaman olduğu gibi bu metinlere yine farklı yorumlar getirilecek ve bu çerçevede (hakim kültürün niteliğine bağlı olarak) saygılı-saygısız, tekfir içeren-içermeyen ve şiddete başvuran-başvurmayan ihtilaflar yaşanacak. çok da hoş bir manzara olmasa gerek.

    --- 4. sonuç ---

    bu tartışma hiçbir durumda tam olarak bitmeyecektir. hatta, doğal seçilimden hala söz edilmiyor olması itibariyle, türkiye'de tartışmanın henüz başlamadığı dahi söylenebilir. ancak şu da önemli ki, islam dünyası içindeki geniş kitlelerin yakın bir gelecekte evrimin aslında bir tez değil vaka olduğunu fark etmesi kaçınılmaz. iletişim imkanlarının geldiği bu noktada bunun başka türlü olabileceğini düşünmek zor. o halde asıl soru belki de, bu yakın gelecekte müslümanların bu konuda ne gibi yeni tavırlar geliştireceği olmalı. spesifik olarak bu konu çok karmaşık değil. dolayısıyla, bu ayetler ile evrimin kast edildiği (ya da kast ediliyor olabileceği) yönünde görüş belirten alimlerin sayıca muhtemelen epey artacağını söylemek bu noktada artık kehanet sayılmaz. ama iş işten geçtikten sonra bu söylem değişikliği ne mana ifade eder, çok emin değilim.

    --- 5. sonsöz ---

    bütün bunlar, aslında konunun özünü ıskalayan yorumlar. zira, asıl konu evrim değil. evrim, darwin'den çok önce, müslüman olan olmayan pek çok insanın zaten dikkatini çekmiş olan bir ihtimaldi. bu ihtimal, dini inanç ile uzlaştırılamaz bir içeriğe de sahip değildi. ancak, darwin'in evrime getirdiği açıklama olan doğal seçilim, konuya yeni bir boyut kazandırdı. darwin'den önce, gerek genel manada doğanın düzeninin gerekse canlıların kompleks yapı ve yeteneklerinin, ancak bilinçli bir yaratıcının tasarımı ile mümkün olabileceği düşünülüyordu. doğal seçilim, canlıların herhangi bir yaratıcının müdahalesi olmadan da basitten komplekse doğru gelişme kaydedebileceklerini gösterdi. evrim ile yaratılış arasında bir çelişki ortaya çıkması da, daha çok bu noktada oldu - ki zaten tam da bu nedenle papa'nın evrimi kabul eden ama konunun bazı önemli imalarını göz ardı eden açıklamaları bilimsel çevrelerce ciddiye alınmıyor. türkiye'de yapılan yorumlar ise, bu tartışmaların asıl mahiyetini anlamaktan çok uzak ve hala genel manada evrim etrafında dönüyor.

    mealler hakkında bir not:
    insan 1'in çevirileri birbirinden beter. alt alta yazılı farklı mealler, üniversite giriş sınavındaki "aşağıdakilerden hangisi yukarıdaki metinden çıkarılamaz?" formatındaki türkçe bölümü sorularını akla getiriyor. hiç arapça bilmeyen biri bile, (şayet gerçekten türkçe biliyorsa) sırf bu cümleleri karşılaştırmalı olarak okuyarak, mealcilerin hangi manaları kendilerinin uydurduklarını görebilir. tabii, "hepsi hatalıdır" demiyorum. (örneğin, edip yüksel'inki makul bir çeviri.) ama bu denli ezbere mealler yazılabilmiş olması şaşırtıcı. dahası, çok basit olmayan hemen her cümlenin mealinde böyle anlamsız hatalar var. (ilgili sitede biraz vakit harcayarak bu hataları görmek mümkün.) yani buradaki sorun, arapça metinlerin kimi zaman esnek manalı olmasından ya da kimi (çok anlamlı yahut az rastlanılan) kelimelerin manaları üzerindeki ihtilaflardan kaynaklanmıyor. türkçe metinlerde sıklıkla rastlanılan türden sorunlar bunlar. özetle: (1) soyut düşünebilme ve ayrıştırma yapabilme yoksunluğu, ve bu yetenek ve beceri yoksunluğu neticesinde ortaya çıkan (2) lisan özürlülüğü.

    tema:
    (bkz: evrim teorisi /@derinsular)

    tekmili birden: pdf
241 entry daha
hesabın var mı? giriş yap