• eytişim kelimesinin anlamına bakarak bu kavramı açıklamayı uygun görüyorum öncelikle: '' karşılıklı savların ileri sürüldüğü bilimsel konuşmaları yönetme ve yürütme sanatı. ''

    hayat zıtlıkların birbirlerini sıfırladıkları bir düzlemdir. soğuk- sıcak, aydınlık- karanlık... kısacası olguların miktarı ya da etkinliğinden öte varlıkları sabittir. yani dünyada metafizik olgular da dahil olmak üzere bir zıtlık kavramı ve onunda birlikte bir mücadele vardır.

    gelelim bu kuramın hayatımıza nasıl yansıtmamız gerektiğinde...

    doğduk doğalı mücadele ediyoruz hayatta. bebekken hastalıklarla, biraz büyüdükten sonra fiziksel aktiviteleri edinme becerisinde, kısacası bizim önümüzde doğal ya da yapay konulan engelleri aşarak bir yerlere geliyoruz. mertebe kavramı aslında çıkılan basamak sayısı olsa da, her basamağın kenarlarında kalan bir iki ölü fikir, tozlanmış duygular kısacası bir eser kalıyor. bu da bırakılanlar ile çıkılan basamağın eşitliği sağlandığında aslında gerçek mertebeyi verir. zira benliğimiz bizi sürekli temize çıkartmaya alışkındır. biz ' olduk ' dediysek bile bizi yanıltma gücüne sahip başka bir cephede de mücadele ediyoruz. diğerlerine göre oldukça tehlikeli ve sinsi bir düşmandır bu egolarımız.

    iş, hayat , özel hayat... aslında her noktada zorluklar ile birlikte mutlulukları da beraber yaşıyoruz. ancak insan özünde aldığı mutluluk ile zorlukları bir kenarda bırakmayı biliyor. kısacası yerdeki halıyı her seferinde bir güzeli ile değiştirmek altına süpürdüğümüz tozun ortadan kalkmasına çare olmuyor.

    zorlanıyoruz. hayat oldukça yıpratıyor kişileri. sürekli koşturma yaşanırken ne için koştuğumuzun dahi bir süre sonra farkındalığından uzaklaşıyoruz. doğrudur; zira başladığınız bir maden kazısında bir avuç altın sonrası ocağın dibinin daha da değerli eşyalar ile kaplı olduğunu görmek, başta planlanan hedeflerin daha da artmasıyla birlikte yeni eylem planlarının geliştirilmesini doğurur.

    çoğu insan işte bu enerjiyi ve mücadele devamlılığını sağlayamamaktan şikayetçi. işte bu enerjinin kaynağı diyalektik yaşamdır kanaatimce. bakın denge demiyorum. yani siz karşınızdaki zıtlık ile birlikte dengede bir hayat sürün değil. zaten belirttiğim miktarlar için konuşmuyoruz. zaten negatif karşıtlığımız baskın geldiğinde başarısız, biz baskın geldiğimizde ise başarılı oluyoruz. nötr bir olay olmasına imkan yoktur ki, size olmazsa bile eylemler bir şekilde birilerini olumlu ya da olumsuz etkiler.

    şimdi gelelim karşıya nasıl bir karşıt koyacağız?

    terazi kefesine aynı türden fakat tartacak kadar karşıt konulur. biz de eğer kariyer ise kariyer, sakin kalmak ise sakinlik, özel hayatta eşini mutlu etmek için bile bir diyalekt tipler belirleyerek planlamanızı yaparsınız. bahsettiğim mertebe; basamak ile öldürdüğünüz fikir ve tozlanmış duygularınızı da her basamak kenarına bırakmaktan gocunmayın. bunlar sizin geriye dönüp baktığınızda tecrübeniz olarak değerli kalacaktır.

    öznel olarak kendimden bir pasaj sunayım sizlere:

    ilkokul çağlarında sınıf arkadaşlarımızla aramızda bir ders rekabeti bulunurdu. bu liseye de taşındı bazılarıyla iletişim halinde kaldık. ancak elbette ki politik bir arkadaşlık. bu böyle devam etti ve üniversite çağında ilk sene başarısız oldum. ciddi bir aşk travması sonucu hüsran bir sonuç çıktı ortaya. peki ben ne yaptım? işte diyalekti buldum. eve gelip laf yapan akrabalar, sevdiğim kızın beni uğrattığı hüsrana verilecek karşılık ve o politik kaldığım insanlar... her zorlandığımda aklıma getirdim bu olguları. her yıprandığımda sevdiğim biricik anneme gelip ağız büke büke laf sokacaklar, o iyi dostlar ben gittikten sonra dalgalarını geçecekler.

    bu karşıtlık bana güçlü kalmayı ve mücadele hırsı aşıladı. sonuçta güzel bir sonuç aldım. sadece bu kariyer ya da ders olarak da değil, sabah kalkmaya zorlandığımda kaçıracağım o boş 07.55 otobüsü ile tıklım tıklım kalacağım 08.15 otobüsü karşıtlarını birer birer terazinin bir kefesine koyduğumda yine bir hızlanma ile şartlı bir öne çıkma yaşanıyor bende. bu aslında doğruya giden bir motivasyon şekliydi bende. çünkü çok yalnızız. düştüğümüzde yanımızda olacak bir iki insanlarla güçlü durmalıyız. onlarla mutlu, onlara güven verici olmalıyız. çünkü hayat sarmalı karşılıklı duyguların iyilik ya da kötülük alışverişi ile gerçekleşir.

    mutlu kalın.
hesabın var mı? giriş yap