• başkasını gidecek füzeyi kendi havasahanda imha etmek için kurulan şeylere verilen isim. sana gelmesin bana gelsin demenin bir yolu. bir şey merak ediyorum bir de; iran bir çılgınlık yapıp avrupa'ya nükleer füze gönderdi diyelim. bu füze de bizim topraklarımızda kurulan füze kalkanı sayesinde avrupa'ya gitmeden havada patlatıldı. o havada patlatılan nükleer füzenin hiç mi nükleer serpintisi olmayacak? eğer olacaksa neden bile bile lades? alman'ın canı can da bizimki patlıcan m? kıt askeri teknoloji bilgisine sahip olduğumu kabul ediyorum ama bu bu sorunun yanıtını öğrenme isteğime ne yazık ki gem vurmuyor. ey devlet cevap ver vatandaşına!

    edit: devletten değil ama değerli ekşi sözlük yazarlarından cevap geldi.

    loknar dedi ki;
    nükleer savaş başlığı istenilen (amaçlanan) şekilde patlamaz da kazara düşerse, patlamaz, hatta füze kalkanı ile düşürülürse muhtemelen roketin başlık kısmına zarar gelmemiş olur.

    orgasmico dedi ki;
    onların hava sahasında patlatılıyor. mesela amerika ve kanada'nın da kuzey kutbu üzerinden gelen füzlere karşı norad adlı bir sistemi var o da kuzey kutbu üzerinde patlatıyor. tabi amaçlanan bu yoksa nerede tutturabilirse orada patlatıyor.
  • bu tarz sistemler tehdit ülkenin tüm hava sahasına yakın bir kısmını sürekli gözler. örneğin bahsi geçen iran avrupa tarafına bir füze fırlattığı zaman, füzenin kalkışından itibaren sistem onu izler ve hava sahasına girmeden yok etmeye çalışır. tabi elin patriot füzelerine bağımlı olmaktansa bu tür bir sisteme kendi olanaklarınla sahip olmak gerekir. bizim coğrafyada kimin ne bok yiyeceği belli olmadığından götü sağlama almak lazım bu tarz konular söz konusu olduğu zaman
  • emperyalizme ve siyonizme değil iran'a kalkan ol!

    işçi mücadelesi/22 ekim 2010

    abd, türkiye'ye füze kalkanı kurmak istiyor. bu füze kalkanı güya iran ve kuzey kore gibi nükleer tehdit oluşturan ülkelerin karşısında savunma amacıyla tasarlanmış bir proje. füze kalkanı sistemi, tehdit yaratan ülkeden bir nükleer saldırı başladığında nükleer füzelerin havada imha edilmesini hedefliyor. bunun için hedef ülkeye mümkün olduğunca yakın kurulmasında fayda var. çünkü tam etkin bir füze kalkanından bahsetmek için nükleer füzeler atıldıktan sonra ilk 3 dakika içinde imha edilmeleri gerekiyor. kuşkusuz nükleer bir patlama dünyanın neresinde gerçekleşirse gerçekleşsin tam bir felaket demektir. başta emperyalist ülkeler olmak üzere devletlerin elindeki nükleer silahlar dünya için büyük bir tehdit oluşturuyor. bu yüzden de füze kalkanı dendiğinde kulağa sanki savunma amaçlı, barışçıl bir projeymiş gibi gelebiliyor. oysa gerçek tam tersi.

    füze kalkanı emperyalist saldırganlıktır

    öncelikle füze kalkanı projesinin ne olduğunu tam olarak kavramak gerekli. bu projenin kökleri sscb ve abd'nin karşılıklı olarak büyük çapta nükleer silahlanma yarışına girdiği soğuk savaş döneminde yatmaktadır. iki ülke ellerinde karşı ülkeyi defalarca tarumar edecek kadar silah biriktirmişlerdir. böyle bir nükleer yarış söz konusu olduğunda karşı tarafa üstünlük sağlamak iki şekilde mümkün olmaktadır. bunlardan birincisi karşı ülkenin misillemesini zayıflatmak üzere ilk saldırıyı gerçekleştirmek ve böylece karşı tarafa mümkün olan en büyük zararı vermektir. bu büyük bir kumardır. sonuçta ilk saldırıyı kim gerçekleştirirse gerçekleştirsin bir misilleme olduğunda her iki ülkenin ekonomik, askeri ve insani olarak ciddi biçimde tahribata uğraması kaçınılmazdır. bu yüzden olası bir nükleer saldırıyı füzeler kendi topraklarına girmeden önleyebilecek bir sisteme ihtiyaç duyulmuştur. dolayısıyla böyle bir "kalkan"a sahip olan ülke misilleme tehdidi olmadan nükleer saldırı imkanına kavuşuyor. 2. dünya savaşı'nda abd, tek yanlı nükleer güce sahip olma avantajı sayesinde, hiroşima ve nagazaki kentlerine attığı atom bombalarıyla japonya'ya kısa sürede diz çöktürmüştür. (bu bombalarla 360 bin insan öldürülmüş ve radyasyon yüzünden kuşaklar boyu japon halkı sakat doğumlar ve kanserle boğuşmuştur.) bugün kalkan projesi ile nükleer denge benzer biçimde bozulduğunda abd'nin emperyalist saldırganlığını dizginleyen önemli bir faktör ortadan kalkacaktır. yani füze kalkanı savunma değil tehdit ve saldırı amaçlıdır.

    hedefte kim var?

    1983'te abd başkanı ronald reagan "yıldız savaşları" projesini başatarak nükleer dengeyi abd lehine bozma girişiminde bulunmuştur. sscb'nin yıkılmasından sonra da abd bu çabalarından vazgeçmemiş ve en son 2007 yılında aynı amaçla doğu avrupa'ya füze kalkanı kurmaya çalışmıştır. abd her ne kadar kalkanın iran'a yönelik olduğunu iddia etse de rusya bu girişimin sert bir şekilde karşısında durmuş ve bunu savaş sebebi sayacağını ilan etmiştir. bu çıkış üzerine ertelenen proje 14 ekim'de brüksel'de yapılan nato toplantısında tekrar gündeme getirilmiş ve rusya'nın da tepkisi gözetilerek kalkanın yerleştrileceği yer olarak türkiye önerilmiştir. 20 kasım'da portekiz'in başkenti lizbon'da yapılacak nato toplantısında bu projenin bir nato projesi olarak uygulanıp uygulanmayacağı tartışılacaktır.

    füze kalkanının, sahibine tek yanlı nükleer üstünlük sağlayacağı düşünülürse türkiye'ye konuşlandırılmak istenen sistemin siyasal anlamı net bir şekilde ortaya çıkmaktadır. bilindiği gibi iran nükleer enerji üretme çalışmalarına başlamış ve bu çalışmalar başta abd ve israil olmak üzere emperyalizmin tepkisine yol açmıştır. bu tepkinin sebebi iran'ın bir nükleer güce dönüşmesinin abd ve israil'in bölgedeki nükleer tekelinin ortadan kalkmasına yol açabilecek olmasıdır. her ne kadar iran nükleer programını barışçıl amaçlarla sürdürdüğünü iddia etse de israil'i vurabilecek füzeler geliştirmektedir ve bu durum israil'de ciddi bir tedirginlik uyandırmaktadır. iran nükleer silah sahibi olduğunda abd'nin irak savaşına benzer operasyonlar yapmasının, israil'in aklına estikçe lübnan'a saldırmasının çok daha riskli bir hal alacağı açıktır. bu yüzden söz konusu kalkanın öncelikle israil için kurulduğu ortaya çıkmaktadır. daha geri planda olmak üzere türkiye'de kurulacak füze kalkanının abd ve nato tarafından aynı zamanda rusya'ya karşı bir mevzi olarak da değerlendirilmektedir. ancak bu değerlendirme yüksek sesle ifade edilmemektedir.

    tehdit iran'dan değil abd ve israil'den gelmektedir

    emperyalist saldırganlığın bir mevzisi olarak görülmesi gereken "füze kalkanı"na karşı çıkılması gerektiği açıktır. ancak bu karşı çıkışı salt barışçı düşüncülerle yapmak yanlıştır. israil ve abd'nin nükleer silah tekelini elinde bulundurduğu bir coğrafyada nükleer silah sahibi olmak meşru bir hak olarak görülmelidir. iran uluslararası dengeler dolayısıyla açıkça ifade etmese bile iran'ın nükleer silah üretme hakkı savunulmalıdır. çünkü emperyalistlerin iddia ettiği gibi iran bir tehdit unsuru değildir. esas iran'ı ve bölgede abd emperyalizminin, siyonizm'in karşısında kim varsa onları tehdit eden abd, israil ve tabii ki nato'dur.

    türkiye'nin özel konumu

    burada hem nato üyesi olarak hem de iran'ın komşusu olarak türkiye'nin özel konumu öne çıkmaktadır. abd, iran'ın nükleer programına karşı birleşmiş milletler nezdinde yaptırım uygulanması için bastırırken türkiye ve brezilya ayrıca inisiyatif alarak iran'la nükleer takas anlaşması imzalanmıştı. bu anlaşmaya göre iran, nükleer silah için de kullanılabilecek olan radyoaktif maddelerin türkiye'de uluslararası gözetim altında depolanmasını kabul etmişti. bu anlaşma abd'nin tepkisini çekmiş ve türkiye'nin dış politikada batı'dan uzaklaştığı şeklinde yorumlanmıştı. şimdi abd'nin füze kalkanını nato projesi olarak türkiye'ye dayatması, türkiye'nin tarafsız bir konumda durma ya da arabulucu rolüne soyunma girişimlerini ortadan kaldırmaya yöneliktir. iran'ın nükleer silahlanma hakkını savunmayan türkiye'nin bu proje karşısında takınacağı tutum son derece önemli olacaktır. şimdilik bir takım çekinceler ortaya konsa da nato üyesi ve abd emperyalizminin stratejik müttefiki olarak türkiye'nin seçenekleri giderek azalmaktadır. abd ve israil, iran'daki rejimi devirmek için askeri seçenek dahil bir dizi senaryo üzerinde yoğunlaşırken iran'la ikili ilişkilerini geliştiren ve abd'nin inisyatifi haricinde girişimlerde bulunan bir türkiye'nın sıkıntı yarattığı açıktır. tayyip erdoğan önderliğinde akp hükümeti bir yandan emperyalizmle işbirliğine devam ederken diğer yandan ortadoğu'da prestijini arttıracak çıkışlar yapıyor. mavi marmara olayından sonra israil'e karşı yapılan çıkış, iran'la yapılan anlaşmalar, suriye ve diğer ülkelerle geliştirilen ilişkilerin bu çerçevede etkili olduğu açıktır. bununla birlikte, füze kalkanı projesi türkiye'yi kaçınılmaz biçimde taraf olmaya zorlayack bir süreci başlatmış durumda. ya emperyalizmden ve siyonizmden yana olacaksın ya da karşısında... arada kalmanın, denge politikası izlemenin koşulları azalmaktadır. akp'nin son tahlilde alacağı tutum bellidir. bölgede emperyalizme karşı değil tersinde onunla ittifak halinde güç olmaya çalışan, yarım asırlık nato üyesi türkiye'nin hükümeti sonuçta emperyalizmden yana saf tutacaktır. tabii ki büyük bir politik bedel ödeyerek. bu bedeli arttırmak ve hükümetin emperyalizme boyun eğişini güçleştirmek emekçi kitlelerin ve bölge halklarının alacağı tutuma bağlıdır.

    emperyalizmin ve işbirlikçilerinin karşısına dikilelim

    bu tabloyu ancak emperyalizmin esas olarak ezdiği ve savaşların ve olası savaşların esas mağduru olan emekçi sınıflar değiştirebilir. irak savaşı öncesinde olduğu gibi iran'a karşı yapılan emperyalist planların da karşısına dikilmek gerekir. daha önce irak'ta olduğu gibi iran'da da iktidara politik anlamda kefil olmak mümkün değildir. iran'da hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak biçimde gerici bir rejim vardır. ne var ki söz konusu olan bölgedeki gericiliğin merkezi konumundaki abd emperyalizmi ve siyonizm'in önünde engel olarak yükselen her gücü sindirme çabasıdır. bu yüzden tüm sendikalar, emekçilerden yana siyasi partiler, meslek örgütleri "emperyalizm iran'dan elini çek!" diyecek herkes bir araya gelerek emperyalizme karşı güçlü bir kalkan oluşturmalıdır.

    http://www.iscimucadelesi.net/…iew&id=1155&itemid=1
  • türkiyenin nato zirvesinde kabul ettiği sistem. şartlarımız neydi , ne kazandık ne kaybettik tabiki bilimemekte, kaypak açıklamalarla geçiştirilmekte. arkadaş almanının fransızının götünü korumak adına ben milletle bozuşacaksam bilmek isterim sebebini. ama tabi sizin tuzunuz kuru, olası bir durumda bütün sülale usa topraklarına...
  • buna devletler niye itiraz ediyor biliyor musunuz?

    bunu yerleştirince, siz füze fırlatabilir ancak karşı taraf (neredeyse) fırlatamaz konuma geliyor.

    bunu koymak demek, "ben sana savaş açmaya hazırlanıyorum ancak senden gelen füzelere karşı da önlemimi alıyorum" demek.

    füze kalkanı savunma amaçlı olan bir şey değil, tamamen saldırı amaçlı konulan bir şeydir.

    bugünkü dünyada yaşanacak bir savaşın habercisi de bunlardır. türkiye de taraftır.
  • kalktığında karşısındakinin de kaldırmasına yol açan düzenek.

    sonrasını tahayyül etmek bile istemiyorum.

    farkındayım biraz erkeksi oldu; ama ne yapayım.
  • (bkz: sütyen)
  • 14 ocak'ta kürecik'te protesto edilen proje.

    protesto görüntüleri ha şurayadur:

    http://www.haberler.com/…klasmasina-3269127-haberi/
hesabın var mı? giriş yap