• (bkz: ignorance is bliss)

    edit: bir kaç arkadaş mesajla sormuş. cehalet ne alaka diye. burada bahsedilen cehalet erdemdir değil, çevirinin tam da gerçek anlamını yansıtmadığını düşündüğüm için ingilizce versiyonunu kullandım. bilmemek, sallamamak (ignore etmek) bir mutluluktur olarak kullanıyorum.

    facebookta insanlar en mutlu anlarını paylaşırlar, zaten daha önceden de konuyla ilgili araştırma yapılmıştı. evliliğini, çocuklarını, işindeki yükselişini, yeni evini, ailesiyle yaptığı kahvaltıyı, dostlarıyla yaptığı çılgınlıkları vs. bunları facebook vasıtasıyla gördüğünüzde kıskanmanız, kendi hayatınızla kıyaslamanız elbette mümkün ve bu da insanda üzüntüye neden olabilir.

    fakat bunları bilmemek, bilgiyi ignore etmek "aman banane" demek deyimin de anlattığı gibi bir bliss yani sevinçtir.

    ama çevrenizdeki insanların özel hayatlarını, mutluluklarını da paylaşmamış oluyorsunuz. üzülmemek için.

    hayat mottom "bilgi güçtür" olduğu için bana ters. biraz da negatife kaçan deyimle açıklamam bundan.

    edit2: milletin çocuğunun, bebeğinin fotolarını bilmek, bilgi kategorisine girmiyor olabilir elbette. ama facebookta sadece bunlar paylaşılmıyor.
    misal buyrun: https://www.youtube.com/watch?v=u5kidtmjgc8
  • burada yanlış bir yaklaşım var. facebook kullanan bazı insanlar mutsuz oluyorlar denmeli. ki buna dair çok yazı var. en eski insan dürtülerinden olan özenme, kıskanma, gıpta etme facebook gibi özel hayatın direkt ifşa olduğu bir ortamda daha fazla aktif bir yapıda ortaya çıkıyor. mülkiyet hissi ve düşüncesi de buna eklenince insan kendi hayatına dair özeleştirilerde bulunup kendini negatifliğe sürükleyebiliyor. buraya kadar evet. ama facebook kullanmayanlar bu tür bir ifşaya maruz kalmadıkları için teknik olarak kullananların mutsuzluk oranının altında kalıyorlar. yani sırf facebook kullanmıyor diye ekstra bir mutluluk durumu yok. çok da anlaşılması güç bir yaklaşım değil ama yine de teşhis daha doğru ifade edilmeliydi.
  • doğruluğuna %100 inandığım tespittir. hatta bu sadece facebook nezdinde değil tüm sosyal medya hesapları için geçerli...

    insanı depresyona soktuklarını düşünüyorum... her sosyal statüden insanın sadece 1 tık ya da isim arama ötende olması ve onun hayatını tüm çıplaklığıyla görmen, lüksünü şatafatını görmen...

    sonuçta sosyal medyada sıradan vatandaştan ünlüye doğru bir akış var... örneğin kıvanç tatlıtuğ girip sizin hesabınıza bakmaz ama siz giriyorsunuz direk adamın hayatının bir parçası gibi napmış nereye gitmiş görüyorsunuz instagramda...

    uzun vadede toplumun ve insanların psikolojisi nasıl etkilenecek hep beraber göreceğiz.
  • facebook'u gereginden fazla hayatimiza dahil ediyoruz. bu kadar ciddiye almazsak her sey daha yolunda gider.
  • yavaş yavaş facebook u bırakıyorum. twitter da farklı bir isimle hesap açtım o da takip etmek istediklerim için çoğunluğu manken, victoria sectrets vs. ciddi politik şeyleri, arkadaşlarımı vs. takip etmiyorum.
    2. haftadayım.
  • bizzat yaşayıp test ettiğim olaydır. yıllar önce, çok vakit harcadığıma inandığım için radikal bir kararla hesabımı tamamen sildim. ilk başta bir boşluk oluyor ama sonra kuş gibi hafifliyor insan.
    sonra eşimin facebook hesabına dadandım. baktım tanıdık eş dost akraba, salak salak siyasi paylaşım yapıyor, kendini adeta ulusa sesleniş konuşması yapar gibi hissediyor, ortak bir kararla onunda hesabını sildik.
    şimdi evimiz çok daha huzurlu. kimin ne salaklık yaptığından haberimiz yok ve keyfimiz gıcır.
    herkese tavsiye edilir.
  • (bkz: facebook diye kendi dandik arkadaşlarını anlatmak)

    listende böyle adamlar var mı? yok.

    peki böyle adamlar var mı? yok.

    facebook mu dandik, yoksa arkadaş grubun mu? ego dolu, gösteriş meraklısı insanları arkadaş diye eklersen, sonuçlarına da katlanacaksın madem. ee ekleme? niye ekliyorsun? facebook'un mevcut durumda hiçbir suçu yok. facebook'un insanları mutlu yapmak gibi bir misyonu da yok, zorunda da değil. ''facebook açtım, çok mutsuzum'' diyen insan da haybeden insandır, akli ehliyeti yerinde değildir. ''facebook insanları mutsuz ediyormuş'' diyen insan da kendi mutsuzluğuna kılıf arayan sıfatsızdan başka bir şey değildir.
  • doğruluğuna inandığım ve bir süredir kendim için sorguladığım gerçektir. kullananın daha mutlu, daha akıllı, daha bilgili veya daha sosyal olmadığına eminim. eksikliğinin hayatımdan ne götüreceğini veya ne hayatıma ne katacağını görmek istiyorum ama daha verimliği geçireceğim bazı zaman dilimlerine sahip olacağıma eminim.
  • fb kullanmayan biri olarak sosyallesmede, yeni insanlarla tanismada cok yavas oldugum kesin. pilav gunu olur, eski arkadaslarla toplu bulusma olur, hep sonradan ararlar, yakin arkadaslarimdan ogrenirim. bazen kacirdigim olur hatta. niye haber vermediniz ipneler dedigimde "abi fb da vardi, kullansaydin sen de" seklinde muhabbet olur.

    neyse, bundan dolayi mutlu muyum peki? mutsuz degilim, o kesin...
  • altinci yilimi 2 ay sonra doldurmak uzereyim. daha mutlu muyum bilmiyorum ama gorustugum kimseler kalmadi liseden universiteden o kesin. sadece bayramdan bayrama 3-5 kisi ile telefondan gorusursem o. demem o ki facebook kullanmayarak belki mutsuzluga sebep olacak durumlardan kendinizi korumus oluyorsunuz ama insanlardan da uzak kalmis oluyorsunuz gunumuz dunyasinda (bunu derken 70'lerde genc olmayi cok isterdim diye her defasinda dusunmeden edemiyorum). gozden irak her yerden irak.
hesabın var mı? giriş yap