faraş

• supurulen guburleri toplamak icin kullanilan yamuk seklindeki alet
• mangal yaparken de kullanılabilir..
• kisa sapli ev kurei
• küfürbazlar için de faraş ağızlı deyimi kullanılır.
• faraş, yapısı itibariyle sarı çizmeli, bir garip alettir; yani paralelkenar desen değil, dikdörtgenler prizması desen değil; kureyşliler koniği desen hiç değil..
  
  böylesi tarifsiz ve gariban bir varoluş olmasına karşın faraş, işlevleri bakımından öyle mühimdir ki, o kadar olur..
  
  faraşı, tarih sahnesinde ilk fenikeliler kullanmıştır.. malum, ticarette uzlaşmış fenikelerin, pasaklı oldukları içün, gemilerini handiyse bok götürmektedir.. lakin bir gün, aslen temiz bir mizaca sahip olan fenikeli kaptan ramon artık dayanamayıp, bu gidişe bir dur demek üzre, bir alet tasarmaya girişir..
  
  aslında plutonyumdan yapılmak üzere tasarlanan bu alet, o zamanın imkanları neticesinde naylondan yapılır; tabii geometri bilgisi kıt olan ramon'un -aletine kedisinin ismini verir: faraş- şekil verememesi sonucu bugünkü halini alır faraş..
  
  faraşın en yakın arkadaşı süpürgedir (bunu da horasanlılar keşfetmiştir, uzuun bir öyküsü vardır); süpürgesiz faraş bir hiçtir.. (bir düşünün faraşı: bomboş bir odada tek başına; hiçmiş değil mi ya..)
  
  bu iki kafadar, bir araya geldikleri vakit harıl harıl her yeri temizleyip, işlerini erkenden bitirirler.. evlere dağılmazdan önce de, kahvede iki el tavla atarlar, gelenekleri böyledir nitekim..
  
  (bkz: leğen)
  (bkz: maşrapa)
• (bkz: faraşa ittirilemeyen hain süprüntüler)
• argoda çok fazla cinsel ilişkiye girmiş bayanlar için kukunun aldığı formatı anlatırken kullanılır. zaman zaman erkekler için kullanıldığıda olur o zaman bu baylar için attention...
• fps oyunlarında mermiyi uluorta saçmak.
  
  (bkz: basılı)
• mangal yellemek icin kullanilir ekseri. ya kirilma ile ya da parmaklardaki deriyi yirtmakla sonuclanir is.
• (bkz: falaşa)