• boğaz için üniversitesinde one and only bir hocamızdır. sosyoloji bölüm başkanıdır ve soc 108 (bkz: social analysis) gibi dersleri ve osmanlı tarihine olan derin ilgisi durkheim/weber/marx okumaları yaptırdığı dersleri, gülümseyişi, mavi gözleri ve çok iyi bir sosyolog oluşuylar one and only biridir.
  • eski tiyatrocu, karizma sahibi insan, bogazici sosyolojili kızların idolu. boyunun kısalığını sesinin yüksekliğiyle kapatmaya çalışmasıyla tanınır.
  • kartal tibetin oğlu kanat tibetin öğrencisi olduğu ve bir çiçek pasajı gecesini müteakiben, koltuk altına sıkıştırıp "hoca, sen cücesin mücesin ama kafa adamsın" dediği hoca.
  • bu seneki mezuniyet toreninde ogrencilerin(!) sectigi en iyi hocalar odulunu alanlar arasında deniz ceylanla birlikte odulu en cok hak eden hoca. zaten stad faruk birtek nidalariyla inledi.
  • trt2 de satır arasına konuk olmus ve yasaklar konusunda düzeyli bir 'ders' vermistir...
  • çok konuşkan, sevimli bilim adamı. bir de tevatür odur ki, kişinin adını soyadını öğrenince, kişinin yaşlı bir akrabasının cenaze haberini verebilirmiş...
  • bir toplantıda heidegger ve adorno üzerine tartışmalar devam ederken köln üniversitesi'nden gelen konuşmacıya başta "you are a hero" "you don't know me but i know you very well" diyen üstadımız sorular kısmında kimse soru sormayınca (türkçe ve yüksek sesle); soru soran yok, ayıp olmasın, bari laf olsun diye ben soru sorayım demiş, ama ne var ki sorduğu soruya giderek kendini kaptırmış, gözümüzün önünde kendinden geçip konuk prof.'a ben senin gibi on taneyi cebimden çıkarırım ulen! edasıyla eleştiri yağmuru yağdırmış, giderek sinirlenmiş ve dayanamayıp seminer bitmeden mosmor bir suratla salonu terketmiştir.

    (bkz: bu ne perhiz bu ne lahana turşusu)
  • boğaziçi üniversitesi' nde vaktiyle soc 108:sociological perspectives dersinin default hocası. feodal yönetimden merkezi yönetime geçişi enfes anlatırdı. bunları balinaya benzetir, her derste tahtayı ikiye bölüp moby dick 1 ve moby dick 2 yazar/çizerdi. devlet otoritesini anlatmak için kullandığı "let's assume you want to eat peynir. if there is no authority you can go, kill the bakkal and grab the peynir" cümlesi (ya da benzeri) hala aklımızda.
  • açık mı? repliği zihinlere kazınan sosyoloji profesörü. lisans diplomasının iktisat alanında olduğu söylenir
  • lisans,master,doktora derken epeyce profesorden ders aldim,iclerinde en zekilerinden biridir..durkheim'i pek sever,akabinde super de anlatir..hatta da,marx,weber durkheim ucgeninde kimseler eline su dokemez kanaatindeyim..berkeley'deki doktora yillarinda durkheim cozumlemelerine amerikalilarin nasil alik alik baktigini,'vay be turke bak sen' dediklerini anlatmisti bi derste..keyfi yerinde oldugu zaman bol bol anektod anlatir zaten..bir baska berkeley mezunu,otuz kusur yillik arkadasi,meslektasi,sosyolog da caglar keyder'dir..arnavutkoyde evlerinin komsu oldugunu da duymustum*..neyse..faruk beyden ders dinlemeden bogazicinde sosyal bilim okumak yarim kalmak demektir..esprilidir,bilgilidir,anlayislidir,ukaladir,ama bunu biraz da karsisindaki insanlarin zeki oldugunu bildigi icin bi nevi onlari(bizi) challenge etmek icin yapar..bi gun,hangi konuydu hatirlamiyorum,kulturel anlam farkliliklarina geldi laf..bizimki texti unuttu..anlatmaya basladi.."biz amerikadayken cocuklar bakin bunun ornegini yasadik.simdi bi cift arkadasimiz var.bunlar turkiyede evlenemiyolar,kaciyolar amerikaya geliyolar.amerikada da iki tip nikah oluyo.parasi olan kilisede,parasi olmayan iki sahit bulup belediyede yapiyo dugunu.simdi,bunlarin parasi yok.sahitler de caglarla* ben olduk.belediyede nikah kiyiliyor.memur sorulari sordu.evet,evet denildi.yuzukler takildi.memur 'gelini opebilirsin' deyince bizim turk erkegi,kizin elini tuttu*,yanaklarindan sapur supur......." tabi bunu anlattigi sirada,o ani resmen yasattigini,yanaklarinin kizardigini,gulmekten katildigini,akabinde sinifca iptal oldugumuzu da soylemem lazim.faruk birtek kesinlikle cok dusunen ve okuyan bi akademisyendir.anlatmaktan da hoslanir.ama hakettigi yere gelememistir kanimca,cunku biraz oblomov'dur,deyim yerindeyse,yazmaya usenir..yoksa yale'de hocalik yapmisligi,japonyadan avrupaya cesitli okullara ziyaretci profesor olarak gitmisligi vardir..ve evet,inandigi ogrencileri de super yerlere gonderdigi olmustur..akademik kisiliginin yanisira sosyal anlamda da her zaman gulumseyerek dolasir etrafta.disarda gordugunde mutlaka 'nasilsiniz' der,hatta gelir elinizi sikar,heycanla,gulumseyerek..bi de,faruk birtek'in diger bir kankisi yorgo istefenapulos'tur..bu ikisi birbirlerine takilmaya bayilirlar..bi gun yorgo bey'le bi karsilastigimda sosyoloji ogrencisi oldugumu soyledigimde,'aaaa o faruk hocaniza soyleyin,demagog o demagog' demisti..iste boyle..kisacasi,postmodern ekol pek hazzetmese de,bircok hocadan daha insancil,daha yardimsever,daha iyi egitimli ve daha zeki oldugu dogrudur..biz de onu cok sevdik*..
hesabın var mı? giriş yap