• nakşibendi tarikatı şeyhi iken tasavvuf hakkında yaptığı araştırmalar neticesinde tasavvuf ve tarikatlara ilişkin kanaatleri tamamen değişen ve çok geçmeden şeyhlik makamından çekilerek nakşibendî tarikatıyla ilişkisini tamamen kesen, kendi deyimiyle "postu bırakan" eski şeyh. tarikatların kökeninin budizmin mahayana kolundan geldiğini iddia etmektedir.

    eski bir tarikat şeyhi ferit aydin anlatıyor:

    http://www.youtube.com/watch?v=gkooua3fbum
  • turan dursun'un seyreltilmiş hali.
  • çocukluğumdan beri saygı duyarım kendisine. soyadına yakışır bir hayat yaşar. o kadar kültürlü ve bilgili olmasına rağmen inanılmaz mütevazıdır da. yolda gördüğünüzde o koskoca adam arabasını durdurur, iner, gelir selamlaşır sohbet eder. dini o kadar güzel anlatır ve insanları soğutmamak için o kadar güzel ifade eder ki, dinledikçe dinleyesi gelir insanın. birçok anım var kendisiyle. hatta ailemizin çoğunluğunun dini nikahını kendisi kıymıştır. el uzatmayan yobaz kuzenlerime "abdest almak, kalp kırmaktan daha mı zor geliyor evladım?" demiştir. bildiği birkaç dilden birini ben de biliyorum. daha doğrusu okulda o dili okudum diye kendini bilmezin biri "hadi konuşun aranızda biz de dinleyelim" dediğinde, güzel yüzündeki tebessümle bana dönüp "kızımızın bildiği dil daha güncel ve medenidir, ben onun kadar iyi konuşamam, benim bildiğim onunkinin yanında çok eski kalır, ona yetişemem" demiştir. o an boynuna atlayıp amcam benim be diye sarılasım gelmişti. ortam o kadar kalabalık olmasaydı yapardım da.
    araştırarak öğrenen, sunulan bilgiyi kabul etmeden önce iyice didikleyen, insanların kalbini kırmanın kul hakkı olduğunu düşünen ve bu şekilde hareket eden, hem büyüklerine hem küçüklerine inanılmaz saygı duyan güzel insandır.
    tarikatmış, şeyhmiş o kısımlarını bilemem ben. ama anlattığı her hikaye çocukluğumda huzura neden olmuştur. yargılamadan, cezalandırmadan dini sevdirecek nadir insanlardandır. saygım, sevgim sonsuzdur.
  • eski tarikat şeyhi, aydın insan.
    türkiye'de tanınmasına izin verilmemiştir, hatta yazdığı kitapları -birkaçı hariç- yayımlayamamıştır. bazı eserleri sadece arapça olup arap coğrafyasında yayımlanmıştır. seveni, sevmeyeni bir yana ilm-i hayadan yoksun olup onu eleştirmeye değil aşağılamaya çalışanlar nefret saçmak ve iftira atmaktan öteye geçemediler.

    feriduddin aydın etrafında binler varken koşulsuz hizmete sahipken bunları elinin tersi ile itmiş ve doğrular için ne ızdıraplar çekmişti. çok sevilirdi, hakkında kerametler bile anlatılırdı. bu zamanlarda en ufak bir haz için insanların yaptıklarına bakılınca gerçekten büyük iş yapmış diyorum.

    kendisinin postu terketmeye varan değişim süreci sadece bir müridin rabıta ile alakalı soru sorması ile başlamıştı. ondan sonra hakikat kapısı açıldı kendisine. tarikatta nakşbendilik ve rabıta adlı kitabı kaleme aldı ve bu yoldan beraatini verdi.

    ne gariptir ki, en ufak eleştiri için bile reddiye videoları yapan, yazılar kaleme alan nakşi cemaatler bu kitap hakkında yıllardır en ufak bir şey söylemediler, umumi alanlarda adını bile anmaya çekindiler.

    oysaki yayımlanmadan önce bazı tanınmış tasavvuf ehli insanlara gerek mektup gerek şahıslar aracılığıyla haber gönderilmişti. kitap onlara verilecek ve onlardan bu tezleri çürütmeleri istenecekti. aksi iddia edilirse kitabın basılmayacağı da taahhüt edilmişti. olumlu cevap veren olmadı.

    kendisine katılmadığım çok noktalar olsa da verdiği mücadelelere saygı duyarım. her ilim adamının hataları olduğu gibi kendisinin de hataları vardır.

    aklıma gelmişken şunu da belirteyim, ikili ilişkilerde ve sosyal hayatında yazılarında olduğunun hilafına sert değil mütevazı bir tarzı vardır.
hesabın var mı? giriş yap