• bir zamanların eğlencelik manyak filmlerinden(1986). matthew broderick ba$rolde oynamıştır.
  • denilebilir ki ferris bueller sehrin en populer kisisidir ve bu durum sadece okul mudurunu ve kiz kardesini rahatsiz eder. mudurun tek amaci ferris'i yakalamak, kardesinin ise tek amaci ferris'in ne mal oldugunu ailesine gostermektir. (bkz: ferris bueller)
  • lise yasantisini dalgaya aldigi icin lise ingilizce derslerinde gosterilmesini yadirgadigim film. sanirim halen eksik oldugu dusunulen ingilizcemizle pek bi sey anlamayacagimizi dusunduler degerli dil hocalarimiz..
  • ortaokul yıllarımın en eğlenceli filmlerinden biri. aklıma hep ferris'in arkadaşının babasından çaldıkları arabasının kilometresini düşürmek için geri vitese takıp arabayı öyle çalıştırma maceralarının olduğu sahne gelir. hatta ilk seyredişimde ben de bu fikri mantıklı bulduğumu hatırlıyorum, ne acı.
  • john hughes'in yonettigi, 80'lerin eglenceli genclik filmlerinden. new wave sarkilarla susludur. ferris'in yatak odasindaki, ingiliz bayragi, bryan ferry, simple minds, killing joke ve cabaret voltaire posterleri gozden kacacak gibi degildir..
    okulu kirma, hastalik taklidi, ebeveynleri kandirma uzmani, okuldaki kiz kardesi haric herkesin sevgilisi ferris'in, ayarttigi kiz arkadasi ve en yakin arkadasi (nefis oyunculuk) cameron ile, chicago'da eglencenin dibine vurdugu gunun hikayesi.. tarih ogretmeni rolunde ben stein var ve o ifadesiz konusmasi ile yerlere yatiriyor..
  • bu erkeklerin hayran, kızların aşık olduğu, popularite ilahı ferris adamlarindan her lisede bulunur. eger sizin de okul yıllarınız böyle ferrislere uyuz olarak gecmisse film sırasında kendiniz hiç ummadıgınız şekilde okul müdürü veya gıcık kız kardeş gibi karakterlerle özdeşlesmiş "geber ulan ibne" diye tısslarken bulabilirsiniz.
  • bize hayatın gerceklerini ogreten bir filmdir:
    (bkz: geri viteste gitmek kilometre sayacını azaltır mı)
  • chicagonun merkezinde insanlarin the beatles'in twist and shoutu esliginde gaza geldigi film
  • 80li yillarin vazgecilmez genclik filmlerinden biridir. kesinlikle, genclik filmi deyip bir koseye atilip kucumsenmemelidir. kendi kategorisindeki bir cok amerikan genclik filmi ile-ozelliklede gunumuzde cevrilenlerle- karsilastirildigi zaman filmin aslinda ne kadar kaliteli oldugu ortaya cikiyor. film, lise ogrencisi ferris'in iki arkadasi ile, nerdeyse tum liselilerin fantesizini susleyen bir gunu yasamaya calisirken, bir yandan ailesi, kacik muduru ve kiskanc kardesi tarafindan yakalanmamaya calisirken yasadigi -surreal-matrak olaylari anlatiyor.

    film bitince insan keske hayata bakis acim biraz daha ferris'in ki gib,i biraz daha az mudurunku gibi olsa diyor, ve ne yazikki sadece demekle kaliyor. her ne kadar bu escapism felsefeli film, insanin hayatini degistirmeye yetmesede, yonetmen bu denemesinden dolayi yinede kutlanmali.

    zaten, filmin tagline'i filmin vermeye calistigi herseyi cok iyi acikliyor kisaca:seize the day.
  • filmde yello'nun "oh yeah"si duyulur.
hesabın var mı? giriş yap