64 entry daha
  • filmini izledikten sonra bile heyecanla okunabilen çok az kitaptan biri... altı çizilesi birçok diyaloğa sahiptir... filmi sevenlere bir de kitabı okumaları tavsiye edilir...

    edit:

    1995'in temmuzunda bir grup arkadaşımla oturdum ve onlara dövüş kulübü adlı, daktiloyla yazılmış bir roman müsveddesi gösterdim. bira içiyorduk, herkesten müsvedde ile ilgili bir dilek tutmasını istedim. orada bulunan herkes hikâyeye katkısı olan bir şeyler söylemiş veya yapmıştı, ve bir ödül almaları en doğrusuydu.

    arkadaşım ına dışında hiç kimse dilekte bulunmadı. ina "brad pitt'le tanışmak istiyorum" dedi.

    bir yıl sonra, 1996'da müsvedde kitap haline gelmişti. o cumartesi gecesi arkadaşlarımla birlikte dixie dağ yolu'nun üst tarafında dennis ve linni stovall tarafından düzenlenen geleneksel kayan yıldız izleme partisindeydik. birisi, içinde kitapla ilgili bir haber olan yerel gazeteyi getirdi. arkadaşlarım greg ve sara, stovall'lerin mutfağında haberi okurken gülmeye başladılar.

    nedir o kadar komik olan şey diye sorduğumda,
    "bizi takip ediyor," dediler.

    haberde edward norton ve brad pitt'in rol alacağı dövüş kulübü filminin nasıl çekileceği anlatılıyordu. anlaşıldı ki, arkadaşım sara lisedeyken brad pitt ile çıkmış ve mezuniyet balosuna onunla gitmiş. kocası greg, kolejden oda arkadaşıymış pitt'in.

    iki yıl sonra, film los angeles'ta çekiliyordu ve ben de birkaç arkadaşımla izlemeye gittim. arkadaşım ına brad'la görüştü. çoğu sabah hep birlikte santa monica'daki iyi ye adlı yerde kahvaltı ettik. şehirdeki son günümüzde garsonumuz masaya geldi. san pedro'da çekilmekte olan bir filmde figüran olabilmek için bir gece önce kafasını tıraş ettiğini söyledi bize. eh, filmin adını siz tahmin edin.

    bir yıl sonra bir arkadaşımla filmin kaba montajını görmek için los angeles'a uçuyorduk. kapıda portland’da, uçağımızın gelmesini bekliyorduk. yakınımızda ellilerin stili, kenarlıklı şapka giyen bir adam vardı, şapka bandında tüy olan bir tür fedora. arkadaşım mike'a tıpkı böyle bir şapka alması gerektiğiyle ilgili şaka yaptım. birkaç dakika sonra, uçakta kendimizi bu adamın yanında oturur buluyoruz. iki saatlik uçuş sırasında bir acil durum cep kartı çıkartıyorum ve mike'a yönetmen david fincher'in film için hazırlanmış parodi cep kartlarını nasıl kullanıyor olduğunu anlatıyorum. parodi kartları insanlara oksijen maskeleri için dövüşmelerini ve uçakları çakılırken paniklemelerini gösterirdi.

    yanımızdaki adamla, şapkalı olanla, hiç konuşmadık.

    iki gün sonra los angeles'ta, david fincher beni filmin vizyona çıkışını tanıtan reklam ajanslarına götürüyor. kağıt, taş, makas adlı bir ajansta, bana filmin posterini dizayn eden adamla mutlaka tanışmam gerektiğini söylüyor.

    adamı içeri getiriyorlar –ve o uçaktaki adam, şapkalı adam. o ve ben, orada ağzımız bir karış açık birbirimize bakakalıyoruz. uçakta yanımda otururken, benim cep kartı hakkındaki konuşmama kulak misafiri olmuş ama sesini çıkarmamış. belki yanlış anlamış olduğunu düşündü, böyle rastlantısal bir şekilde karşılaşabileceğimiz hiç aklına gelmedi.

    (kaçaklar ve mülteciler*, syf 132, 133)
  • ---otomobil tamircisiyken nasıl yazar oldunuz? tuhaf bir geçişe benziyor...

    c.p: romanı tamircilik yaparken yazdım, kendimi meşgul etmek ve zaman öldürmek için...
1334 entry daha
hesabın var mı? giriş yap