• onun adı hasan.. küçücük barakasının soğuk taştan zemininde kardeşleriyle annesiyle yaşam mücadelesi veriyor.. babasını elleri silahlı, bir şeye benzemeyen, hasan'dan, dedesinden, amcasından çok farklı olan adamlar almış bir daha da babasını görmemiş.. giderken babası annesini bacılarını kardeşlerini hasan'a emanet etmiş.. allah adına korkma demiş.. gece zifir karanlıklarda taşta yatarken, açlığını bastırmaya çalışırken, uykuya dalmamak için elinde onu hayata bağlayan tek oyuncağı misketlerine sarılır.. aklına mahalle arkadaşları gelir bazen.. şimdi hiç birisi yok.. uyumaması lazım.. her an birisi kapıyı tekmeleyip girebilir içeriye.. ellerinde silahlarla kafalarında kasklarla; annesine, kardeşlerine kötü şeyler, çok kötü şeyler yapabilirler.. açlığı ne düşünürse düşünsün geçmiyor.. elindeki misketlere kardeşlerine annesine bakıyor.. uyumaması lazım..

    artık okulu da yok, öğretmenleri, hatta ülkesini savunan askerleri.. bir ülkesi bile yok aslında.. her yanını çeviren duvarların ardındaki hayata bakar bazen bulduğu minik deliklerden.. yürüyen çocuklar görür.. süslü mağazalar.. ayakkabısı olan, babası olan, neşeyle okula giden çocuklar.. israilli eskiden komşusu olan abraham'ı görür.. çamurlu yollardan enkazlardan geçerek eskiden yaşayan! insanların olduğu mahallesine girer.. hemen su için sıraya girmesi, sonrada yemek için bm nin bürosuna uğraması, hasta kardeşine ilaç için dilini bilmeyen insanlara yalvarması gerek..

    akşam olur bugün şanslıdır evine erkek gibi yemek götürebilicek..ama birden sirenler çalmaya başlar.. elinde tek somun ekmeği kalır ona sarılır onun yaşaması için gerekli olan ailesine götüreceği son lokmayı saklar avuçlarında.. birden gök yüzü kararır, yine o ses.. birden gök yüzünden bombalar yağar.. kaçan insanların peşine takılır.. sınıra gelirler.. israil askerleri serseri kurşunlarını saçar; geçmek, canını kurtarmak isteyenlere.. yara almadan döner evine.. ama bu onun hayatının yalnız bir günü.. onu bekleyen öyle çok tehlike var ki.. organ mafyası, misyonerler, çocuk tacirleri, jetler, tanklar..

    çok yakınımızda insanlar, çocuklar ölüyorlar.. bizse kendi gündelik dertlerimize dalıp hayali düşmanlar kinler yaratarak buna göz yumuyoruz.. sanki dünyada bizden dertlisi yok.. en ufak sorunda vazgeçiyoruz..en büyük bela başımızda sanıyoruz.. terk edilmek, yalnız kalmak, kredi kartı borçları, arabaya benzin, tırnağa manikür derken insanlık ayıbına ortak oluyoruz.. küçücük bedenler nedenini bile bilmedikleri sebepten ölüyorlar..

    bir an için yaşadıklarımızı unutup kendimizi onların yerine koyalım..tüm acı çeken çocukların.. çoğunun tek suçu kahretsin ki su yerine petrol çıkması topraklarından.. bir an için kendimizi dünyanın merkezinden çıkarıp onlar için bir şeyler yapalım.. ama elimizden bişey gelmez.. böyle bir dünyaya emanet ediyoruz doğmamış çocuklarımızı.. onlara emperyalizmin askerlerinin her an tekmeyle açabilecekleri korku dolu bir dünya bırakıyoruz..

    filistin bu.
  • filistinli oldukları için dünyanın hicbir ülkesi tarafından onemsenmeyen cocuklardır.bu cocukların yerınde israil'li cocuklar olsaydı o cok duyarlı amerika ve avrupa medyası kampanya ustune kampanyalar, bilimum protesto gösterileri ve bin cesit belgesel, tanıtım filmi bok püsür yapardı. ama söz konusu filistinli cocuklar oldugunda bütün dünya üç maymunu oynuyor nedense..

    bu cocuklar babasız büyüyor, mahallelerinde top oynarken tanklar tarafından eziliyor, askerler tarafından vuruluyorlar. biz medeni ve uygar dünyanın bireyleri ise televizyonlarımızın basından bu vahseti izleyip vah vah demekle yetiniyoruz. yazık çok yazık..
  • yanında balon patlasa ağlayan akranlarının aksine bomba sesleri ve kan kokusu içinde gözleri kuru, kalpleri katı, inadına çocukluğunu yaşamaya çalışan ve insanı derinden yaralayan ortadoğu sorununun belkide tek masumları.
    vah vah, tüh tüh, yazık gibi ünlemler dışında ben dahil kimsenin birşey yapmadığı bu yüzden onlar adına üzülmenin bile sanki yapmacık geldiği ama çoğu kişinin harbiden ve derinden üzüldüğü bir durumları var. keşke imkanım olsada o askeri lojmanlar içinde güvenle, tel örgülerin içinde oyunlar oynarken aldığım hazzı onlara yaşatabilsem.
    yada bu dünyayı tüm dünya çocukları için daha yaşanılır kılabilsem..
  • "atamayacağım taşlar için, filistin halkından ve kudüs davasından affımı dilerim" -filistinli bir çocuğun vasiyetinden
  • "evet filistin

    bir gün büyüyeceksin
    çocuğum sen, sakın
    son taşı atma özenle sakla
    dikmek için zalimlerin mezarları başına"

    hüseyin atlansoy
  • son altmis senedir savasin icine dogan cocuklardir.

    savaslar olur... ama hayat devam eder. insanlar acikir...her sabah bombalar altinda ekmek almaya giderler.. bazen ekmek yerine ekmek almaya gidenin cesedi gelir eve... bomba pazar yerine dusmustur..ertesi sabah tekrar gidilir ekmek almaya, hayat devam eder cunku.

    hayat devam eder, savas var diye durmaz her sey, hayati devam etttirmesi insanoglunun genlerine yazilmistir... ne olursa olsun, insanlar acikir, hayatta kalmasi icin yemesi gereklidir. hergun yemek piser, olmeyen cocuklar buyur, evlenir cocuk sahibi olurlar. bombalar dusmeye devam eder evler baslara yikilir. ama hayat devam eder.

    felaketler insanogluna daha cok uremesi icin cagri yapar sanki...ama sadece insan tabiata uyuyor, vazifesini yapiyordur tabiatin oyunlarindan habersiz..her sartta tur'unun devamini garantiye almasi gereklidir cunku...
  • küçücük yaşta görüp yaşadıkları, 23 nisan'da, diğer dünya çocuklarıyla birlikte türkiye'ye gelip, başbakan huzuruna çıkanlarının yüzünde, kitap gibi okunanlardır.

    diğer çocukların yanaklarında kırmızılık, yüzlerinde çocuksu parlaklık, gözlerinde ışıltı, filistinlilerin yüzünde, gözünde, bir yaşanmışlık, bir durgunluk, bir acı.

    çocukların yüzündeki pırıltıyı alanların idam edilmesi ama bi türlü de ölememesi, can çekişmesi için dünya çapında bi kampanya başlatsak? çarmıha gersek, kemiklerini söksek, tırnaklarını kat kat kazısak benim içimdeki şu nefret söner mi, bilmiyorum.
  • yahudi düşmanlığını varoluş sebebi addeden ahlaksız büyükleri tarafından ellerine tutuşturulan sapanlarla israil tanklarının önüne atılan, bellerine sarılan bombalarla intihar bombacısı haline getirilen sabiler.

    onları asla anlamlandıramayacakları bir savaşın tarafı haline getiren büyüklerinin el üstünde tutulduğu diyarlarda, çektikleri acıların, ölümlerinin tek sorumlusunun israil olduğu propagandası yapılır durur utanmazca. hem de ölünce cennetlik olacakları savının sahipleri tarafından.

    ey din istismarını şiar edinmiş yobazlar ve örümcek kafalı destekçileri!

    eğer söylediğinize kendiniz inanıyorsanız, ağlamayın, zırlamayın. bırakın o çocuklar cennette huzura ersinler; yok, vadettiğiniz cennete kendiniz de inanmıyorsanız, kendiniz için dünyada yarattığınız cennet hayatını sürdürülebilir kılmak adına o sabileri ölüme yollamayın, ölümleri üzerinden politika yapmayın. bırakın da yaşasınlar.
hesabın var mı? giriş yap