*

  • tumuyle farkli bir sistemde olan oyun. klasik ff stili kapisma olayi kalkmis; kapismalar yaratiklari gorup rastladiginiz yerlerde oluyor artik ve oyuncular bi tarafa, canavarlar bi tarafa seklinde degil.

    e3 te ilk gosterimi yapilan oyunda yuz ifadeleri ve konusmalar (soylendigine gore) cutscene ler disinda bile cok abartili yapilmis.

    cikis tarihi de 2005 olarak belirlenmis.
  • tayvanli arkadasimin, ingilizceye dahi cevrilmis versiyonunu gecen hafta oynamaya basladigini gordugum icin daha piyasaya surulmeden nasil oluyor da oluyor diye beni saskina cevirmis bir oyun.
  • japonya çıkış tarihi için 16 mart 2006; kuzey amerika için 2006 ikinci çeyrek, 1 ağustos 2006 gibi tarihler verilen ps2 oyunu. ayrıca sanıyorum şöyle bir göz atmamız için de dragon quest viii'in yanında bir de oynanabilir demosu piyasaya sürülmüştür.

    demoda birisinin başında vaan, diğerinin başında ashe olmak üzere üçer kişiden oluşan iki farklı takımla, 2 farklı görev oynayabiliyoruz. cutscene'ler yine gayet güzel, final fantasy'e yakışır bir biçimde olmuş, ancak oyun için grafikler final fantasy x ve final fantasy x 2'ye göre pek de bir gelişme göze çarpmıyor. özellikle xbox 360 ve ps3'ün grafik ve fizik motoru olarak damgasını vuracağı 2006 yılı için final fantasy xii ne kadar yeterli olacak şimdilik kestiremiyorum. her ne kadar söylendiği gibi 2005 yılında çıkmış olsa teknolojik olarak çağı daha fazla yakalayacağına inansam da, final fantasy severlerin 2006 yılının ortasında bile olsa final fantasy xii'yi yalnız bırakacağını sanmıyorum.

    oynanışdaki* değişikliklerde ilk göze çarpan artık saldırıp saldırmamayı bizim seçmemiz ve saldırdıktan sonra sahne bölünmeden hemen olduğumuz yerde savaşın gerçekleşmesi. tabii ki yanlarına yaklaşınca saldıran aggro yaratıklar var ve bunlarla savaşmak gerekiyor, ama bunlar dışında yanlarından geçip gidebileceğiniz nötr yaratıklar da bulunuyor.

    hikaye ise ivalice adındaki bir dünyada geçiyor. archadia ve rosaria birbirleriyle savaşan iki krallıktır ve bunların ortasında dalmasca adında savaş için stratejik öneme sahip küçük bir krallık daha bulunmakta. archadia'nın dalmasca'yı istilası ile dalmasca kralının kızı (aynı zamanda tahtın kraldan sonraki sahibi) olan ashe, archadian imparatorluğuna karşı direniş güçlerinin lideri olur. yandaşlarının çoğunu kaybeden ashe daha sonra bir şekilde vaan ile karşılaşır. vaan ise archadia'nın istilası sırasında ailesini kaybetmiş bir dalmasca'lıdır ve direniş güçlerine* katılır.

    vaan ve ashe dışındaki karakterler ise: bir gök korsanı olan balthier, onun yardımcısı ve büyük ihtimalle silahlar konusunda uzman fran, vaan'ın dalmasca'dan arkadaşı (ve hatta belki kız arkadaşı) olan penelo ve dalmasca ordusunda bir general olan, fakat bir nedenle adı haine çıkmış (büyük ihtimalle dalmasca kralının, dalmascalıları archadia imparatorluğuna sattığını öğrenip kralı öldürdüğü için) basch.

    tabii ki herkes final fantasy x örneğinde olduğu gibi vaan* ve ashe* arasında bir yakınlaşma* beklerken; forumlarda her ne kadar sadece bir tahmin olsa da vaan ve ashe'nin kardeş çıkabileceği yönünde konuşmalar döndüğünü belirtmekte fayda var.
  • p2p ağlarında demosu paylaşılan oyundur*.
  • p2p ağlarında full versiyonu paylaşılan oyundur, lakin japoncadır, üzmüştür.
  • mmo tarzı battle sistemi, star wars kopyası hikayesi ve gerzek ötesi skill sistemi ile benim gibi bir ff hayranını üzmüştür. ff değil başka bişi bu..
  • aslinda cok guzel bir oyun, ozellikle grafikleri ps2 icin super, ama klasik ff7 severler icin hikaye sigligi ve hizli savas sistemi hayal kirikligi olabilir...
  • statükocu final fantasy 7 hayranları tarafınca yerden yere vurulan, kanımca serinin tartışmasız en iyi oyunu.

    öncelikle yenilenen dövüş sistemi çok ama çok iyi olmuş. eklenilen stratejik boyut sayesinde gereksiz level grind saçmalığı ortadan kaldırılmış ve artık 25 yaşında olan, eskiyen dragon quest sistemini tarihe gömülmüştür. gambit sistemi mükemmel olmasa da işi görüyor.

    oyunda farklı silahların bulunması ise apayrı bir derinlik katmış. artık bir katana ile balta arasındaki fark sadece cool görünmesi ve hasar potansiyeli değil. mesela katanalar stabil fakat düşük bir hasar potansiyeline sahip, fakat çok seri olabiliyorlar. baltalarda ise spike damage olayı mevcut, yani tek bir sallama ile beklenenden çok daha yüksek bir hasar verme imkanı var. yay ve crossbowlar ise düşman ile aranıza mesafe koymanızı sağlıyor. bu sayede sinir bozucu aoe ataklarından alacağınız hasarı minimuma indirgemiş oluyorsunuz. ayrıca uçan yaratıklara karşı çok etkililer.

    slow ve paralyze türü enfeebling magic olarak adlandırılan büyüler ise belki de seride ilk defa işe yarar durumdalar. köşeye sıkıştığınız bir anda zekice yapılmış bir büyü game over ile tabanları yağlayabilme arasındaki ince çizgiyi belirliyor.

    teknik olarak, final fantasy 12 playstation 2'nin ulaşabileceği en üst noktada. cerobbi steppe gibi geniş alanlardan tutun da archades empire gibi dev imparatorluklara kadar herşey çok ama çok güzel görünüyor.

    artistik açıdan ise herşey, herzamanki gibi mükemmel. oyunun yapımcıları içlerinde türkiye'de olmak üzere birçok ülkeyi gezerek hazırlamışlar ivalice'i (kaynak ign röportajı). oyunda topkapı şapkası gibi item'lar ve türk yiyecekleri bulşmak mümkün.

    en büyük yeniliklerden biri ise hikaye ve tema üzerine. ff12'de serinin önceki oyunları gibi ana karakterin ikinci karaktere aşık olması durumu yok. ana karakter olarak kabul edilen vaan'ın hikayede fazla etkisi dahi yok. oyun hazırlanırken ana karakter olarak basch düşünülmüş, fakat 36 yaşında olması ve japon oyunculara fazla hitap etmeyebileceği göz önünde bulundurularak vaan'da karar kılınmış. bunu oyunun her köşesinde hissedebiliyorsunuz, hikaye basch'ın üzerine kurulu demek bu açıdan yanlış olmaz. ayrıca osmanlı'da ve bizans imparatorluğunda yaşanan tahta yükselme entrikalarıda bolca mevcut.

    hitoshi sakimoto'nun bestelediği müzikler o kadar güzel ki, klişe kaçacak fakat anlatılmaz yaşanır. her final fantasy'de 3-4 tane klasik olarak tabir edilebilecek müzik vardır, bunların orkestra versiyonu çıkar, black mages grubu tarafından remaster edilir vb. final fantasy 12'de ise o kadar çok klasik olarak tabir edilebilecek müzik varki...sakimoto döktürmiş demek yanlış olmaz. çok güzel, çok. 3 sene geçmesine rağmen hala müzik çalarımın en üstlerinde duruyor playlisti.

    oyunun ana hikayesi yaklaşık 40 saat sürüyor fakat en az onun kadar zevkli olan hunt'lar ve yan görevler ile birlikte oyunu bitirmek yaklaşık bir 150 saatinizi alıyor. son hunt ise omega weapon ve penance türü opsyonel boss'ların çıtasını yükseltmiş. öldürmek saatler alabiliyor.

    serinin önceki oyunlarına göre çok farklı ve bir okadar da güzel bir oyun final fantasy 12.

    darısı 13'ün başına.
hesabın var mı? giriş yap