• yasemin mori'nin çok yakında çıkaracağı üçüncü albümünün adı. albümün lansman konseri 14 mart 2015'te salon iksv'de gerçekleşecek.
  • yanlış tahmin etmiyorsam oyna martı jonathan ismli bir şarkıyı içinde bulunduracak olan albüm. bu şarkıya klip çekiliyor bu sıralar.
  • albüm lansmanının biletleri; öğrenci: 28.50 tl, tam: 39.50 tl. uygun duruyor.
  • muhtemelen, yasemin mori'nin kendi ruhuna daha çok yaklaştığı ve ruhunun ince ayrıntılarını müziğine daha çok yansıtarak bizlere de o müthiş enerjisini geçirmeye çalışacağı şarkılardan oluşan bir albüm çıkacak karşımıza*
    at fava bekle.

    deti: ilk klibi oyna'ya bakılırsa baya baya bir enerji birikmiş içinde be.
  • gene bir ilginçlikler, şekilli insan olma durumu, eksantrik işler. müzisyenliğe laf yok, kendisine de laf yok; fena halde hayranıyım. fakat şu psychedelic "bilim-kurgu dönemi uzay konsepti" işleri çok klişe. ayrıca gaye su akyol o minvalde geriden gelip geçti kendisini. albümün teması böyle hazırlanmış galiba. şimdi tüm röportajlarda ilk soru bu adın anlamı olacak. yasemin de biraz gerilip, "şeyyy" deyip başlayacak hafif hafif anlatmaya. ama şarkıları hevesle bekliyorum.

    edit: albüm süper. oyna, deli bando'nun dünya feyki gibi oldu
  • albümden ilk klip oyna adlı şarkıya çekilmiştir. şuradan izlenebilir.
  • şu albüm hakkında sik sik konuşup "ya işte cool olma çabalarında." falan demek ciddi şekilde beyinsizliktir. kadın müzik piyasasına kendisi olarak girmedi zaten. ilk albümle ikinci albümün farkını anlamış olması lazım insanların. psychedelic havalar, rüya alemi teması, ütopik tavırlar bu kadının karakterinde var. sik sik insanlar gibi röportajlarda "ama ben farklıyım" demiyor kendisi. ben "üzerimde kehanetin" ya da "uçurumlar" minvalinde şarkılar bekliyorum kendisinden.

    amazon kadını havalarından çıkmayacak gibi, ama ne olursa olsun kendisini takip edip hayranı olmaya devam edeceğiz.

    yirim.
  • yasemin mori'nin 12 mart 2015 çıkışlı albümünün adı. mori yine beklenmeyeni yapmış, dinleyenleri şaşırtmış. bu albümle dinleyecilerini rengarenk, enerjik ve yepyeni bir evrenle tanıştırmış. finnari kakaraskaya yolculuk başlasın.*
  • albümü satın aldım, iki kez baştan sona dinledim ve sıcak sıcak yorumlarla buraya geldim.

    öncelikle, bir hafta kadar önce oyna şarkısına çekilen klibi izlemiş klibi olmasa da şarkıyı yermiştim. orada "umarım oyna, albümün kalanından farklı çıkar" demiştim, nitekim* öyle oldu. tabii burada "neden albümün en kötü şarkısına klip çekip albüm lansmanı yaparsın?" sorusu çıkıyor karşımıza. oynak, hareketli bişeyler olduğundan diyeceğim de, bunun kadar olmasa da hareketli olan ve türkiye ortalamasının da beğeneceği kadınlar ve çınar gibi daha güzel başka şarkılar var albümde. tuhaf...

    evet, hayvanlar muazzam bir albümdü. deli bando geldiğinde ilk albümün o karamsar havası olmadığı için bir dönüşüm geçirildiğini fark etmiş ve biraz hayal kırıklığına uğramıştık ama dinledikçe fena sarmıştı. finnari kakaraska'da da bir başka dönüşüm gerçekleşiyor ve yasemin mori'nin deneysel müziğine devam ettiğini görüyoruz. elektronik müzik denenen bitli kaptan var, türküye yakınsayan çınar var, bir ajda pekkan cover'ı olan gel var*, nazım hikmet şiiri kanatları gümüş yavru bir kuş var... yani mori denemeye, araştırmaya devam ediyor. ilk solukta albümdeki en sevdiğim şarkılar ellerimin karası, elim tetikte ve çınar oldu. özellikle çınar muazzam bir şarkı olmuş.

    ilk bakışta önceki iki albüm kadar iyi görünmüyor ama deli bando'da da aynı alışma sürecinden geçtiğim için kesin bir yargıda bulunmak istemiyorum henüz. yine de genel olarak başarılı bir albüm olduğunu söyleyebilirim, beğendim ben, olmuş. albümün lansman konserine* gidip daha iyi değerlendirebilmek isterdim ancak yurt dışında olacağımdan katılamayacağım. bir sonraki istanbul konserinden sonra albümün canlı performansı hakkındaki yorumlarımı da yazarım.

    yaseminciğimi tebrik eder, müzik dünyasındaki heyecanlı yolculuğunun başarıyla devam etmesini dilerim.
  • dünya tatlısı yasemori'nin 3. albümü. deli bando'daki gibi albüme yakışmayan bir şarkıyla lansman yapması beklentimi düşürmüştü ama albümü baştan sona dinlediğimde psychedelic bir evrende solucan deliğinden solucan deliğine atlamış gibi hissediyorum. ellerimin karası ve kanatları gümüş yavru bir kuş favorim. gerçi deli bando'da da ustura'ya belli bir süre sonra aşık olmuştum. dinledikçe birşeyler çıkıyor albümden.

    yerim.
hesabın var mı? giriş yap