*

  • başka bir evrende yapılmış ve dinleyeni bir nebze olsun bu bombok dünyadan uzaklaştıran nefis giaa parçası.
  • hani bazen insan acıktım sanır aslında tam da acıkmaz, sonra gider dolaba falan bakar bi şey bulamaz, sonra başlar düşünmeye, sanki bi şey yese çok mutlu olacak gibidir ama o bi şey nedir asla bulamaz, yiyemez o yüzden, öyle saçma sapan hisler silsilesi içinde savrulur ya. hani böyle ne yemek istiyorum ben acaba diye düşünüp de düşünüp ardı sıra gene düşünür de düşünür ya.

    işte öyle bi şey bu şarkı ama biraz farklı. özlüyor insan, bi şeyleri özlüyor ama 'ulan neyi özlüyorum ben, neyi özlüyorum' derken buluyor kendini. sürekli özlüyo gibi hissedip de ne olduğunu anlayamamanın resmen notalara dökülmüş hali işte. garip yani. mesela dolabı açıp boş boş bakmak da işe yaramıyor. insan kendi içini açıp boş boş da bakamıyor ki.

    sanki böyle, başka bi gezegende, başka bi bilinçte şekilleniyor insan. değişiyor. yanlış topraklarda yeşermiş ağaçlar gibi, suya hasret kalıyor, filizlenemiyor.
  • canım.
  • çalmaya başladığı zaman insanı olduğu yerden çekip alan ve bilincinin dışında dünya'nın ya da evrenin bambaşka boyutlarına götüren bir god is an astronaut masalı. sadece yolda olmayı hissettiren ve başka bir şey düşünmeye izin vermeyen bir hayal kuduruyor insana dinlendiği anda.

    benden bir naçizane tavsiye duymak isterseniz; yolda dinlemenizi ayrıca öneririm. seveceksiniz. *
hesabın var mı? giriş yap