• basparmagin ucunu diger bi parmagin ucuyla birlestirip aniden firlatma seklinde yapilan atma hareketi
  • iki parmagin arasinda tutulabilen miktar
  • çitmik, tutam.
  • (bkz: trikşi)
  • bir sutopu ritüelidir. takıma yeni giren oyuncuyu inisiye etmeye yöneliktir ve spor takımlarının genelinde olduğu gibi çok hunhar geçmektedir. törenin adından da anlaşılabileceği üzere fiske önemli bir rol oynamaktadır. bu tönre genelde 13- 14 yaş arası takım adaylarına uygulanır, netekim 20 yaşında bi adam bunu yapmayı denemek biraz zararla sonuçlanabilir.

    antreman sonrası soyunma odasında (soyunma odası önemli bi mevhumdur, pipiler ortaya çıkar) abilerden bi tanesi "nananana" gibi bir ses çıkartarak ışığı kapatır. herkes sinyali almıştır, çünkü bunu herkes yaşamıştır. yeni adaya bi anda yüklenilir eldeki malzemenin el verdiği kadar. genel olarak pipisine fiske atılır tüm takım elemanları tarafından, bazı psikopatlar kıçına kolonya, after shave falan da dökerler. ama abiler bunu yapanları fişler sonra onlara da ayrıca ceza kesilir. olayın fiske ile sınırlanmışı makbuldür. sonra ışıklar açılır. gencimiz genelde ya en yakın bulduğu cüssesi cüssesine denk olan kişiye "üeeeaaaaannnnnnııınnn" gibi sesler çıkartarak dalar. tutulur oturtulur. abiler bunun olağna bir şey olduğunu ve hepsinin başından geçtiğini ballandıra ballandıra anlatırlar. bunun yapılmasındaki amaç hem çocuğu takımdan soğutmamak hem de soyunma odası dışında kendisini bekleyen babasına başına gelenleri anlatmaması içindir.

    çocuk takıma kaynaştırılır ve bu travma da böylece atlanmış olur.

    kanadalı bir sutopçu arkadaşıma bu meşhur türk sutopu geleneğini anlattığımdan beri beni flicker* diye çağırmaktadır.
  • birkaç sene önce internetde görüp indirdiğim ve tüm hayati dosyalarımla beraber bir otobüste unuttuğum cd çantamla kaybolan flash animasyonu çizgiroman. (bkz: zincirleme isim tamlaması) en az yanında bulunan diğer çizgiromanlar kadar güzeldi. aklımda kalanlar: takıntı, 34 kul 21, muix ve muzlayk. tüm aramalarıma rağmen tekrar bulamadım. hala bir gün karşılaşma ümidini taşırım.

    edit : http://www.grafi2000.com/…subcat=cizgiroman&id=3739
    (salyuhatem sağolsun)
  • porof zihni sinirin bilim ve teknikin mayis 2005 sayisinda, zihni sinir üniversitesi, ölçü birimleri fakültesi etkinlikleri kapsaminda, "ihmal edilmis ölçü birimleri üzerine bir çalisma" baslikli bildirisinde tanimini yaptigi kavram. söyle ki:

    fiske: dayanagin en küçük birimi orta parmagin bas parmakla gerdirilip firlatilmasiyla ortaya cikan carpisma.
  • normal şartlar altında bir karasineğin sakat kalmasına neden olabilecek etkili bir hamle. yalnız büyük karasineklerde veya hiçbir yere konmayanlarda işe yaramaz onu belirteyim.

    efendim şimdi düşününüz ki sabaha karşı güneşin daha yeni yeni doğduğu bir vakit. uykunun son demleri ve en tatlı olan kesimleri... ve uykunun tam ortasında gereksiz bir karasinek. vızır vızır dolaşıyor sessizliğin içinde deliler gibi. katli vacip olan cinsten. gözler yavaş yavaş aralanıyor, sinek ilacı aranıyor gözle fakat ortada ne sinek ilacı ne de bir sineklik var. yakalayıp öldürmek de oldukça zor geliyor bünyeye. intikam hissiyle dolup taşan bünye bırakıyor uykuyu ve karasineğin bir yere konmasını bekliyor. hah kondu... arkasından olabildiğince sessiz bir şekilde, eli fiske halinde tam takır sineğe doğru yaklaşıyor. sinek olacaklardan habersiz kanatlarını temizliyor. ve fiske başarıyla atılıyor, sinek artık uçamayacak hale geliyor, sakat sakat yerde yürüyor. içi tamamiyle rahatlamış kahramanımız neşeyle yatağına yatıyor... ve uyumaya başl...
  • (bkz: john fiske)
hesabın var mı? giriş yap