*

  • yurtdışında, özellikle abd'de dünden beri hep bir ağızdan söylenen slogan. herkesin er ya da geç (çoğu profesör dünya nüfusunun %30-40'ının sars-cov-2 ile karşı karşıya kalacağını söylüyor) virüsle tanışacağını düşündüğümüz zaman şuan yapabileceğimiz en doğru şey olsa gerek, sağlık hizmetlerinin aksamaması için, virüsün yayılmasını engelleyici her şeyi teşvik etmek gerekiyor.

    madde madde özetlemek gerekirse:
    [...]
    2.2) evet, bu kötü
    2.3) en iyi senaryoda dahi griple aynı şey değil.
    2.8.* ) ellerinizi yıkayın, bağlı kalın fakat kalabalıktan uzak durun, gerekmedikçe hasteneye gitmeyin ve seyahat planlarınızı erteleyin [...]

    daha fazla detay için tık.
  • çok önemli bi konudur; insanların hayvan gibi şi yapmaması, alabildiği şekilde önlem alması gerekir.
    ciddi manada hastaneler dolup taşınca bundan hastalar kadar sağlık çalışanları da etkileniyor. onlar da insan ve bu zor zamanlarda kendimiz kadar onları da düşünmemiz gerekiyor.
    şuradaki 4 simülasyona da lütfen göz atın: https://www.washingtonpost.com/…d/corona-simulator/
  • sars-cov-2 ile mucadelede, yatak ve solunum cihazi kapasitesi arttirmadan sonra, en efektif yontemdir.

    bu konu ile ilgili orjinali wp'de yayinlanan simulator uzerine bir video:

    https://www.youtube.com/watch?v=_htjmxqago8
  • nasil olacak merak ettigim olay.
    eh simdi herkes evde. asinin bulunmasina nereden baksan 1 ya da 1 bucuk yil var diyor uzmanlar ve asinin bulunacagi da kesin degil. bir bir bucuk yil boyunca insanlari eve kapatamazsiniz, is yerlerini kapatamazsiniz.

    asidan once bir yerde haydi hoppala hep beraber ciktigimizda yine basa donucez.

    ee o zaman donusumlu mu cikmaya baslayacagiz? mesela sirf okullar acilsin once, bir cocuklar arasinda tur donsun virus diyelim, zaten cocuklar ciktigi an bitti olay, evde analarina babalarina bulastiracaklar. analar babalar is yerlerine. sonra herkes birbirine...

    ya da bolge bolge mi cikilmaya baslanacak? california'yi saliyoruz, california'lilar bir hasta olsun, eyaletteki hastaneler dolunca new york'a tasiyacagiz mi?

    eger benim idrak edemedigim bir cikis yolu mevcut degilse ve yenilgiyi kabul edip asi bulunmadan once 'eeh yeter, ekonomi coktu' diye disari salinacaksak eninde sonunda, su an sadece evde oturup vakit kaybediyoruz gibi geliyor bana.

    biri bana egrinin nasil duzlestirilecegini anlatsin.
  • (bkz: #103934911) soyle bir kafakarisikligimi ifade etmistim daha once.
    bugun bir yerde (link bulmakla ugrasamicam, sorry) bill gates'in bir roportajini okudum; o nasil bu olayin bitecegini anlatiyordu asi bulunmadan once:
    cok yaygin bir sekilde test yapilacak, insanlar internetten eve test siparis edebilecek. pozitif cikanlar evlerinde karantinaya alinacak, digerleri de serbest dolasima gececek. baska bir yolu yok ve 6-8 hafta arasinda bu isi halledebiliriz diyordu, cin boyle bir sey yapiyor ve onumuzdeki tek basarili model bu diyordu.
  • sosyal mesafe uygulayarak ve evde kalarak, virüsün bulaşma hızını yavaşlatma stratejisi. amacı hastanelerin kapasitesini zorlamadan, gelen herkesin tedavi olmasını sağlamak; hastalığı zamana yaymak.
    benim bu grafikle ilgili başından beri 2 soru işaretim var. birincisi, yukarıda bir yazar da yazmış, ne kadarlık bir zamana yaymaktan bahsediyoruz? nisan, mayıs, 6 ay, bir yıl? verilmiş bir cevaba rastlamadım. sadece “bak çin’de bitiyor işte” gibi söylemler çıkıyordu. bu da mantıklı değil, çünkü bizde, avrupa’da ve amerikada çindeki gibi sıkı bir karantina uygulanmadı. ya da aşı bulununcaya kadar mı? onun da ne zaman olacağı belli değil.
    ikinci itirazım ise, bu grafiğin zıplamasının sebebi halkın korkutulmasıydı. medya sağolsun, en ufak grip belirtisi gösteren hastanelere koştu ve hastaneler şişti. halbuki, aralık sonu ve ocak ayında aynı covid-19 belirtileri gibi günlerce süren ateş, nefes alamama, her yerinin ağrıması vs gibi bir hastalık dolanıyordu. kaç kişiden “bir türlü geçmeyen, berbat” bir grip salgını olduğunu duyuyordum. twitter’da biraz bakın hem türkçe hem ingilizce yazılanlara, pek çok kişinin acaba biz o zaman da corona virüsü mü kapmıştık dediklerini görebilirsiniz. ocak ayında da corona veya değil bir virüs dolanıyordu ama hastanelere yığılma olmadı. çünkü insanlar anca dayanamadıkları noktaya gelince hastaneye gittiler. yani, böyle bir strateji yapıldı ama kendi elleriyle buna zarar verdiler.

    bir aydır her yerde dönen bu grafik, korku makinesi ana akım medya ile beraber çok güzel iş görüyor. hatta kısa bir süre içinde de mahalle baskısı aracına dönüştü. önce yaşlılar riskli grup dendi, yaşlıların evde kalması sağlandı, sonra bir baktık genç yaşta virüsü kapmışların haberleri dönmeye başladı. korku kültürü tüm kuşaklara yayıldı; hepimizin uykuları kaçtı. şimdi de karantinanın sonuna yaklaşıyoruz sanırım ki, son bir haftadır kadar, 100 küsür yaşındakilerin hastalıktan kurtulma haberleri çıkmaya başladı. bu tabi ki çok sevindirici bir haber ama çok yaşlı insanların bu kadar “tehlikeli” bir virüsü kapıp nasıl iyileştiklerini anlayamıyorum.

    benim bireysel olarak bu uygulamayla bir sorunum yok, kendimin ve ailemin virüsü kapma olasılığımızı düşürdüğü için. ayrıca bizde veya başka bir ülkede ölen doktor ve hemşire haberlerine içim acıdığı için. ama bir ülke ve dünya politikası olarak uygulamak için rakamlar sanki desteklemiyor. ayrıca, şu grafikteki 4. dalgaya bakarsak, ruhsal travma, zihinsel hastalık, burnout (tükeniş), ekonomik hasar eğrisi hep yatay olarak devam ediyor. burada başka bir tehlike çanları çalmıyor mu?
hesabın var mı? giriş yap