• zeno ya da zenon başlıklarının altında filozoftan imparatora, fotoğraf makinesinden paradoksa kadar bir sürü şey yazıldığı için hakkında bu şekilde bir başlık açmayı uygun gördüğüm, batı roma imparatorluğu resmi olarak sona ererken doğu roma imparatorluğu'nun başında olan isaurya asıllı imparator.

    ara ama önemli not: çoğu kaynakta "zeno" adıyla geçen imparatora neden "zenon" diyorsun diye soracak olursanız, greko-romen özel isimleri türkçeleştirirken kökeni yunanca olan sözcüklerin sonu "-o" ile bittiğinde söz konusu isimleri "-on" olarak okuduğumuz içindir. devam ediyorum.

    flavius valerius leo, yani nam-ı diğer trakyalı leon'un vefatı sonrasında doğu roma tahtında yaşanan ve 19 ay süren karışıklığın sonucunda basiliscus isyanı'nı bastırarak tahta çıkan zenon, aslında günümüzde toros dağları'nın orta ve batı kesimlerinin kesiştiği bölgeye denk gelen ve zamanında isaurya olarak bilinen bölgede yaşayan kabilelerden birinde doğup büyümüş ve gerçek ismi "tarasis" ya da "tarasikodisa" olan bir askerdi. m.s. 460'ların başında trakyalı leon'un atlı saray muhafızları* arasına giren ve hızla yükselen tarasis, leon'un büyük kızı ariadne ile evlenerek tahtın bir sonraki sahibi olmak için de ciddi anlamda öne çıktı. üzerine bir de ariadne ile leon isimli bir çocuk sahibi de oldu. kuvvetle muhtemel imparator leon ile birlikte hareket ederek got ya da alan kökenli magister militum aspar'ı da aradan çıkardıktan sonra da taht için sıranın kendisine gelmesini beklemeye başladı, zirâ leon aşağı yukarı seksen yaşına girmek üzereydi.

    ne var ki flavius valerius leo tahtın varisi olarak torunu leon'u açıkladı. 474 senesinde ise kısa aralıklarla önce imparator leon, sonra da torunu olan ii. leon vefat etti. taht, zenon'a kalmıştı ama halk isauryalı birini tahtta kabul etmiyordu. konstantinopolis halkı için got, alan, hun ya da isauryalı fark etmiyordu, "romalılaşmış" olmadığı sürece tahta bir barbar oturamazdı. zenon her ne kadar oyunu kitabına göre oynayıp saçını, ismini ve hatta kimliğini değiştirdiyse de para etmedi ve şehir, bir dönem linç etmek için toplandığı basiliscus'un arkasına birleşti. zenon kaçmak zorundaydı.

    basiliscus'un taht macerası ise kısa sürdü. o kadar beceriksiz bir idareciydi ki halk kendisinden daha bir sene dolmadan yaka silkmişti. zenon'u yakalaması için gönderdiği illus da zenon ile ortak olarak başkente yürüyünce, basiliscus'a destek verecek kimse kalmadı ve tahttan indirilip kaçmak zorunda kaldıktan yalnızca yirmi ay sonra zenon yeniden tahtına kavuştu. aya sofya'ya sığınan devrik imparator basiliscus'un kanını dökmeyeceğine söz verdi; basiliscus'u şile ya da beykoz taraflarında bir kaleye hapsetti ve basiliscus orada açlıktan öldü. kanı akmamıştı.*

    tahta çıkar çıkmaz roma'dan gelen bir senatörler heyeti zenon'a odoaker'in ağzından "artık roma'da bir imparatora ihtiyaç olmadığını" ilettiler. önce bu fikre sıcak bakmayan zenon, 475 senesinde ravenna'dan kaçıp dalmaçya'ya sığınan eski imparator julius nepos'un tahtta hakkı olduğunu iddia ettiyse de daha sonra kendi sınırlarında ciddi tehditler oluşturan gotlar sebebiyle julius nepos'u desteklemekten vazgeçti ve kuvvetle muhtemel odoaker ile işbirliği yapmak suretiyle 480 senesinde nepos'u spalatum* yakınlarında bir yerlerde öldürttü. bu teyide muhtaç bir iddia olsa da tam bir politika ustası olan zenon'dan beklenmeyecek bir hareket değildi.

    sınırlarında cirit atmaya başlayan eski dostu theoderic ile 487 senesinde bir görüşme gerçekleştiren zenon, kendisinin scholae palatinae bünyesinde olduğu zamanlarda konstantinopolis'te sarayda eğitim gören ve artık ostrogot kralı olmuş olan gençlik arkadaşını balkanlar'ı rahat bırakıp italya'ya göç etmeye ikna etti. böylece, hem artık rex* unvanını kullanmaya başladığından zenon ile arası bozulan odoaker'in hesabı görülecekti hem de imparatorluğun batı ve kuzey sınırları büyük ölçüde güvence altına alınacaktı. politik dehasını konuşturan zenon, bir taşla iki kuş vurmayı gerçekten de başaracaktı. 491 senesinde odoaker yenildi. theoderic'e iki sene daha direndiyse de 493 senesinde hem ravenna gotlar'ın boyunduruğu altına girdi hem de odoaker zehirlenerek öldürüldü.

    491 senesinde hayatını kaybeden flavius zenon'a dönecek olursak; dış siyasette belki de imparatorluğun en az yüz senesini garanti altına alan akıl dolu hamlelerine karşın gerek kökeni gerekse saray muhafızları başta olmak üzere erkânın önemli bir kısmını isaurya kökenli şahıslarla doldurması, kendisinin konstantinopolis halkı tarafından asla tam anlamıyla benimsenememesini sağladı. gerçi yanındakilerin bağlılığını ve yönetimsel gücü elinde tuttuğu sürece, zenon'un da kendisini sevdirmek gibi bir derdinin pek olmadığı da anlaşılıyor. nasturiler'e karşı cephe alırken monofizitizme sıcak yaklaşması gibi tartışmalı dini uygulamaları da dönemsel popülerliğine ket vuran diğer etmenler olarak göze çarpmaktadır.

    yine de flavius valerius leo ile başlayan imparatorluğun önemli idari pozisyonlarını gotlar başta olmak üzere tuna'nın berisinden gelen kabilelerin soylularının istilasından kurtarmak anlamında önemli işler yapmış, imparatorluk bünyesindeki savaşları ve çatışmaları asgari bir kerteye indirerek kendisinden sonra tahta çıkacak imparatorlara adeta tertemiz bir sayfa bırakmıştır. çağdaşları tarafından asla hakkı verilmemiş olsa da kesinlikle en başarılı doğu roma imparatorları arasında yeri bâkidir.

    ilgili dönemin roma dünyası hakkında bilgi sahibi olmak isterseniz, sizleri şuralara da beklerim:

    (bkz: majorian/@ncpzbsn)
    (bkz: julius nepos/@ncpzbsn)
    (bkz: flavius valerius leo/@ncpzbsn)
hesabın var mı? giriş yap