• dün okumaya başladığım bir reşad ekrem koçu romanı.

    konusu ise şöyle: "xvi. yüzyılın sonlarında istanbul'da faaliyet gösteren bir cinayet şebekesi... saray'dan istanbul konaklarına, konaklardan kenarda köşede kalmış kahvehanelere kadar uzanan renkli bir anlatım. forsa halil, cinsellik ve binbir entrikayla örülü bir cinayet öyküsü..."

    ayrıca (bkz: ukte dolması)

    okuduktan sonra gelen edit: bence harika bir polisiye. reşad ekrem koçu'nun saygın tarihçiliğiyle anlattığı, kurgusu son derece başarılı, akıcı bir kitap. okuyunuz.
  • biraz burun kıvırarak elime aldığım; ama sonra bırakamadığım olağanüstü roman.

    nefis bir türkçe, mükemmel bir kurgu, harika ayrıntılar, zengin betimlemeler..

    1500lü yılların istanbul'unda geçen seri cinayetlerin heyecanlı öyküsü.

    daha önce reşad ekrem koçu okumadığım için kendimi çok ayıpladım.
  • senaryolaştırmak istediğim tarihi roman.
  • reşad ekrem koçu'ya ait, polisiye tarzında harika bir tarihi roman. döneme dair birçok inceleme-araştırma kitabının veremeyeceği ayrıntıları vermesi bakımından çok başarılı. osmanlı tarihi'ne meraklı iseniz mutlaka okumanız gerekiyor. üslubu, oldukça yalın, düzgün ve akıcı.

    konusu da ilgi çekici. imparatorluğun en kuvvetli olduğu zamanlarda, payitaht'ta, peşi sıra zengin kadın ve erkek efendiler kaçırılıyor sonra da katledilmiş vaziyette bulunuyor. işte bu efendilerinden birisinin sadık kölesi deli bekir'in katili bulmak amacıyla çabasını, öte yandan da katilin yani kitaba ismini veren forsa halil'in bu kaçırma ve cinayet tertibatlarını nasıl düzenlediğini içimiz ürpererek okuyoruz.

    polisiye ve osmanlı tarihini harmanlayan bu kitabı türü sevenlere kesinlikle öneriyorum.
  • ihsan oktay anar'ın kurgusundan ve dilinden etkilendiğini düşündüğüm -kendi kitaplarında bunu felsefe tarihiyle harmanlayarak bir adım yukarı taşıdığını söylemek de yanlıs olmaz sanırım-, "underrated" olarak nitelendirdiğim hem tarihi hem polisiye reşad ekrem koçu romanı. 16.yy istanbul'unda gezinmek ve heyecanlı bir kurguya tanık olmak isteyenlere tavsiyedir.
  • reşad ekrem koçu osmanlı tarihini hemen herkese sevdirmeyi amaç edinen bir yazarımız. bunu yaparken de akademik bir dilden ziyade biraz süslü saray dilini ve günlük dili; akademik bir anlatımdan ziyade de romansı bir anlatımı tercih ediyor. tüm eserlerinde neredeyse bu durum söz konusu.

    forsa halil'de de benzer bir durum var. 16. yüzyıl sonu istanbul'unda geçen roman varlıklı insanların esrarengiz bir şekilde ortadan kaybolmalarıyla başlıyor. ilerleyen süreçte bu ölümler belirli bir yerde ve belirli bir şebekede birleşiyor. yazarımız bu süreçte yaşananları müthiş anlatımıyla zenginleştiriyor ve sizi o dönemin istanbul'una götürüyor. kendinizi kah galata'da, kah karaköy'de, kah eyüp'te kah yenikapı'da görüyorsunuz. görmüyor adeta yaşıyorsunuz. lisede gördüğümüz tarihi kavramların ( menzil teşkilatı, yeniçeri ağası, kadı, devşirme vs.) o dönemde nasıl kullanıldığını, ne işe yaradığını bir kez daha öğreniyorsunuz ve hayıflanıyorsunuz niye bu şekilde bize anlatılmadı diye. eyüp'ten süleymaniye'deki ağa kapısı'na edirnekapı üzerinden gidiyorsunuz, aksaray'dan beyazıt'a, samatya'dan kumkapı'ya, fındıklı'dan ortaköy'e yolculuklar gerçekleştiriyorsunuz. ve tüm bunları şairane bir anlatımla ve adeta geçmişe bir özlem duyarcasına gerçekleştiriyorsunuz.

    kısacası reşad ekrem koçu ile tarihi sevebilirsiniz.

    iyi ki reşad ekrem koçu romanları var!

    dipnot: 29 ekim'e kadar salt galata'da reşad ekrem koçu ve istanbul ansiklopedisi sergisi var. ilgilenenlere duyurulur.
  • kitabı henüz yeni bitirdim. yazarın son derece akıcı ve güzel bir üslubu var. kitabı okurken insanı hiç sıkmıyor ve her chapter tam da heyecanın doruk yaptığı bir kısımda noktalanıyor.

    hikaye de benim gibi eski istanbul hikayelerini okumaktan hoşlanan, mistik ve gizemli olayları seven kişiler için çok ilgi çekici.

    bu kitap aynı zamanda reşad ekrem koçu'nun okuduğum ilk kitabı oldu. diğerlerini de okumak için sabırsızlanıyorum.
hesabın var mı? giriş yap