• sistemi $oyle anla$ilacak bir dilde acmak isterim.
    teknik aciklama:
    fotosel, iletken bir yuzeye gonderilen i$inin, bu yuzeyden kopardigi elektronlar ile, akimin kontrolunden ibarettir. yani o yuzeye i$in du$tugu surece bir devre acik, di$ bir etki bu i$ini kesince kapalidir. otomatik pekcok endustriyel urunde ve ev gereclerinde kullanilir.
    fotoselli bir i$igi ele alalim, ya da kamerayi.
    odada gozle gorulmeyen bir i$in, oda icinde bir yol izleyerek, sistemin parcasi olan bir iletken yuzeye du$mektedir. sistemde devre kapali olup, bu kapali devre, genel aydinlatma sistemini de kapali tutmaktadir. odaya birisi girer ve bedeni bu i$ina temas edince, i$in carptigi iletken yuzeyden artik elektron koparmamaya ba$lar. aydinlatma sistemi buna bagli oldugundan acilir. otomatik olur, klas olur.
  • bu sistemin yer aldığı alet edavat karşısında kişi farkedildiğini hisseder ve istem dışı bir gururlanma olur bende olmaz demeyin olur insan psikolojisi bu her bişey mübahtır
  • fotoselin kullanildigi alanlardan biri de paketli urunlerin (biskuvi, sakiz, tuvalet kagidi, vb) ambalajlaridir. soz konusu urunler, uzun bir bant userinden akarlar. paketlenme asamasina geldiginde, ambalajlarin uzerinde bulunan ve ambalajin rengiyle kontrast yapan (ambalaj koyu renkse, acik renk, acik renkse, koyu rente olan) fotosel yardimiyla makine, paketi nerede kesecegini anlar ve orada keser. boylece aldigimiz urunlerin ambalajlarinin tumu standarttir ve marka, slogan falan guzelce ortalanmis olur.

    arada sirada ambalaj malzemesinin makineye yanlis takilmis olmasindan ya da bant hizindan, sundan bundan kaynaklanan nedenlerle urun dogru durust paketlenemez. bu durumda piyasaya sunulmayan urunler ureticinin tercihine gore ya calisanlara bedelsiz dagitilir, ya yardim kuruluslarina verilir ya da baska sekillerde degerlendirilir. ne de olsa icerikte bir sorun yoktur. bir baska deyisle, fotosel olmasaydi, urunler marketlerde bir ornek siralanamazdi.
  • fotosel ışık şiddetinde meydana gelen değişimleri algılayıp işlenebilir bir seviyeye yükselten devredir efendim. algılayıcısı fotodiyot, fototransistör ya da fotodirenç olabilir.
    bonus (bkz: fotokondansatör)
  • alman bilgini, arthur korn'un buldugu, telefotonun ortaya cikmasini saglayan fotoelektrik hucredir.
  • apartmanda kullanılması durumunda insana kendini önemli hissettiren alet. özellikle apartmanın girişinde olması durumunda kendini bir holywood starı gibi hissettirebilir. sonra apartmana girersin, sen daha kata gelmeden ışık otomatik olarak yanar ya, "abi böyle buyur, hoşgeldin abi, aydınlatayım" der gibi olur. böyle bi yalakalıklar, bi şeyler..
    (bkz: beni pohpohlama bana para ver)
  • bunlara zaman ayarı da koyuyorlar. neden koyuyorlar?

    çünkü, örneğin, fotoselli bataryanın 10 dakika boyunca açık kalmasını istemiyor sayın dinlenme tesisleri ve de alışveriş merkezleri. herhangi bir cismin veya kuvvetli bir ışık yansımasının bu fotoselin gözüne gözüne gelmesi aleti sürekli açık bırakacaktır. bu da resmen doğal kaynakların boşa tüketilmesidir, zarardır, ziyandır.

    sadece bu şekilde bir zaman ayarlamasından hariç özellikle fotoselli pisuar yıkama sistemlerinde aşağıda belirttiğim benzer ayarlamaları da yapıyorlar. süreler falan atmasyondur.

    bu pisuarlar pis şeylerdir isminden de anlaşıldığı üzere*. uzun süre pisuara işeyen olmazsa, orada duran su koku neyin yapar diye saatte bir kendi kendine yıkama yapıyor bu aletler. böylece pis kokan bir pisuara işemiyoruz. hatta bazıları ilk işemeye geldiğiniz gibi ufak bi su döküyor sırf siz pis yere işemeyin diye. "buyur abi, tertemiz yaptım, gönlünce işe" der gibi davranıyorlar insana.

    tüm bu ayarlar ufak bir "cd rom kumandası" gibi bir aletle yapılıyor.
  • bazı tuvaletlerdeki zaman ayarı defi hacet görmeye yetmeyecek derecede kısadır. bu durumda elinizde uzvunuzla karanlıkta kalıp diğer elinizi de havada sağa sola sallamak suretiyle yeniden ışık temin etme gayreti içerisine girersiniz. kalitesiz ve duyarsız olanları bu hareket ile yetinmeyebilir. bu ahvalde de daha büyük ve geniş alana dağılan bir etki yaratmak için kişi ileri geri sallanır ve aynı zamanda isabeti yitirmemek için çaba sarfeder. tuvalet keyfi zehir olur.

    halbuki girişte lambayı manuel olarak açıp çıkarken de ıslak elin küçük parmağıyla kapatmak ne kadar da kolaydır. nerde o eski bayramlar.
  • selçuklu fotoğraf sanatı derneği'nin kısa adı. başkanlığını reha bilir'in üstlendiği dernek internette http://www.fotosel.org/ adresinde ikamet etmektedir. dernek şu sıralar türkiye fotoğraf sanatı federasyonu ile işbirliği içinde 17-19 mayıs 2008 tarihleri arasında sürecek olan 1. beyşehir ulusal fotoğrafçılar buluşması fotomaratonunu organize etmekte. ayrıntılı bilgi web sitelerinden alınabilir.
  • tuvalete konulanları ya 'tuvalet yapma esnasında hareket etmeniz gerekir' ilkesini ya da 'tuvalet en iyi karanlıkta yapılır' ilkesini benimsemiş olan sensorlerdir.
hesabın var mı? giriş yap