• hipnotizmanın en azından batı dünyasındaki babası, freud'un ilham kaynağı ve bilim ve şarlatanlık tarzı kitapların vazgeçilmez ismidir. ilk olarak isterik körlükten mustarip genç bir piyanist kızın gözlerini açarak üne kavuşmuştur (ki bu da ayrı bir hikayedir: kız önceleri gayet şahane çalarken gözlerinin açılmasıyla birlikte sürekli ellerine bakmaya başlamış, notalar birbirine karışmış, başarısız bir piyanist olup çıkmıştır, ve hatta bu yüzden sonra intihar etmiş dahi olabilir, ama ben yanlış hatırlıyor da olabilirim). neticede mesmer hipnotizmayı fransız sosyetesinin en gözde eğlencesi haline getirmiştir, olan bu olmuştur. marie antoinette de neşeyi mesmer'de bulanlardandır. ve hatta mozart da yakın arkadaşıdır mesmer'in (cosi fan tutte operasında bir mesmerizm sahnesi vardır ve hatta). ikisi de mason locasındadır hem, biraderdirler.
    mesmer'in popülaritesinden rahatsızlık duyan onaltinci lui içinde lilo'nun bahsettiği gibi benjamin franklin, lavoisier (oksijenin kaşifi) ve de guillotine'in de (ki kendisi giyotinin mucidi değildir benim bildiğim, daha önce de vardır giyotin, o sadece "bunu uygulayın, bu daha insanca" diyendir, yine dağıldık); işte içinde guillotine'in de bulunduğu bir komisyon atamıştır onaltinci lui ve bu komisyon örneğin hastanın gözleri bağlıyken ve mesmer'in odada olup olmadığını söyleyemediği zamanlarda animal magnetism'in (budur teorisinin adı) işlemediğini, düpedüz yalan olduğunu, hurafe olduğunu tespit etmiştir. mesmer ihtilal öncesi giyotinden zor kurtulmuş, son yıllarını o eski ihtişamdan çok uzakta geçirmiştir.
    bu hikayede bize rasputin'i hatırlatan bir şeyler yok mudur hem? tam çöküş öncesinde mutluluğu, huzuru doğaüstü güçlerde arayan aristokrasi kadınları..
    bugün ingilizcede "hipnoz etmek, büyülemek, gözünü bağlamak" gibi anlamlara gelen "mesmerize" kelimesi de işte bu aynı franz anton mesmer'in hatırasıdır.
  • tıp okumuştu ve bitirme tezi de "gezegenlerin bedene etkisi" (1766) (the influence of the planets on the body) adını taşıyordu. bu tezi verebilmesini, okültizme sıcak bakan bir tıp profesörü olan danışmanına borçluydu biraz da. yoksa daha genç yaşında yaşatmazlardı onu.

    sonraki yıllarda, mıknatısların sağaltıcı özelliği olduğuna dair fikirlere kapıldı. mıknatıs da mıknatıs derken bir anda aslında insan da bir mıknatıs değil mi dedi ve zihninde yanan ampul (nesnelerde manyetik sıvılar olduğu fikriyle besleniyordu...) ona ellerini kullanması yönünde bir işaret verdi (bkz: ellerini kullanmayı bilen erkekler). tedavi seanslarında lila rengi cüppesi ve mıknatıslı bir değneği olurdu. tedavileri gerçekleştirdiği odada da kaplarca su bulunurdu.

    mesmerizm'den yola çıkarak hipnotizma, telkin ve benzeri terapilerle uğraşanlar oldu. bunlardan bramwell, hipnotize edilmiş hastanın uyanıkken etkilenmeyeceği zayıf uyaranlara açık olduğunu (bkz: hiperestezi) düşünüyordu. bramwell'in dediği doğruysa eğer, mesmer'in şarlatanlığı, zayıf olanın algılanabileceği bir ortam yaratmasına dayanıyordu. doğaüstü olan, insan için belki de fazlasıyla zayıf olandı, normalde itibar görmemesi bundandı. bir tarafımız sıkışınca soluğu yanında aldığımız doğaüstü(nam-ı diğer zayıf), bize biraz fazlaydı. bu ve bunun gibi düşünceler ise, beni insan uygarlığının da bir tür şarlatanlık olduğu sonucuna tutar götürür, ama şimdi hipnotize olmuş gibi, iddia etmiş olmayayım bunu ve normal yaşantıma geri döneyim, hiçbir şey olmamışşş gibiiiii...
  • vaktiyle adına aşağıdaki güftelerle bir türk sanat müziği parçası bestelenmiş kişidir:

    "çoktan beridir bir tip tanırım ben paris'te
    çoktan beridir bir tip tanırım ben paris'te
    onda onda, hipnoz onda
    mesmer ona derler
    onda onda, üçkağıt onda
    mesmer ona derler"
  • histerik bozukluklara bedendeki evrensel bir manyetik sıvının kısmi dağılımının sebep olduğuna inanan bir hekimdir. ayrıca bir insanın bir başkasının sıvısını etkileyerek davranışında değişikliğe yol açabileceğini düşünüyordu.

    bu düşünceler ışığında toplantılar yapıyor, kimyasal maddelerle dolu olan şişelere çubuklar batırıp bedensel özrü olan insanların özürlerinin olduğu bölgelere bu çubukları dokunduruyordu. bu şekilde evrensel manyetik sıvının dağılımının ayarlandığına ve böylece sorunların yok olacağına inanıyordu.

    mesmer'in hastalarıyla çalıştığı ortamdan dolayı kendisi modern hipnozun ilk uygulamacılarından biri olarak değerlendirilir. mesmerize etme, hipnotize etme için eskiden kullanılan bir değimdir.
  • 1994 yapımı mesmer adlı filmde alan rickman tarafından canlandırılmıştır. şu video film hakkında bir fikir veriyor.
  • 1734-1815 yıllarında yaşamış, manyetizma olarak ta bilinen mesmerizm'in babası.

    ünlü gizemcilerden eliphas levi, mesmer hakkında ''prometheus gibidir, benjamin franklin'in yalnızca yolundan çevirebildiği göklerin ateşini insanlara armağan etmiştir'' der.

    aslında tıp eğitimi alan ve sıradan bir doktor olan mesmer, 1766 yılında, ''gezegenlerin etkisi üzerine fizik ve tıp incelemesi'' isimli bir yazı hazırlamış ve çalışmasında evrensel çekimin nedenlerini ve sağlık üzerindeki etkilerini incelemiş, ''canlı manyetizması'' kuramını ortaya atmıştır. bu kuramda ; ''tüm yaşam işlevlerini dengede tutmaya yarayan ve var olan her şeyi çevreleyen bir evrensel sıvının devinimlerine uyma özelliğinden bahsedilir ve bu özellik tüm bedenlerde mevcuttur.''

    mesmer, kuramında bahsettiği ve yakalayabildiğini iddia ettiği bu akışkan enerjiyi, hastalarının enerji dengelerini yeniden kurmak ve onları eski sağlıklarına kavuşturmak için kullandığını ileri sürmüştür. hastalar üzerinde mıknatıslar ile de tedaviler yapmış, bu arada işi iyice ileri götürüp ellerinde de manyetik bir özellik olduğunu ve hastalarını elleriyle iyileştirebildiğini iddia etmiştir.

    asıl numarası ise ''baket'' denilen düzeneğiydi. bu düzenek, içi kum dolu iki metre çapındaki bir leğendi, kumun içine kırık cam parçaları, demir parçaları ve kükürt serpip, su ile doldurup sonra da ısıtıyordu. leğenin demir kapağında çeşitli boylarda borular vardı ve hastalar bu borulara, vücutlarının hasta olan yerlerini dayayarak iyileşiyorlardı.

    şarlatanlık ve büyücülükle suçlanmasına rağmen, manyetizmanın, basit bir fizik kuralı olduğunu savunmuş, eleştirilerden sıkılınca viyana'yı terkedip paris'e yerleşmiştir.

    mesmerizmin (manyetizma), ezoterizm ile hiç bir ilgisi olmadığını söylese de çalışmalarında mason simgeleri kullanmıştır.
  • 1733-1815 yılları arasında yaşamış alman hekimi.
    hayvansal manyetizmin teorisinin kurucusudur. hastaları mıknatıslamayla iyileştirmeye çalışıyordu. bu yüzden oldukça gürültü kopmuştur. teorisine mesmerizm denir.
    (bkz: mesmerizm)
  • manyetik frekanslar kullanarak belirli hastalıkları tedavi edebilecek yöntemleri 18. yüzyılda bulmuş kişidir.
    buluşu olan mesmerizm; her cismin, başka bir cismin yörüngesinde olması fikrinden türetilmiştir.
  • hipnozun geçmişi ilk çağlara dayanır. ancak günümüzdeki ilk uygulamalar 1734- 1815 yılları arasında yaşayan avusturyalı hekim franz anton mesmer çalışmaları ile bağlantılıdır.

    viyana'daki başarısız denemelerinden sonra paris'teki çalışmaları oldukça ilgi toplayan mesmer 16. yy başlarında yaşamış olan isviçreli hekim paracelsus'un, gezegenlerin insan bedenine olan etkilerini yeniden geliştirmiş ve yıldızların, insan bedenine yayılan evrensel bir manyetik sıvı ile etkilerini sürdürdüklerini savunmuştur. bu sıvı insanın sağlıklı ya da hastalıklı olmasına neden olabiliyordu. ona göre iyi manyetik sıvıya sahip insanlar kötü manyetik sıvıya sahip insanların iyileşmesine yardım edebilirdi.

    ilk hastalarını (bkz: hayvansal manyetizma) ile tedavi etmeye başladı.

    hastalar çember şeklinde, yüzleri çemberin dışına dönük bir şekilde oturuyor, sıranın iç kısmını oluşturan sütunda asılı ve renkli sıvılarla dolu şişelerden çıkan demir çubuklar hasta olan beden kısımlarına bağlanıyordu. karartılmış olan odada uygun bir müzik çalınıyor ve bir süre sonra mesmer leylak rengi bir giysi ile bir hastadan bir diğerine dokunarak dolaşıyordu.

    gerçekten de bu yöntemlerle birçok histerik ve felçi hastayı iyileştirebilmiş hipnoz ve telkin ile çalışmaya devam etmişti. daha sonra meslektaşları tarafından şarlatan olarak ifade edilmiş paris'ten göç etmeye zorlanmıştı ve daha sonrasında adı bir daha duyulmamıştı.

    satire on mesmerism, 1784, the british museum

    kaynak: engin gençtan - psikanaliz ve sonrası
  • bilhassa ingilizce konuşan ecnebilerin ota boka kullandığı mesmerizing deyiminin isim babası.
hesabın var mı? giriş yap