• kurbanlarını, dişsiz (oral seks sırasında yaralanmamak için) ve kendinden daha kısa
    (kendi boyu: 1.65) kadınlardan seçen alman seri katil.

    (bkz: der goldene handschuh)
  • yaşlı hayat kadınlarını canice öldüren bu ufacık tefecik adamın elleri tek kelimeyle korkunçtur.

    fritz honka'nin elleri

    38:51inci dakikada, beyaz saçlı adamın konuşmasından sonra fotoğraflanmış resimler. hazırlıklı olun, gerçekten gördüğüm en ürkütücü eller şimdiye kadar..

    edit : link patlamış elleri görmek isteyenleri buraya alıyorum. fritz honka'nin elleri

    36:42den itibaren izleyin.
  • cinsellikle ilgili problemlerin tetiklemesiyle seri katile dönüşmüş kişilerden bir diğeri.

    bu tür insanlar aslında çok tepki görüyorlar ama ben onlara karşı ezberlenmiş bir "nefret etmeliyiz" düşüncesinde değilim. nefret edersen gözlemleyemezsin. ben ilginç bulduğum için gözlemleyip yaptıklarını anlamaya çalışıyorum. çünkü bu adamlar hor görüldükleri "normal" insanları parmaklarında oynatacak kadar farklılar. fritz honka biraz aptala yakın bir adam gibi görünse de yıllarca -sözde- aptal olmayanları ayakta uyutmayı bilmiş. hele ted bundy konusu daha ilginç. adam onca cinayetin ardından yakalanıp hapishanede yatarken bile aşıkları tarafından ilgiye boğulmuş. bu açıdan bakınca zeki olduklarını söyleyebiliriz.

    bu seri katillerin asıl olayı yaşadıkları toplumu iyi analiz etmiş olmaları veya mevcut boşlukları iyi bir şekilde suistimal etmeleri diye düşünüyorum. özellikle honka, resmen yaşadığı toplumdaki hiyerarşiyi silah olarak kullanmış. hatta belki alkolik olmasa iş o noktaya gitmeyebilirmiş. şöyle düşünün kafanız güzelken bir sabah gözünüzü açıp yanınızda bir kadınla uyanıyorsunuz ve kadın hamile olduğunu söylüyor. ben bu adamın da gözünü açtığında yanında bir ceset bulup* sonra da artık olan oldu diyerek cesetten kurtulma yoluna gittiğini düşünüyorum.

    cinayetlerin devamı adamın sapık ve/veya psikopat olmasıyla alakalı. çünkü bu tür şeylerin ilki ar damarının yırtılmasına ve bir daha hiçbir şeyin eskisi gibi olmamasına sebep olur. azılı suçluların soğukkanlılığı buradan gelir. o şeyi devam ettirmek ise kişinin kendisine kalmıştır. ilki zor olan şey, zararsız bir şeyse (seks, paraşütle atlama vs) tepki çekmez. hırsızlık, cinayet gibi şeyler ise tepki çekmekle kalmaz bir cezai yaptırımı da vardır. çünkü bu tür şeyler toplumu kaosa sürüklerler. o yüzdendir ki özellikle savaş filmlerinde istediği bir şey olmayınca muhatabını çekip vuran tiplere sıkça şahit oluruz. işte bu seri katiller, aslında toplumsal düzenin inşa edilmesine istemeden de olsa katkı sağlamışlardır. bugün nispeten daha güvenli bir ortamda yaşıyorsak zamanında insanın ne kadar korkunçlaşabileceğini bize gösterdikleri için bu adamların payını da yok sayamayız. tek üzüldüğüm, yok yere can veren masum kurbanlar.
  • fatih akın tarafından filmi çekilmiş alman seri katil.(bkz: the golden glove)
  • toplam 18 yıl yatması almanyanı seri katiller için bir çiftlik olduğunu göstermektedir.
  • fritz honka, 1970 ile 1974 yılları arasında 4 yaşlı kadını öldürerek parçalara ayırmış ve evinde saklamış olan alman seri katildir. iktidarsızlık ve alkol sorunları olan frizt honka, özellikle dişleri olmayan yaşlı fahişeleri evine getirerek onları oral ilişkiye zorluyor ve kendisinin iktidarsızlığıyla ilgili yorum yapılınca da onları feci şekilde öldürerek parçalara ayırıp evinde saklıyordu.

    fritz honka, kendini hala üstün hissedebileceği kadınları bulmak için köhne barlarda dolaşan bir zavallı ve alkolikti. onları onlarla içmeye ve seks yapmaya götürdü. işler yolunda gitmeyince kadınları öldürdü. fritz honka'nın rahatsız edici kişiliği ve faaliyet gösterdiği ortam, almanların hayal gücünü her zaman harekete geçirmiştir.

    cinayetler
    fritz honka, 1970 ile 1975 yılları arasında dört kurbanını da ünlü reeperbahn'ın ara sokaklarındaki hamburg kırmızı ışıklı semtindeki barlarda buldu.

    bugün bunların en ünlüsü, honka'nın düzenli olarak ziyaret ettiği “der goldene handschuh” (altın eldiven) adlı bir kurumdur.

    “altın eldiven” şimdi o zamanlar olduğu gibi, başarısız varoluşların ikinci evi ve sert içki sahnesi için bir buluşma yeridir.

    honka'nın orada tanıştığı kadınlar, içme ortamından daha yaşlı, çürümüş kadınlar ve sosyal bağları olmayan eski fahişelerdi. bu kadınların çoğu evsizdi.

    fritz honka'nın dairesinde öldürdüğü dört kadın gertrud bräuer (42 yaşında), anna beuschel (54 yaşında), frida roblick (57 yaşında) ve ruth schult (57 yaşında) idi.

    prensip olarak, cinayetler hep aynı yolu izledi. honka, barda kadınlarla tanıştı, onlarla içti ve sonra onları eve götürdü.

    çoğu durumda, seks için ödeme yapılacağı önceden kararlaştırıldı, ancak en az bir örnekte, kadın sadece içmeye geldi ve sonunda honka'nın ilerlemelerini reddetti ve bu da onu öldürmesine yol açtı.

    onlarla seks yaptıktan sonra diğer kadınları öldürdü ve çeşitli nedenlerle onlarla tartıştı. honka her defasında ağır bir şekilde sarhoş oldu ve kadınlar da muhtemelen çok sarhoştu.

    honka, en az bir vakada, suçu hatırlamadan sabah cesedin yanında uyandığını söyledi.

    ilk kez cesedi ortadan kaldırmaya çalıştı ama bunun çok zor olduğu ortaya çıktı. sarhoş olduğu için cesetlerden birini hareket ettirmeye çalışırken merdiven boşluğuna düştü.

    bunun üzerine kurbanlarını ikiye böldü ve ceset parçalarını dairesine koydu.

    binanın tamamında güçlü ayrışma kokusu fark edildi, ancak kimse göze çarpmadı veya şüphelenmedi. honka, dairesindeki kokuyu kokulu taşlarla örtmeye çalıştı, ki bu muhtemelen pek başarılı değildi.

    böylece honka, dairesinde çürüyen insan kalıntılarıyla yıllarca yaşadı ve kimse bir şey fark etmedi.

    kaynaklar: 1 2
  • alman seri katil. cinsel öğelerle bezeli bir karakteri olduğundan, gerontofili takılmış ilk başlarda. kendisini daha yakından tanımak için fatih akın’ın çektiği, der goldene handschuh filmini mutlaka izleyin.
  • almanya'da 1971 - 1974 yılları arasında 4 kadını öldüren honkayı heinz strunk'un der goldene handschuh(golden glove) ismiyle çok satan bir romana çevirmiş ve fatih akın'da onu beyaz perdeye gayet başarılı bir şekilde uyarlamıştır.12

    fritz honka kimdir diye kısaca bahsedecek olursak; kendisi 1935 yılında doğu almanya'nın leipzig şehrinde doğmuştur. dokuz çocuktan biri olan honka, ailesi tarafından yetimhaneye gönderilmiş, yetimhaneden eve yaptığı ziyaretlerde ise alkolik olan babası tarafından sık sık hırpalanmıştır. komünist bir marangoz olan babası ikinci dünya savaşı sırasında toplama kampına gönderilmiş ve bu yüzden dolayı hayatını kaybetmiştir. annesi ise bir temizlikçidir.

    bundan dolayı honka ailesinden genç yaşta kopmuştur fiziksel görünümünün ve konuşmasının bozukluğundan dolayı okul hayatı kısa sürmüş ve genç yaşta çalışmaya başlamıştır. ilk başlarda bir duvar ustası çırağı olarak çalışmış fakat çimentoya alerjisinden dolayı buradaki macerası da kısa sürmüştür.

    daha sonraları 1951'de honka, leipzig'den ayrıldı ve batı almanya'ya taşındı ve orada bir çiftlik işçisi olarak iş buldu ardından 1956'da 21 yaşındayken hamburg'a yerleşti ve burada bir tersanede işçisi olarak çalışmaya başladı. bu sıralarda ınga bossleman adında bir kadınla tanıştı ve evlendiler. igna da honka gibi bir alkolikti ilk başlarda iyi anlaşımlarına rağmen çocukları olduktan sonra şiddet ve sıkıntılar kontrolden çıkınca evlerini kaybederler ve geceyi şehirdeki barınaklarda geçirmeye başlarlar. sonuç olarak evlilikleri biter.

    sonraları honka tersanede gece bekçisi olarak çalışmaya başladı, red-light bölgesinin yakınında tek odalı küçük bir dairede yaşamaya başladı. iyice asosyal bir hal alan kişiliğini kendi gibi alkolik olan fahişelerle geçirmeye başlar.

    ilk olay:
    1969'da fritz, bir barda 40 yaşındaki gertrude bräuer ile tanıştı. fahişelik ve kuaförlük yaparak geçinen bu kadını evine gelmeye ikna etti fakat sabah olduğunda her şey bir masal gibi sona ermişti ve gertrude bräuer, honka'nın sapkın isteklerini karşılamak istemiyordu. bunun üzerine honka çılgına döndü ve onu boğdu. sonrasında aklı başına gelen honka durumun farkına vardı. artık bir cesetle baş basaydı, fiziksel olarak güçlü biri olmadığından cesedi cesedi parçalamaya karar verdi ve her parçayı sıkı sıkı sardı bir kısmını hurdalığa attı geriye kalan parçaları ise evinde bulunan ardiye dolabına koydu.

    bir kaç gün yakalanma ve tutuklanma korkusuyla kafayı yedi. birileri bardan çıkarken onları görmüş olabilirdi sonuç dünya böyle bir kadını hiç umursamamıştı.

    ilk cinayetinden sonra daha da cesaretlenen honka, ruth dufner adında bir kadınla tanıştı. onu evine davet etti ve sapıkça fantezilerini uygulamaya başladı sonunda onu ilk cinayetindeki boğmaya başladı fakat kadın bir şekilde kurtulmayı başardı. honka'yı tecavüz suçundan şikâyet etti. suçlu bulunan honka, komik bir kararla 4000 mark cezaya çarptırılarak serbest bırakıldı.

    bu olaydan sonra artık kendine bir şey olmayacağını düşünen honka, 1974'te tekrar kurbanları aramaya başladı. bu sefer kurbanlarının kimsesiz olup olmadığını araştırıyordu. tarih ağustos 1974'ü gösterdiğinde kendine potansiyel bir kurban olan anne beuschel ile tanıştı. onu evine davet etti ve sonrasında boğarak öldürdü. cesedi ise yine parçalara ayırdı ve evin muhtelif yerlerine sakladı.

    sonrasında cesetler çürümeye başladı ve komşular bu kötü kokudan rahatsız oldular ve polisi aradılar. honka ise yabancıların en üst katta oturduğunu ve bazen yemeklerinin kokusunun binanın geri kalanını sardığını söyledi. komik bir durum ama polis bunu kabul etti. daha sonra honka bu kokuyu gidermek için oda araba parfümleri kulandı.

    aralık 1974'te 57 yaşındaki frieda roblick ile tanıştı onunda kader diğer kurbanları gibi olacaktı. bu sefer honka kurbanını onu soymaya çalıştığı için öldürdü. onu da diğerleri gibi parçaladı ve evin muhtelif yerlerine koydu.

    artık iyiden iyiye cesaretlenen honka, sadece bir ay sonra başka bir saldırı gerçekleşti. 1975 yılının ocak ayında, 52 yaşındaki ruth schult.
    bu sefer honka içki içtikleri sırada kadının kendine gülmeye başlamasına sinirlendi. bu sefer saldırı daha da agresifti: honka masadan bir şişe cin aldı ve kafasına vurmaya başladı ardından da onu boğarak öldürdü. daha sonra diğerleri gibi onu da parçalara ayırdı ve evine sakladı.

    honka'nın nasıl yakalandığına gelecek olursak tam bir trajikomik bir olayla karşı karsıya olduğumu görmekteyiz. tarihler 17 temmuz 1975'i gösteriyorken, honka tersanede bir vardiyadaydı, apartmandaki bir komşunun dairesinde yaktığı mumlar yüzünden bir yangın çıktı ve tüm binayı sardı. itfaiyeciler binanın tepesinden alevleri kontrol etmeye çalıştıkları sırada çürümüş cesetlerle ve onların keskin kokusuyla karşılaştılar. honka ertesi sabah eve döndüğünde polisler onu bekliyordu, biraz sorgulandıktan sonra suçunu itiraf etti ve 15 yıl hüküm giydi.

    fakat mahkeme onun deli olduğuna kanaat getirdi ve bir psikiyatri hastanesinde yaklaşık 17 yıl geçirdi. daha sonra scharbeutz'daki bir huzurevinde farklı bir isimle yaşadı ve ekim 1998'de ochsenzoll hastanesinde öldü.

    görsel-1
    görsel-2
    görsel-3
    görsel-4
    görsel-5
    video
    fatih akının filminden bir kesit
    filmin fragmanı
hesabın var mı? giriş yap