• ron howard'ın 2008 projesi. tam adı "frost/nixon". david frost ile richard nixon'un 1977 yılında yaptığı röportajı konu alıyor. bir röportajı konu alan film mi olur derseniz, röportaj tüm zamanların en kallavi röportajcılarından biri ile, istifa eden tek amerian başkanı arasında oluyorsa, sonucunda da nixon watergate'in içinde olduğunu itiraf etmişe dönüyorsa olur derim.

    http://www.bakiniz.com/frost-nixon-film/
  • altın küre'de drama dalında en iyi film, senaryo, yönetmen, ve film müziği adayı olarak seçilmiş, başrollerini frank langella(ki kendisi drama dalında en iyi aktör adayı yine altın kürede), the queen'de tony blair'ı oynayan michael sheen, kevin bacon, sam rockwell'in(yeşil yoldaki psikopat katil bill) paylaştığı nixon-frost röportajının perde arkasını, nixon'un politik kişiliğinin dönem itibariyle ne noktada olduğu, çevresiyle olan iletişimini anlatan bir film. ben filmden çok etkilendim, araya duygusal şeyler de katılmış belki o yüzden sürekli acaba amerikalılar film hakkında ne düşünüyor, çünkü nixon'un insancıl tarafını gösteren bazı sahneler vardı, acaba o yüzden film tepki çeker mi diye sordum kendime.

    --- spoiler ---
    nixon'un "when the president does it, that means that is not illegal" sözlerini sarfettiği sahne, frost'la yaptığı telefon görüşmesi güzel aktarılmış.
    --- spoiler ---

    film bittikten sonra da gerçek röportajdan bazı kısımları izledim youtube dan, hakikaten oyunculuklar şahane, nixon rolunde frank langella hem fiziksel, hem de tavır olarak çok benzemiş nixon'a. röportaj esnasındaki duraksamalar, tereddütler, patlamalar çok iyi yansıtılmış. diğer taraftan michael sheen en az belki daha fazla frank langella kadar başarılı. özellikle sesi, vurgusu, röportaj esnasındaki tavırları david frost'un aynısı.

    diğer taraftan gerçek röportaj görüntülerinin altındaki yorumlar da okunası. "ben de bunun aynısını bush ile yapmak istiyorum" diye tonla yorum var mesela. sonra aklıma hülya avşar-tayyip erdoğan röportajı geldi, dedim ki acaba hülya avşar izlemiş midir bu röportajı, sonra kendi dediğime kendim bile inanamadım.
  • david frost'un, istifasının ardından nixon'la yaptığı röportajı konu alan film. oyunculuklar, diyaloglar kendi içinde müthiş olmakla birlikte sadece 'bir röportaja nasıl hazırlanılır, nasıl hazırlanmalı, hazırlanmak yeterli midir; röportaj nasıl sabote edilir; bir siyasetçi ile nasıl röportaj yapılabilinir; bir siyasetçi ile röportaj yapılabilinir mi' gibi konulara örnek teşkil etmesi bakımından bile izlenmesi gereken film.
  • bugun itibariyla the independent tarafindan ucretsiz verilen ancak, frost nixon diye film mi olur lan diye almadigim film. simdi pismanlik had safhada tabi.
  • bir röportajın uzatılıp gereksiz gerilimler eklenerek film hâline getirilmiş şekli. önce frost'un cebinden para vererek nixon ile röportaj yapmak için bir riske girdiğini görüyoruz. sonra da "ilk günde nixon bizi alt etti daha fazla bastırmalıyız" endişeleri. röportajı kameradan seyreden ekibin futbol maçı seyrediyormuş gibi tepki vermeleri. hepsi filmin sonunda nixon'ın edeceği birkaç söze gelene kadar tansiyonu yüksek tutmak için kullanılan fakat aslında lanse edildiği kadar önemli olmadığı aşikâr detaylar. tabii böylesi bir hikayede oyunculuklar orjinaline yakın olmalı, açığı kapatacak bir şeylere ihtiyaç var. onu da zaten sağlama almışlar. sözde telefon konuşması ise nixon'ın insancıl yönünü göstererek tek taraflı bir nefret yapımı olmasının önüne geçmiş.

    peter morgan'ın sahne oyunundan filme uyarlandığını, ron howard'ın orjinal sahne oyununda yer alan frank langella-michael sheen ikilisinin filmde de oynamaları şartıyla yönetmenliği kabul ettiğini ve frank langella'nın sahne oyunundaki richard nixon rolü ile ödül almış olduğunu da not düşelim. ron howard'ın 1972 seçimlerinde nixon'a oy verdiğini itiraf etmesi ise ironik.
  • orjinal röportaj kayıtları zaten dvd olarak satışa sunulmuşken üstüne bir de uyarlama olarak filme çekilmesinin ne manası olduğu hakikaten merak ettiğim film. bir de 5 dalda oscar adayı olsun, pes yani.
  • 81. oscar ödül törenine beş adaylıkla katılacak olan filmdir. en iyi film, en iyi yönetmen, en iyi erkek oyuncu, en iyi uyarlama senaryo ve en iyi montaj dalında adaydır.
  • --- spoiler ---

    frank langella ve michael sheen'in harika oyunculukları dışında bir numarası olmayan, hakkaten gereksiz bir film. alemci david frost, yumurta kapıya dayanınca, son röportajdan önce dersine çalışmaya karar veriyor ve yine son röportaja kadar çelik gibi görünen ve kontra yumruklarla puan toplayıp rakibini maymuna çeviren nixon'ın birden bunaması ile rakibini nakavt ediveriyor. pek hollywood. ama oyunculuklar kusursuz. hakkını vermek lazım. velhasıl konuya meraklıysanız, açın youtube'u gerçek röportajları seyredin. ona göre karar verin.

    --- spoiler ---
  • oyuncularıyla yükselen vasatın oldukça üzerinde bir ron howard filmi. howard ilk defa gözde oyuncuları tom hanks ya da russell crowe olmadan ortaya bu kalibrede bir film çıkarabilmiş. michael sheen ve frank langella belli ki broadway'deki oyun için gerçek röportaj görüntülerinin altından girip üstünden çıkmışlar. oyunu defalarca oynamalarının verdiği alışkanlıkla ikisi de film boyunca hiç aksamıyor. howard'ın röportaj sahnelerini filmin merkezine yerleştirmemesinin doğru bir seçim olduğunu düşünüyorum. röportajların öncesinde ikilinin psikolojik olarak kapışmaları, gazeteci ekibin son röportaj gününe doğru artan endişeleri howard'ın gerilimi arttırmasına olanak sağlıyor. gazeteci ekibini oluşturan diğer karakterler de sağlam oyunculara teslim edilmiş. özellikle en son pride and prejudice'de karşıma çıkan matthew macfadyen'i çok başarılı buldum.

    fakat farklı bir gözle incelersek filmin üzerine oturtulduğu iskeletin biraz sorunlu olduğu söylenebilir. öncelikle frost/nixon gibi bir isim seçilerek daha en baştan seyirci bir düello beklentisi içine sokuluyor. filmin böyle bir siyasi düelloda iki tarafa da eşit yaklaşması beklenir. fakat filmin protagonisti olarak frost'un seçilmesi, seyircinin ister istemez onun yanında yer almasına yol açıyor. peki bu yaklaşımın neresi kötü? filmi izlemeden önce watergate ve diğer hataları için artık herhalde nixon'ı savunan kimse kalmamıştır diye düşünüyordum. fakat birkaç mecrada okuduğum yorum bunun yanlış olduğunu gösterdi. pis liberaller, bırakın artık şu adamın yakasını diye söze başlayıp nixon'ın icraatlerini öven birçok yorumla karşılaştım. abd dışındaki izleyiciler için bu yaklaşım hiçbir sorun teşkil etmeyebilir, fakat abd'de olayın üzerinden 30 yıl geçmesine rağmen rahatsız edici olabilir. peki film %100 frost'un yanında mı? howard'ın bu yöndeki tüm çabalarına rağmen frank langella'nın kimi zaman gösterişli, kimi zaman da epey incelikli oyunculuğu filmin bu sorununu neredeyse unutturuyor. herkesin arzuladığı bir koltuğu bırakmak zorunda kalan yaşlı bir adamın çaresizliği, daha da dibe batmamak için çırpınışları langella'nın vücut dilinde ve mimiklerinde anlam kazanıyor. oynadığı karakterin pişmanlıkla karışık üzüntüsü, kırgınlıkları yüzünden açıkça okunuyor. langella'nın bu kompozisyonu seyircinin terazisinde frost'un ağır basmasına engel oluyor.

    özetle film, aksayan yerlerin üst düzey oyunculuklarla doldurulduğu, temposu iyi ayarlanmış, başarılı denebilecek bir siyasi film. filmin rakiplerini alt edip büyük ödüllerden eli dolu dönmesi çok zor, yine de yıl içinde aldığı aldığı çok sayıda ödül adaylığını hak ettiği rahatça söylenebilir.
hesabın var mı? giriş yap