• herhangi bir mahallenin karate kursunda rahatlıkla rastlanabilecek ibare.

    misal:

    durali çetinkoymaz karete kursu

    karete
    judo
    tekvando
    tay baks
    ful kontak
    buşido*

    eğitimleri itinayla ve felsefeyle verilir.
  • kendi basina bir dovus sanati yada sistemi olmayan sadece bir grup hakemlik ve turnuva kurallarindan olusan yapilabilir yapilamaz listesi.
    belirli bir sporun onune gelir cumle icinde kullanmak gerekirse
    "ben dun eski turkiye fulkontak karate takimiyla antreman yaptim" veya "dunki antremanda nasil madara oldu fulkontak asihara karate'ciler" gibi.
    herhangi bir sporu semi contact full contact yapmak icin birkac teknik silersiniz (diz teknikleri gibi) birkac onemli noktayi degistirirsiniz (tekme atilirken ayagin rakibe degen kismi gibi) ve vurulmayacak hedefleri belirlersiniz (dizin yan kismi gibi)
    ayrica
    daha hafifi icin (bkz: semi contact)
    daha agiri icin (bkz: free contact)
  • biz bunu bayağı ("bayağı" burada sıfat olarak kullanılıyor) sokak dövüşü sanırdık küçükken. hatta bir arkadaşımız "ful kontak feci bir şey, böyle şişeyle falan kavga etmeyi öğretiyolar" demişti. (o kadar büyük sallamak için götünü ne kadar zorladı acaba?)
  • tam temas olarak cevirebilmek ne guzel olurdu; ama o zaman o ne idugu bilinmez karizmasindan hic birsey kalmiyor geriye. bi kere icinde hayranlik, merak, ve azicik korku barindiran, "fulkontak bilmek" deyiminden oluyoruz. olmuyor.
  • insana 90'ları hatırlatan bir dövüş sanatı. sanat mı değil mi onu bile bilmiyorum gerçi ama benim ful kontak'tan anladığım allah ne verdiyse girişmektir. karate salonlarının cam ve tabelalarında "full kontak" yazısı görmek de mümkündür.

    ful kontak demişken aklıma bi de şey geldi, ne geldi?

    (bkz: düz kontak)
hesabın var mı? giriş yap