• 1933'de amerika tarafından küba'da iktidara getirilen diktatör. amerika'nın yalakası olarak bilindi.

    onun döneminde küba amerika'nın ekonomik sömürgesi haline geldi. artık küba ekonomisi sadece üretimle değil, turizmle de kalkınıyordu. fakat turizmden kasıt, fuhuş, kumarhanecilik, kaçakçılık, kara para aklanması gibi olaylardı. küba ve havana, amerikan para babalarının, dürzülerinin, sapıklıklarını yaşayabildikleri eğlence mahalli olmuştu.

    1959'da fidel castro ve ernesto che guevara bu diktatörü devirip, amerika'ya "hoşşt" dediler.
  • 1956 - 1959 yillari arasinda kübada 60bin kisiyi, abd'li destekçileriyle birlikte yürüttüğü operasyonlarda katleden dikatatör.

    1959 'da castro, che ile birlikte bu gidişata dur dedi.

    (bkz: yankee go home)
  • ülkesini 1959 yılbaşı sabahı terkeden küba diktatörü. o gece sarayında yapılan yılbaşı balosunun anlatıldığı the godfather part 2'daki sahneler, sinemanın en iyi balo sahnelerindendir.
  • castronun suikastçıları kendisini öldürmeye yönelik eylem planını uygulamadan 2 gün önce, 1975'te ispanya'da kalp krizinden ölen devrik küba diktatörü.
  • 1901-1973 yılları arasında yaşamış eski küba başkanı ve diktatörü. küba devrimi sonucu yurtdışına kaçmak zorunda kalmıştır. 1940-1944 yılları arasında devlet başkanı olmuş, 1952 yılında örgütlediği abd destekli darbe ile de 7 yıl diktatör olarak ülkesini yönetmiştir. küba'yı bir fuhuş, mafya ve kumar cenneti haline getirerek abd'li yatırımcıları ülkesine çekmeyi başarmıştır.
  • solcularla isbirligi yaparak machado hukumetini devirdikten sonra, miami'de yasayan akademisyen grau'yu baskan olarak atayan diktator. grau'nun yaptigi isci yanlisi refomlar sonrasi zor duruma dusen amerikan sirketlerinin talebi uzerine gelen ultimatomun hemen arkasindan kendi atadigi baskani en hafif tabirle "satarak" yerine piyon baskanlar atamistir.

    (bkz: 2016 turkiye'si)
    (bkz: basbakanmissin gibi yap panpa)
  • askerler icinde orgutlenme saglayip general machado'nun askeri desteginin kesilmesine sebep olmus ve graù'yu basbakan atadigi donemde, abd'nin "kuba'ya komunizm mi geliyo lan?!" diye ciddi ciddi yusuflamasina sebep olmustur. hatta su 4 ayda yasadigi got korkusununun yarisini castro devrim yaptiginda hissetmemistir koskoca abd. anli şanli cavus kardesimiz batista, bu yusuflamayla, buyukelcisi vasitasiyla, batista'nin kulagini cekmeye calisan abd'ye, kendi kulagini kesip vererek "siktirip gidin lan ulkemden oc.larii" diye cinsiyetci kufurler edip kubalilarin sevgilisi, insanliga olan inancin yeniden inşa edilmesine sebep olan bir halk kahramasjsjdjdjah demek isterdim ancak dunyadaki tum yavşaklar birlesse bir batista etmez arkadaslar. bu boyle biline. kuba, yasal olarak abd'den bagimsizligini batista doneminde koparmistir orasi dogru ama oyle kahramanlik dolu bi hikaye degil bu. birak kulagini kesip vermeyi, abd buyukelcisi'ne "gotuynu yiyim aaabii" ayagi cekerek, kendi atadigi basbakani gorevden almis ve yaptigi reformlarin alayini iptal etmistir. daha sonra birkac basbakan daha atayip minik muhalefetsizliginin tadini cikarirken, inanmasi guc ama, castro'nun yaptigi devrimlerin tohumlarini atmistir. bu vesileyle aslinda bi sure halk tarafindan tutulan bi adam olmustur batista. hatta ilk soguk savas oncesi donemde, solcularin da destegini almistir soylemleriyle. soguk savas sonrasi, abd taraflarinda mevkilenince ilk kellesini aldiklari da solcular olmus. latin amerika tarihinin en demokratik anayasası 1940 yilinda kendi doneminde yapilip yine darbeyle basa gectigi ve diktatorluge evrildigi donemde kendi eliyle yururlukten kaldirilmistir.

    yani demek isterim ki; politik hayatinin basindan sonuna kadar batista adeta bir evrim gecirmistir. -cok tanidik geliyor bana. #hayir

    ancak, her politikaci gibi, guc zehirlenmesinin iştirak ettigi bir mevki duskunlugu hastaligina yakalandigindan, yeri gelmis sovyetlerin, yeri gelmis (mesela soguk savas) amerika'nin adami olmustur bu yavşak arkadasimiz. bu yeri gelmişlerin arasinda, guc zehirlenmesi hastaligi oldukca ilerlemis ve ancak fidel castro kardeşimiz tarafindan durdurulabilmistir.

    kuba'nin hayatini anlatan bi belgesel izledim. yemin ediyorum, politikadan da, simdiki hayatimdan da ve varsa diger hayatlarimdan da sogudum ya. ne pis ne manyak ne sacma tarihiniz varmis guzel kardesim. biz kuba'yi iyi bilirdik. onun da iciyne sictiniz.
  • küba'yı abd'nin kumar, içki ve fuhuş cenneti yapmasına göz yuman devrik lideridir. öyle ki beyaz ırkın hegemonyası, kendi ülkelerinde yücelttiği etiğe, üçüncü dünya ülkelerinde gözlerini kapatır. adeta birer insan hakları abidesi olan memleketlerinde dokunamadığı on iki yaşındaki küçük kızlara ulaşmak için tayland, küba, çad gibi muhtelif ülkeleri mesken tutan bu kimseler için söylenmiş çok güzel bir söz vardır: "beyaz ırkın fantezisi, üçüncü dünya çocuk fahişesi!"
    işte tam da buna izin vermiş bir liderdir batista. zira ülkede yabancı sermayenin cirit atmasına izin vermekle, memleketi başka bir ülkenin meşru devlet erkanının yatırım yerine çevirmek arasında çok ciddi bir fark vardır. işte tam da bu yüzdendir ki türkiye'de ne bugün ne de bu günden önce, küba devrimi gibi bir devrimin yapılabilme olasılığı yoktur.

    fidel'in devrim ordusunun santa clara'daki başarısının ardından batista'nın, davetli olduğu bir partiyi terk ederek ülkeyi terk ettiği anlatılır. bu olay godfather 2'de çok gerçekçi işlenmiştir.

    --- spoiler ---

    salud!
    salud!
    salud!

    --- spoiler ---
  • fulgencio batista zaldívar, kübalı asker ve diktatör. küba'nın 1933-1940 arası gayri resmi askeri lideri. 1940-1944 ve 1952-1959 yılları arasında küba'nın resmi başkanı.
    yoksul bir çiftçi ailesinin oğludur. 1921'de stenograf olarak orduya girmeden önce çok çeşitli işlerde çalıştı. orduda çavuşluğa yükseldi ve geniş bir taraftar topluluğu edindi. gerardo machado y morales diktatörlüğünün yerini alan carlos manuel de céspedes'in geçici rejimini, eylül 1933'te örgütlediği çavuşlar ayaklanması'yla devirdi ve küba'nın en güçlü adamı durumuna geldi.

    insanları iyi tanıyan batista, teröre başvurmaktansa, çevresindekileri hoş tutarak denetimini pekiştirme yolunu seçti. böylelikle ordunun, devlet memurlarının ve örgütlü işçilerin desteğini kazandı. ilk birkaç yıl ülkeyi yakınları aracılığıyla yönettikten sonra 1940 yılında başkan seçildi. kendisine büyük servetler sağlamakla birlikte, etkili bir yönetim kurdu. eğitim sistemini yaygınlaştırdı; dev bir kamu girişimleri programı uyguladı ve ekonomik büyümeyi hızlandırdı.
    1944 yılında görevinden ayrılarak yurt dışında gezilere çıktı. bir süre florida'da yaşadı ve küba'da elde ettiği büyük servetin bir bölümünü buraya yatırdı.

    kaynak:wikipedia
hesabın var mı? giriş yap