göçertmek
-
bir şeyin göçmesine veya devre dışı kalmasına neden olmak
-
bir nevi soykırım..
-
yıkmak, dağıtmak, parçalamak, sonunu getirmek. daha çok devlet/kurum veya sporda rakiple ilgili bir fiil. gizli/örtülü olarak yana doğru göçertmek ile aşağı doğru göçertmek içiçe giriyor.
olağan türk etkinliği olan göçten, göçmekten, göçerlikten böyle bir kullanım ve anlam türetebilmek gerçekten şaşırtıcı. yer değiştirmenin* mevsim normallerinden değil zorla yapılması demek cehennem ve ölüm kadar zor gelmiş. kültürü, toplumu böyle algılayınca türklerin, türk devletlerinin bir iktidar algısı olarak gerekli gördüğünde zorunlu göç, zorla göç, tehcir, zorunlu iskan yasası uygulamaları beklendik şey. mübadele karşılıklı olduğundan gene acı ve zorunlu, ama toplumsal algılanışı biraz farklı.
["ah, kapa çeneni," dedim, "yoksa sana uluyup cıyaklaman* doğru dürüst bir sebep veririm. dişlerini göçertirim, feleğini şaşırırsın." (...) sanki iyileşmek için kötüleşmem gerekmişti.] anthony burgess - a clockwork orange
(bkz: tehcir/@ibisile)
(bkz: kültür kodu/@ibisile)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap