• hey gidi yekta bey hey, leman'ın bu biraz daha az ilgi çeken mahçup karakteri genç yaşlarda hayatıma büyük bi yön çizmiştir, artık izine rastlanmayan bütün eski değerleri ve fazlasını içinde barındıran bu ağır ruhlu istanbul beyefendisi'nin özellikle tasavvuf, yaşam, musıki konusundaki yorumları her duyarlı gözden bi kaç yaş süzdürebilejek kuvvettedir..
  • martılarla konuşur, eski ahşap istanbul evleri yıkıldıkça yüreği parçalanır, fransız dostu jean pierre'e yaşam dersleri verir.
    gözü hep bir damla yaşlı, unutulan değerlerin hüzünlü savunucusu. (yazan - çizen: güneri içoğlu)
  • saclari itinayla jolelenmis, pek nazik, pek sik, pek duyarli bir istanbul beyefendisi. cay ince belli bardakta icilir diyen, istanbulunu yasayan, kaybolan degerlerimizden diyebilecegimiz insanlara ornek.
  • ankarada hayyamide eğer adisyonu dikkatle incelersek mekanın asıl sahibinin gönül adamları isimli bir şirket olduğunun çoşkuyla idrakine varırız
  • oğuz atayın "batılı herşeyi inceler, özetler, dosyalar biz ise sever bağrımıza basarız" sözünü doğru çıkaran, sürekli geçmişi özleyip vara yoğa göz yaşı döken nostaljik papyonlu.
  • nasıl ki ender özkahraman anadoluyu didik irdeler,güneri içoğlu da istanbul'u,daha doğrusu eski istanbul'u hep iyi yönleriyle sunar.eskiden istanbul cennetmiş diyesi gelir okuyanın hep sonra,ama nasıl ki sinemada güzel bir hayal ürünü abd yapımı aşk filmi izledikten(gerçekten var mıdır tartışılır) sonra sokağa çıktığınızda yere tüküren kozalaklar (bkz: mehmet çağçağ) midenizi bulandırır,işte bu masalımsı çizgiromanları da okuduktan sonra da tekrar bir istanbul'u gezeyim semt semt diyip dışarı çıktığınızda o iğrenç suratları görürsünüz ,olamaz böyle bir istanbul dersiniz.güneri içoğlu belki de hayalindeki şehri canlandırır çizgilerinde,bazen sultanahmet camii'ni öyle bir resmeder ki ağzınız açık yarım saat izlersiniz o resmi, karikatüre bakmaktansa.evet belki de eskiden istanbul bu denli güzeldi,hatta osmanlı zamanına bile dönüp hamama sırtüstü uzanıp düşünmek var.
  • gönül insanı diye bir başlığımızın olmasına rağmen erkeklerden çıkar bu türden gönül insanları.

    gittikçe bireyselleşirken yaşam, bir gün karşınıza biri çıkar. özel olması gerekmez bu kişinin, herkese aynı tavrı vardır çünkü. gelir hal hatır eder, ilgilenir de ilgilenir, elinizde nispeten ağır bir şey gördü mü atılır ben taşırım diye, iş yerinizdeki gönül adamlarına bakın, duvarlara ya da monitör kenarlarına güzel sözler yapıştırır, "hayat güzel, yaşamak güzel, börtü böcek süper" tarzı ya da uykulu uykulu gözleriniz daha tam açılmamışken neşeli bir "güüüünayyydııın" lafıyla irkilirsiniz. içelim eğlenelim, kadehleri tokuşturalım derler. slow müzik çalarlar her daim.

    evet kişilikler çeşit çeşit. kimi yumuşak, kimi lanet, kimi gönül adamı. her bir karakter diğer karakteri anlamakta, idrak etmekte zorlanır. bana da gönül adamları biraz çirkef (çok ayıp, böyle denir mi hiç?) gelir, herkesle dost, herkesle arkadaş, herkesle iç içe.
  • her an "çikolata renkli sarkicimiz" diye baslayan bir anons yapacak gibi görünen kisi.
  • sevgililerin isimlerini kazıdıgı agaca; evde daha önceden hazırladıgı kagıdı yapıstıran adamdır.
hesabın var mı? giriş yap