• çok güzel bir türkü bu. özlem özdil'in sesi de ayrı güzel, yüzü de. türküyü onu görerek dinlemek en güzeli. rakı ile birlikte çarpabiliyor dikkat etmek gerek.
  • tey allam yaa. böyle şarkılar da var işte. rakının yanında beyaz peynirden bile daha önemli hale geldi benim için. ya sen arabayı benzinsiz sürdün mü hiç? bu şarkı olmadan da rakı gitmiyo işte.
  • müziği ayrı sözleri ayrı güzel olan nadir köseoğlu türküsü.
  • yeni kireç sürülmüş odamdaki pencere, tatlı bir esintiyi içeri davet ettiğinde bir şarkı çalıyordu balkonda duran radyoda. yunan kanallarının arasından nasıl olduysa türkçe şarkılar çalan bir frekans tutturmanın keyfini süren valde sultan, "gönlüm dağlarda"nın daha introsunu duyar duymaz ses ayarını maksimum'a doğru çevirdi. pencereden girip yüzümü okşayan esintiye, özlem özdil'in dokunaklı sesi karıştı..

    kendimi bildim bileli, dağların ayrı bir yeri olmuştur bende. fiziksel özellikler, göz-saç rengi, ağız-burun şekli, hastalıklar, huylar vesairenin yanında, zevklerin de genetik olduğuna inanıyorum. iki doğa delisi insanın, doğa manyağı bir yavrusu oldum çıktım çünkü. genlerim, başka türlüsüne müsaade etmedi.

    bu şarkıyı en son dinlediğimde takvimler, bundan takribi bir yıl öncesini göstermekteydi; temmuz'un ortasında lanet kenti geride bırakmış ve ayder'de dağların yeşil gölgesinde, pusların içinde kaybolarak beraberce usul usul söylemiştik. hemen ileriki tepede duran yayla evlerine bir patika çıkıyordu. durup izlemeye koyulmuş ve defalarca gerçek olamayacak kadar güzel olan bu toprakların büyüsünde kaybolmuştum... basit bir şarkı alıp beni ayder'e götürdü bugün. aniden bir sis bastırdı, ardından yağmur. yayla evlerinden buram buram yükselen nem ve meryem teyzenin tavada kızarttığı alabalığın kokusu hala burnumda.

    gözümde tütüyorsun ayder!..

    temmuz'da yine dağlarda olacağım. şunun şurasında ne kaldı ki diyerek avutuyorum izmir'in cehennem sıcağına maruz kalan bedenimi. denizi görmekten yorulan gözlerim, yeşile ve çağlayanlara doymaya can atıyor artık. sırtımı yamaçlarına dayayıp, geceleri buz kesen kamp alanında ateşe ellerimi uzatmak ve her şeyi, herkesi, yaşadıklarımı, üzüntülerimi, hayal kırıklıklarımı geçici süreliğine de olsa unutmak istiyorum. herkesten ve her şeyden uzaklaşıp, bu heybetli yapıların eteğinde insansızlığın tadına vara vara yaşayacağım birkaç gün boyunca. düşünmek ve bir şeyler yazmak istediğimde yanımda sadece birkaç kitap ve o kitapların arasına sıkıştırılmış bir kalemle kağıt olacak. belki yanıma mide ilacımı bile almama gerek kalmaz, belli mi olur..

    dağlar beni iyi eder, bilirim..
  • insanı durduk yere efkara sokan eserdir.
  • bir hapishane ezgisidir.
  • dağlar mesken tutmuşsa gönlü, boğazda yumru gözde yaşla dinlenir bu ezgi. gönlümüz dağlarda da ya dağların gönlü bizde değilse?
  • herkesten saklanabilecek, el üstünde tutulması gereken, kıskandıran özlem özdil türküsü. gerçekten böyle saklı kalsın. ssg bu başlığı gizle oğlum.
  • sabahtan beri nereden ağzıma takıldığını bilmediğim bir türkü mırıldanıyordum. "dındın dın dın dın dıın gönlüm dağlardaa" diyerekten. google'a yazınca dinledim acı gerçeği. çok güzel çok.
hesabın var mı? giriş yap