• filmlerde yönetmen kadar emeği geçen kişi
    yazıktır ki genelde arka planda kalırlar
  • sinema sektorunun bu dalinda genelde bir slav egemenligi goze carpmaktadir. adamlarda dunyaya nasil bir baki$ acisi varsa artik direk goruntu yonetmeni oluyorlar.
  • kendi argosunda dp şeklinde geçen, türkçe karşılığı olsa da ciddi bir türk karşılığı olmayan meslek. bunların american cinematographer, light vesaire gibi aylık journalları olur, oralarda işte şu filmde şöyle bi numara çektim böyle bir hile ettim diyerek mevzuyu anlatırlar. dogme 95 ekibinin pek ihityaç duymadığı bir yönetmendir ayrıca dp.

    görüntü yönetmeni olacağım diye heveslenen birisinin gecikmeli de olsa türkiyede bu bahsettiğim neşriyatları robenson crusoe isimli dükkandan temin etmeleri mümkündür.
  • goruntunun, yonetmenin istedigi anlami tasimasini saglayan goruntu yonetmenidir. bunu, renk, isik, kamera acisi ve kamera konumunu belirleyerek gerceklestirir. goruntu yonetmeni, estetik yapidan oldugu kadar, yaratilan filmsel anlatimdan da sorumludur. goruntu yonetmeninin kameramandan farki, hem tenik bilgiye, hem de sanatsal yaraticiliga sahip olmasidir.
  • teknik ve estetik açılardan, video programlarda oluşturulan görüntülerden sorumlu olan kişidir. sorumluluğun sınırları, çalıştığı yönetmenden yönetmene değişir.
  • filmi yaratan önce yönetmense arkasından bu adamcağız (ya da kadıncağız) gelir. ünlü yönetmenlerin görüntü yönetmenleri tektir, biriciktir.
  • nedense hepsi bunlarin yok cekoslovak, yok polonyalidir (bkz: slav), sonu sz ile biten isimleri, ski ile biten soyadlari vardir..

    (bkz: janusz kaminski)
    (bkz: dariusz wolski)
    (bkz: darius khondji)
  • bu meslegi icra eden unlu ki$ilerin isimlerinin darius olmasi da gozumden kacmami$tir. belki...
hesabın var mı? giriş yap