gülümcan
-
son gunlerde ıstıklal caddesınde yururken oldukca sık duyabılecegınız kopruler albumunden bır parca
-
bestecisi, engelli bir konservatuar mezunu olan ahu saglam'dir. mukemmel bir parca. dinle dinle agla, normal birinin yapamayacagi beste.
-
yurdum sınırlarından çıkmış en güzel eserlerden biri, türklükle övünme gerekçesi.
-
kemanın agladıgını hisetmek
-
köprüler albümünde yer alan,istiklal caddesinde sık sık duyulması muhtemel ahu sağlam parçası.
keman daha iyi çalınsaymış fecii bir eser olması dahilinde -
kemanın konuşması, daha doğrusu ağlamasını dinliyorsunuz. eserin başında size sırlarını açıklamaya başlıyor, gittikçe duyguları yoğunlaşmaya başlıyor, sonlara doğru ise artık sinirleri boşalıyor ve kendini tutamayıp ağlıyor. fondaki kadın sesi bir parçada olsa kemanı teselli etmeye çalışıyor ve hep beraber ağlıyorlar. tabi ki muhtemelen siz de bir üçüncü şahıs olarak dolu gözlerle onlara eşlik ediyorsunuz. bir bestenin sözleri olmasa dahi ne kadar etkileyici ve iç parçalayıcı olabileceğinin göstergesi. besteci ahu sağlam'ı ayakta alkışlarla kutlamak gerektiği kanaatindeyim.
-
ne kadar incelik ve yoğun duygularla yaratılmış bir eser olursa olsun, temcit pilavına dönüştürülen yemeğin kabak tadı vermesi gerçeğine örnek teşkil etmiş, daha doğrusu ettirilmiştir. 1 yıllık süreç sonunda bugün istiklal'den her geçişte imdat diye bağırarak kaçasımızı getirir.
-
aşağıdaki şiiri yazdırtmış bestedir.
kemanın tellerine her değişinde
bin kere titreyen bedenim
söz dinlemez , sadece beste,
bu beste...
bu beste uzun zamandır aklımdan çıkmaz
mürekkep lekesi sevdan,
ve ıslak kuru tüm anı çıkarıcılar,
silemez çocukluğumdan gülüşünü
gülüşün bir düş , bir yokluk şehri
karneye bağlanmış gözlerin
gözlerin;
havvadan sonra edilmiş en büyük yemin
bir yaprağın benden saklayacağı ne var
bir defterin sırdaşlığı
ve tarih ne kadar yorgun herşeyi görmüş olmaktan
uzun zaman, çok uzun zaman,
dinledim bu besteyi, bu bestede
bana beni çağrıştıran bir şeyler var
adımın adına denk düşmesi,
ve kelimeler
ve elimde kelimelerden başka ne var
her zaman tamir ettiği bisiklete
asla binemeyen çocuklar,
babası pamuk helva satan çocuklar
sensizliğim bir yokluk şehri
orada hüzün var , bir ucu yırtılmış
ayakkabımdan fırlayan
bir bebek mezarı var
gözyaşlarıyla sulanan
orada senin olmadığın yerlerde yani
az ışık var, tavuk karası yalnızlığım
her şiirimi terk ediş, ve her zaman tekrar ediş var
senin olmadığın yerde umut yok,
barış yok
aşk çoktan kalkmış bir trenin adı
tıkırda tıkır tıkır tıkırda tıkır
daktilolarda yazılmıyor artık sevda masalları
senin olmadığın yerlerde
sadece kör bir kemancı
ve bir de bu beste
bu beste.....
-ahu sağlam- gülümcan isimli enstrümental parçayı dinlerken vakti...
erzincan- 10.01.2004 -
istiklalde calan guzel sarki* diye nicelerinin kafasinda yer eden omru hayatimda duydugum en naif beste. mutluluk kelebegi gibi dolastigim zamanlarda bile bir iki notasini duymak yetmistir de artmistir aglatmaya.. mutlu hissetmek cok zordur gulumcan dinlerken cunku icinizde cocukluk korkularinizdan yiten asklara olumden yalnızlıga herseyi ayaklandırır. kalp agrisi gibidir, icinizi sizlatir ama yine de bitsin istemezsin
-
istiklâl caddesinden sonra, ahu sağlamı tanımamıza ikinci etken olan, süper enstrümental parça.. insanı alıp uzaklara götürmesi bazen kötü olsa da, her dinlendiğinde insanı mutlu etmesini bilir..
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap