• aslında başlık gündelik hayatta cinsel taciz olacaktı, hani "sözlükte cinsel taciz"e gönderme babında. yanlışlıkla böyle açınca değiştiremedim sonra. idare ediverin artık. neyse mevzu şu:

    gündemimizde sözlükte cinsel taciz dönüyor bir süredir, konunun boyutlarının anlaşılmadığını düşünüyorum.

    kardeşimle (erkek bir insan kendisi) konuştuğumda öğrendim ki erkeklerimiz ne tacizin ne sıklıkla yaşandığından haberdar ne de ne şekilde olduğunu biliyorlar. toplumdaki her kadının ömrü boyunca her gün ama her gün rahatsız edildiğini farkında değiller. bu sebepten işte aşağıya şu anda aklıma gelen, kendi başıma gelen taciz hikayelerini sıraladım. bir insanın başına bunlar geliyorsa tüm topluma neler oluyordur siz hesaplayın.

    bu haberdar olmama hali o derece ki sen tacizi anlatınca inanmıyor adam anlattıklarına.

    bir keresinde mesela sözlükte “e canım araba sürerken sırf kızın popsuna bakmak için ona yol vermek normaldir. ne diye rahatsız oluyorsunuz” diyen adama o poponun okula- işe gidiyor olduğunu elalem baksın eğlensin diye oraya konulmuş bir süs eşyası olmadığını, popoyu taşıyan vücudun içinde bir insanın olduğunu ve o insanı rahatsız edebileceğini anlatamamıştım. anlamadı, nolcak ki dokunmadık etmedik, ne var bakmakta dedi ısrarla.

    bunun üzerine sokakta dolmuş bekleyen bir arkadaşımın başına geleni anlatmıştım, belki anlar diye. şehirlerarası geniş bir yol, kız da şehir merkezine gidecek, otobüs bekliyor. kamyon şöforü duruyor, arabayı kenarda bırakıyor kıza baka baka af buyrun mastürbasyona başlıyor. benim arkadaş nasıl kaçtığını bilmiyor. adam ellememiş etmemiş alt tarafı bakıyor di mi, neden rahatsız olmuş ki bu kız durduk yere şimdi?

    cevap ne “şehir efsaneleri anlatmayın” yani o kadar inanılmaz geldi ki bu olay, herif iki dakikada yalancı yerine koydu beni iyi mi.

    yine sözlükte geçenlerde bir zaman adam diyor ki o kadar vücut yapmış kendine özenmiş , şahane bir insanmış kendisi. sokakta beğendiği bir kıza gülümseyince kız neden başını çeviriyormuş. isteyene bulayım entryi, sözlüğün bir köşesinde duruyor. ulen bana adres soran amcanın ben masum masum adres kağdına eğilip bakınca memelerimle neler yapmak istediğini anlattığı gün biliyorum. adres sorma bahanesiyle taciz ediyormuş yaşlı başlı adam. bıraktım gülümsemeyi adres sorandan irkilir oldum sen ne diyorsun daha?

    cevap ne, gözüne bakıp anlayacakmışız tacizci olanla olmayanı. öyle ömür boyu taciz edildin diye travmatize olmak yok yani. ha müneccim olabilirsin ama bak. zira erkekler üzülüyor, alınıyor sonra sen gönüllerini hoş edemiyorsun diye.

    bakınız buradaki sanrı ne biliyor musunuz, sokağa çıkan kadın etraftaki erkeklerin günü hoş olsun diye orada duran bir seyirlik şey sanıyorlar. efendim nolmuş baktıysa. o baktığı "şey"in içinde bir insnaın yaşadığını farkında değil yani sanki. nasıl güzel bir masaya bakınca masa rahatsız olmaz, güzel memeye bakınca da memenin rahatsız olmaması gerekiyor.

    böylece geldik ikinci hususa
  • bir de kadının o vücudun içinde yaşadığı için vücudunu topluma arz etmesi gerektiğine, kadın vücudunun kamunun kullanımına açık bir şey olduğuna inanan ekol var. bunlar tacize karşıymış gibi bile yapmıyorlar. bakın taciz paranoyaymış, hem tacizden korkan bu çirkin kadınlar kesin taciz edilmiyorlarmış çünkü çirkinlermiş. (bkz: #5867882)

    yani karşıdakinin nedne rahatsız olduğunu, neler yaşadığını düşünmediği yetmiyor bir de karşıdakini tacize “layık görmüyor “adam.

    yani bir kadına bakmak, onu rahatsız etmek bir tür “hak” hatta o kadına övgü, bir lütuf.

    e rahatsız oluyoruz kardeşim, sokakta bir karşıdan karşıya geçerken arabadakilerin eğilip kıçıma bakmasından, yürüken memlerime bakılmasından, yerden bir şey alırken, bir yere uzanırken, gündelik hayatımı sürdürürken sürekli vücudumun bana anımsatılmasından sürekli bir cinsellik iması almaktan rahatsızız. ayakkabın çözülünce bağlamaya çekinmek ne demek biliyor musun sen?

    ona neymiş rahatsız oluyorlarsa.

    sokakta her an memenin poponun varlığından huylanarak yürümek, milleti görmemek için gözünü yerden kaldırmamak nedir bilmiyorlar. ondan sonra yok türk kızının götü kalkık yok neden sokakta yere bakıyor.

    sokakta yere bakıyor zira kafasını kaldırınca memelerine bakan onlarca çift göz görmekten bezmiş. götü kalkık değil en ufak bir hareketi tacize davetiye sayıldığı için korumada. “dişi köpek kuyruk sallamazsa”ların memleketinde yaşıyor, “orospu gibi gülme”mesi gereken coğrafyaya doğmuş zira.

    hatta bakın “taciz etmesinler efendi olsunlar da götünüz kalksın öyle mi” diyerek kadına tacizi savunan yazarlarımız bile var. (bkz: #16365847) işin ilginci, eğer bu örnek entrye bakarsanız tacizin gündelik hayatta ne kadar yaygın olduğunu bilmediğinden “her gün birisi sana güzel derse bıkarsın” gibi bir argümanı var. yahu her gün laf atıyorlar nereme ne sokmak istediklerini falan söylüyorlar, emin ol güzelsin deseler bütün bunların yerine, daha az bıkardık yani.

    peki seneler sonra ilk kez nerede laf atıldı bana biliyor musunuz, nerede utanmadan, açık açık gözlerini dikti tanımadığım adamlar nerede yine memelerimin varlığından rahatsız oldum, kıyafetimden huylandım?? yaşadığım ülkede türk mahallesine gidince.

    senelerden sonra ilk kez bana laf atıldı, türkçe laf atıldı hem de şu şekil: “off olm bak bunlar gibisi yok bizim ülkede bak.. vsvs”
    “türk kızı çok rerörö” diye ağlaşan mal değneklerinin avrupa’da yaşayan versiyonuna denk gelmişiz iyi mi?

    buraya kadar konumuz tacizin yaygınlığının bilinmiyor olmasıydı. dahası tacizin ne derece rahatsızlık yarattığının da bilinmiyor olmasıydı.

    taciz tutanağı tutmaya başlamamın ilk iki sebebi yani.
  • bir üçüncü husus daha var; “ o da kaşınmasaydı” hususu.

    kadın sığınmaevinde çalıştım bir yabancı ülkede. gelen kadın dedi ki “bunlar başıma türkiye’de gelse polis geri yollardı evime, herif de beni öldürürdü bu sefer” e doğru. kadının suçu zira tecavüze uğramak da dayak yemek de. bütün bunlara susmuyor olmak da onun suçu. topluma adamın yaptıklaırnı duyurduğu anda “yaygara koparmış” oluyor.. susup otursaydı bak ne güzeldi her şey.

    başka bir tanesi on yıl kadar her gün dayak yemiş, her gün tecavüze uğramış kocası tarafından. en sonunda bir gün doktor durumunu fark etmiş, devlete haber uçurmuş, kızı aldılar sığınmaevine.
    ailesi kıyameti koparttı neymiş kız sığınmaevinde olunca bunlar utanıyor rezil oluyorlarmış. apar topar ağlaya ağlaya çıktı gitti kız.
    kız tecavüze uğrarken değil de kendini kurtarınca rezil oluyorlar yani.

    mantık bu yani, içinde yaşanılan ortam bu, alıştığımız her gün gördüğümüz davranışlar bunlar bu ülkede. sokakta her taciz edeni, her elleyeni her laf atanı karakola mı taşıyoruz sanıyorsunuz da tacize uğrayan kadına “efendim tacizciyi neden ifşa ediyor kamuya, kendi aralarında adli mercilerde halletsin” diyoruz?

    hadi taşıdık polis yardımcı olacak mı sanıyoruz? tecavüzde yardımcı olmuyorlar, dayakta tacizde mi yardımcı olacaklar sanıyorsunuz. yahu baksanıza sözlük gibi bir ortamda bile “alt tarafı erekte çük resmi göndermiş. ne diye incindin” diye hoş karşılıyoruz yapılanı, siz istediğiniz kadar uğraşın kim ne yapacak sanıyorsunuz ki?

    biliyoruz kimsenin ne yasal ne toplumsal bir destekle gelmeyeceğini.

    otobüste birisi ellediğinde, birisi sıkıştırdığında veyahut birisi açıp çıplak insan resmi gösterdiğinde biz tepki versek otobüs şöförü arabayı karakola çekip herifi “bu adam 14 yaşındaki kızı elledi” diye vermeyecek yani polise. ama bize dönüp “sen niye kısa etekle otobüse bindin” denilmesi çok muhtemel bunu da bilin, buyrun denilmişi: (bkz: #16949715)

    o yüzden bir taciz olduğunda en kabadayısı bağırıp çağırıyoruz toplumdan birisi yardım eder belki diye, belki adam utanır da durur diye.

    tacizciyi ifşa ediyoruz zira tacizci benim kendi vücudumdan utanmamı sağlamaya çalışıyor. ben utanacağıma, o kendi yaptığından utansın istiyoruz yani.

    bu sebeplerden dolayı taciz edildim diyene çıkıp da “sözlüğe yazmasın tacizi. gitsin dava açsın” demek ya durumdan bihaber olmaktır ya da yan çizmektir, yani “tacize uğrayan sussun da canımız istediğinde herkesi doya doya taciz edelim. kimsenin de haberi olmasın” demektir benim gözümde.

    baksanıza sözlük gibi ortalamadan daha eğitimli, maddi imkanlara sahip bir ortamda bile tacize uğrayana “ne diye herkese söylüyor, bize ne onun tacizinden” ile başlayıp “canım o da haketmiş”e varan bir skalada tepkiler geldiğine göre ortalama olarak sözlükten daha az eğitimli bireylerin oluşturduğu genel “dışarısı” toplumunda neler denecek.

    adam alt tarafı bir kişiyi taciz etti diye tacizci sayılır mıymış, bir kişinin şikayetiyle taciz şeyolur muyumuş? e tecavüz için de islam aynısını söyler bilir misiniz, şahit ister, eğer o eylemin bir şahidi yoksa,”kuyruk salladığı için” kadını suçlar. ne farkınız var şimdi suudilerden? iki kişi arasında yaşanmışmış alt tarafı neden herkese söyleniyormuş. pandik bin kişi arasında mı yaşanıyor sanki, ona da ses etmeyelim o zaman?

    işte bu taciz tutanağı benim (ve umuyorum ki başkalarının da) başıma-başımıza gelen taciz hadiselerinin özetidir. belki durumun vahameti anlaşılır, insanlar neden böyle tepki veriyor görülür diyedir
  • annemle başlayayım, annemin tacizden rahatsız olduğumda bana verdiği ilk öğütlerden biri “yanında çengelli iğne taşı” idi.

    herkesin başına gelirmiş, normalmiş. ellerlermiş, laf atarlarmış, otobüste veya yolda sıkıştırabilirlermiş de. hayat buymuş. bu kadar kanıksanmış durumda yani rahatsız edilmek, bu kadar normal karşılanıyor.

    çengelli iğne batırayımmış elleyen olursa. annelerimizin kuşağı da aynen çekmiş yani tacizden.
  • yaşadığımız evin yanında askerlerin nöbet tuttuğu bir klübe vardı, 24 saat birileri dururdu. ergenliğe girdikten sonra istisnasız her geçişimde çeşitli seviyelerde çeşitli fantaziler içeren laflar yedim. evden istisnasız her çıktığında hem de, gece, gündüz, akşam sabah... kimisi nereme ne yapmak istediğini söyledi kimisi öyle üçbeş kelimeyle yetindi. bunlar ankara'nın göbeğinde bir büyük caddede mutlu mutlu aylakça nöbet tutan askerler, yani muhtemelen torpilli askerlik yapan ayrıcalıklı gençlerdi hem de.

    başka kızlar geçtikten sonra yerlere kadar eğilip popolarının izlendiğini gördüm yüzlerce kez. e bir daha nasıl rahat rahat yürüyeyim ben kendi evimin sokağında, onların önünden her geçtiğimde bile popom olduğu için rahatsız olarak geçmemden doğal ne var? düşünün daha 13-14 yaşlarımdan bahsediyorum. yolumu uzatıp başka yerden yürüdüm senelerce. sırf ben de değil evime gelen arkadaşlarımın hemen hepsi surat bir karış asık, söylenerek geldi bana o klübeden laf attılar diye.

    bir düşünün bakalım bir insanın 10 sene boyunca evden her çıktığında kendisini rahatsız hissetmesi ne demektir?
  • küçüğüm, ortaokul falan, bir herif dadandı okulun oraya. elinde çıplak erkeklerin kadınların olduğu bir dergi, penis resimlerini sürekli kızların görebileceği şekilde tutup tepkileri görmeye çalışıyor. günlerce okulun ertrafında gördüğü küçük kızların önüne pipi resimleriyle atladı durdu. bizimle otobüslere bindi, okul çıkışlarına geldi günlerce.

    nolacak di mi sevgili sözlükçü, alt tarafı erekte penis resmi... 40 yaşında herif 14 yaşında kızlara gösteriyor ama olsun, resimden taciz mi olur, bir yerimizi ellemedi götümüze de sokmadı o resmi, neyin gerginliğini yaşamışız haftalarca ben de bilemedim bak.
  • lisedeyim bayrak törenine çıkarken o kalabalıkta önce bir cimcik arkadan kahkahalar dönüp bakınca hepsi birbirini işaret eden bir grup oğlan. ne komik di mi, hem nolacak bir yerim mi incindi.

    bütün okulun kızları eteklerini tuta tuta duvar kenarlarından inio çıkardı merdivenleri zira oğlanlar aşağıya dizilir belki bir şey görürüz diye insanların merdivenden çıkarken bile rahatsız olmasını sağlardı. çok normal değil mi senede 7 ay okula giden bu çocukların bu 7 ayın her gününü kaçarak, saklanarak, rahatsız olarak geçirmesi.

    yani sokaktaki cahil adam, “alt sınıf” falan değil bunları yapan özel okulların şimdilerde işadamı, avukat, doktor falan olan çocuklar. tam da bu yüzden işte “ben sokaktaki öküzlerden dğeilim beni tacizci sanıyorlar” lafı manasız geliyor kulağa.
  • otobüsteyim, liseye geçtim mi geçmedim mi emin değilim, okuldan dönüyorum.
    entel kunteliz ya kitap okuyorum. bir baktım üzerimde bir kıllı el. sahibine pis pis baktım anlasın diye. (bakınız, "yaygara çıkarmak" gibi bir eylkeme girmemişim, otobüs ahalisi rahatsız olmasın küçük bir çocuk ortalık yerde ellendi diye. yaygara etmeyelim)

    birkaç santim kaldırdı elini, ben kitaba döner dönmez el geri geldi. adama bağırdım, bir kişi de adama “kardeşim napıyorsun sen küçücük kıza” diye destek de olmadı yani. allah bilir içlerinden de "e lise eteği giymiş, yetmemiş o haliyle bir de otobüse binmiş hak etti” diye. ya da “dava açsın efem ne öyle otobüsün ortasında yaygara etmek” di mi?
  • lise bitiyor herhalde, yaşım büyücekti yani. marketten eve dönüyorum 12-13 yaşlarında bir çocuk gelip memelerimi elleyip sonra gülerek kaçtı.

    gece bardan eve yalnız dönersem tasiden inince karşıya geçemiyordum yolun kenarında şu araba geçsin de geçeyim diye durmak mümkün değil, zira yoldan geçen her araba önümde durup içeri çağırıyordu, selektör yapıyordu en olmasa. yani sokakta olmanız bile birisinin sizi rahatsız etmesi için sebep. sorsanız cevapları hazır "ne işi vardı o saatte sokakta"

    yani bu işin sosyal statüsü yok en zengini de en fakiri de taciz edebiliyor. yaşı maşı da yok. 13 yaşındaki bebeden 63 yaşındaki amcaya kadar herkes elleyebiliyor herkes taciz edebiliyor.
  • ilk anda aklıma gelenler şimdilik bu kadar. buralara kendi başına gelen tacizleri listeleyen olursa ne ala, olmazsa şurada bir tane var numunelik oraya buyrun: (bkz: #16940482) yani tekrar söylüyorum bir kişinin başına bunlar geldiyse o toplumun kalanının başına neler geliyordur, kimler her gün ne yaşıyordur bir fark edin bunu.

    teknoloji geliştikten sonra zaten hep kulaklıkla yürüdürm sağa sola, hep önüme baktım. dolayısıyla bilemiyorum ne laf attılar ben ülkeden kaçana kadar, bilemiyorum o seneler zarfında neler dediler.

    “ay türk kızının götü kalkık hiç gözümüze bakmıyor”. di mi?
    aman sikeceyüler paranoyası, kezban bilmemne değil mi. kuşaklar boyu bu toplumda yaşamış her kadının takribi 13 yaşından beri her gün ellenip laf yemiş olması seni rahatsız etmiyor da, bu kadınların sana kusursuz muamele çekememesinden rahatsızsın, bu hadiselerin yaşanmasına değil tepkin ama hadiselerden sonra travmatize olunmasına kızıyorsun demek. bravo.

    holandalı isveçli sana gülümsüyor çünkü ülkesinde sokağa her çıktığında sağını solunu mıncıklamamışlar, laf söz etmemişler. hadi diyelim bir şey yapan oldu, o zaman şikayet edebilmiş, şikayet edince ciddiye alınmış. al işte şimdi mesaj geldi, isveç en çok tacizin görüldüğü ülkeymiş resmi kayıtlarına göre, senede iki kadın tacize uğruyormuş korkunç ülkede?

    şimdi bu onların kayıt sisteminin iyi çalıştığının, hadiselerin ciddiye alınıp rapor edildiğinin mi işaretidir, yoksa cidden isveçli kızcağızın benden çok taciz edildiğinin mi? tecavüze uğradığı için öldürülen kadınların, karşı köyden radyoyla bizim köyün kızına trtfm'de şarkı gönderdi diye, yani "namusumuzu kirlettiği" için canına kastedilen adamların ülkesi burası. senede iki taciz gören kadınların etraftaki "en tacizkar ülke"nin sakini olduğu o büyülü coğrafyada değiliz ne yazık ki. aile içi tecavüzün suç olmadığı, tecavüz edene bir ödülmüşçesine mağdur kızın teslim edildiği, annelerin taciz edilen kızlarına çengelli iğneden öte bir şey öneremediği bir yer burası.

    etraf seni korumadığı için sen mecburen kendini korumaya çalışıyorsun. hadise bu kadar basit. toplumun bu yapısına tek laf etmeyip sonra kendi cennet toplumları tarafından korunulan o kızların toplum içindeki rahatlığını bana işaret etme yani.

    bütün bunları etrafında ne olup bitiyor farkında ol, bil diye söylüyorum yani.

    bizim gibiler yok mu peki dünyada, var tabii.

    bir gün bir arap arkadaşım dedi ki “siz neden arap kadınları gibi hep önünüze bakarak yürüyorsunuz” valla bize de aynı arap kadınlarının gördüğü muameleyi gösterip, tacizde bile bizim kaşındığımızı söylediklerinden olsa gerek herhalde. taciz gördüm diye haber vereni desteklemek yerine susturduları için herhalde, “yaygara koparıp” birilerinin paşa gönlüne rahatsızlık vereceğimiz bir iş başımıza gelmesin diye korkudan herhalde. bilemedim.
hesabın var mı? giriş yap