*

  • suriye'deki savaşın gerçek nedenidir.

    akdoğan özkan 4 köşe yazısıyla geniş ve net bir şekilde anlatmış olan biteni.

    suriye’de 2011’den bu yana aslında ne oldu, yarın ne olacak ?- 1
    suriye’de 2011 yılından bu yana aslında ne oldu? – 2
    suriye’de 2011 yılından bu yana aslında ne oldu? –3
    suriye’de 2011 yılından bu yana aslında ne oldu? -4

    özet geç lan piç diyecekler için, şudur:

    2009 - suriye/esad, katar’ın kuzeyindeki off-shore doğal gaz sahasından başlayacak ve suudi arabistan – ürdün –suriye ve türkiye üzerinden avrupa’ya doğalgaz sağlayacak bir boru hattı projesi teklifini reddeder.

    2010 - suriye/esad, 10 milyar dolarlık bir doğalgaz boru hattı anlaşması için iran ve ırak ile görüşmeler yapar. iran’ın güney pars doğalgaz sahası ndan başlayacak olan bu boru hattı, doğalgazı ırak, suriye ve lübnan üzerinden akdeniz’e, oradan da avrupa’ya ulaştıracaktı.

    bu, doğu ile batı arasındaki enerji koridorlarının kavşak noktasında yer aldığını düşünen türkiye için kötü haberdi. 2009’da imzalanan nabucco projesiboru hattından umduğunu bulamayan türkiye yeni arayışlardan bir türlü sonuç alamıyordu.

    2010- temmuz : ancak “kötü haberler” bununla da sınırlı kalmadı. türkiye ile iran arasında güney pars doğalgaz sahasında kasım 2008'den beri sürdürülen ortak üretim çalışmaları da 2010 yılında sona eriverdi.
    bir gün enerji bakanımız "güney pars doğalgaz sahası projesi bitti" deyiverdi.

    2011 temmuz : iran, suriye ve ırak ile doğal gaz boru hattı ve sevkiyat anlaşmasını imzaladığını duyurdu.
    söz konusu hat, avrupa’ya nabucco ile ilan edilenden yüzde 30 daha fazla gaz taşıyacaktı.

    bütün bu gelişmelerden sonra her nedense suriye'de bir iç savaş çıkıverdi.

    2012 temmuz: suriye-iran ve ırak arasında oluşturulacak boru hattına dair mutabakat zaptı imzalanırken
    ülkedeki iç savaş da şam ve halep’in kapılarına dayanıyordu.

    2013 temmuz: suriye başkenti şam’ın guta bölgesinde kimin tarafından yapıldığı anlaşılamayan
    bir kimyasal silah saldırısı gerçekleşti. saldırıda çoğu çocuk ve kadın 1.300'ü aşkın kişi hayatını kaybetmişti.
    türkiye, suudi arabistan, katar ve abd’ye göre, olayın faili suriye ordusu idi.
    hemen bölgeye olayda esad yönetimi tarafından kimyasal silah kullanıldığı iddialarını araştırmakla görevli
    bir bm heyeti gönderildi.

    heyetin başında bulunan isveçli bilim adamı ake sellström incelemelerini yaptı ve 16 eylül 2013’te raporunu tamamladı. rapor kimyasal saldırıyı kimin yaptığına dair herhangi bir bulgu içermemekle beraber, sellström isyancıların delilleri manipüle etme çabası içinde olduğunu ima eden gözlemlerini açıkça belirtmişti.
    olaydan bir yıl sonra da ünlü araştırmacı seymour hersh, bir istihbarat görevlisine dayanarak, saldırıda kullanılan sarin gazının suriye ordusunun elindeki örneklerle uyuşmadığını açıklayacaktı. bu, olayın abd’yi savaşın içine çekmek için yapıldığı şeklinde iddialara güç verir nitelikteydi.

    ama türkiye’nin de katkısıyla körfez müttefiklerinin büyük bir bölümü “esed katliam yaptı” haberini çoktan satın almış,
    isyancılara silah yardım ve sevkiyatı yapmaya başlamıştı bile. kanı durdurmak için artık çok geçti.

    artık cihatçı örgütlerin ve savaşçıların başrolde olduğu bir savaş izlemeye başlıyorduk.

    devamını linklerdeki yazılarda bulabilirsiniz.
hesabın var mı? giriş yap