• kendisi roma ordusunu profesyonel ordu sistemine geçiren kisidir. yaptigi degisiklikler senato oylamasina bile geçmeden, halk oyuyla kabul edilecek kadar plebler arasinda popüler bir kisidir. bugün bile hala onun yaptigi ordu devrimlerinin izleri modern askeri yapilanmalarda görülmektedir. filmlerde görülen ve hepimizin aklina kazinan roma lejyonlari ve taktiklerini bugün bildigimiz hale getiren kisidir. ayrica praetorian birlikleri de onun devrimleri vesilesiyle senatoyu ve/veya konsülü koruma amaciyla kurulmustur. kisaca, onun askeri devrimleri olmasaydi roma yüzlerce yil ordulariyla imparatorlugu bir arada tutmayi basaramazdi.
  • ordunun gönüllü askerlerden olusmasi ve savas sonrasinda askerlere toprak verilmesi de ordu alaninda yaptigi önemli reformlardandir.

    ayrica günümüzde ismi kullanilmayan nadir ünlü romalilardandir. nedenini anlamak zor degil, gay mario gibi bir ismi kimse çocuguna koymaz herhalde.

    kullanilanlar için örnekler:
    marcus antonius => marc antony
    marcus aurelius => marco aurelio
  • paralı askerliği ilk kez uygulayan romalı komutan. paralı askerlerden topladığı birliklerle kimmerlere karşı yaptığı savaşta büyük başarılar elde etti. fakat daha sonra i.ö. 88- 82'de kendi ordusunda bir subay olan sulla ile birbirlerine zıt düşerek bir iç savaşa neden olmuşlardır. roma tarihinde ilk iç savaş budur. savaş sırasında marius ölür ve sulla diktatorlüğünü ilan eder.
  • gracchus kardeşler 'in roma 'nın sosyal ve siyasal problemleri çözümsüz kalınca, ordu desteği olmadan salt meclise güvenerek başarılı olamayacakları anlaşılınca, bu durumdan fırsat bilip ortaya çıkan bir asker idi gaius marius.

    roma 'nın askeri gücünün zayıflaması sebebiyle i.o. 101 yılında popularis'ler tarafından desteklenen gaius marius roma ordusunda reforma kalkıştı. bu reform çerçevesinde eski vatandaş ordusunun yerine, donatımı devlet tarafından sağlanan bir profesyonel ordu kuruldu. böylece ordu proletarius' ların geçimlerini sağladıkları bir kaynak haline geldi; bu insanlar şimdi zenginler için savaşıyorlar ve böylece sosyal reformlardan uzak tutuluyorlardı. bu ordu şimdi üst üste göreve gelebilen kişiler tarafından yönetildiği için, ordu komutanları devlet içinde belirleyici bir konuma getirilmiş oluyorlardı; yüksek memurlukların üstlenilmesinde artık halk meclisleri değil, kişilerin ellerinde bulundurdukları askeri güç ve yetenekleri ölçü olmuştu. bu ise, roma'da komutanlar egemenliğinin başlaması anlamına geliyordu. komutanlar egemenliğinin ilk kişisi marius oluyordu. marius, numidia'lılarla yapılan uzun ve yorucu bir savaşın (i.ö. 112-106) ve kuzeyde hareket halinde bulunan ve üzerlerine gönderilen dört roma ordusunu birbiri ardından yenilgiye uğratan (i.ö. 113-105) kimbri ve teutones adındaki german kavimlerinin saldırılarından duyulan dehşetin baskısı altında, halkın gözdesi olmuştu ve konsullüğe getirilerek tam altı kez yeniden seçildi. numidia'lılarla yapılan savaşı sona erdirdi ve barbar ordularını aquae sextiae'da (i.ö. 102) ve vercellae'da (i.ö. 101) yok etti. artık marius roma' da her şeye gücü yeten bir kişi olmuştu. ordu, kendisini senatus'un değil, marius' un ordusu sayıyordu, aylığını almak için marius'a güveniyordu ve onun istediği herhangi bir şeyi yapmak için yardıma hazır bulunuyordu. marius bu gücünü sadece kendi arkadaşlarına yardım etmek ve senatus'la, hücum etmek için kullandı. böylece roma'da ayaklanmalar, cinayetler ve kargaşalıklar arttı.
  • yaptığı düzeltimler ingilizcede marian reforms olarak geçer.
    mevzubahis reformlar rome total war oyununda önemli tarihsel olaylardan biri olarak oyuncunun karşısına gelir ve roma ordusunda önemli değişikliklere sebep olur.
  • tarihte ilk kez parali askerleri kullanan kisi degildir. m.o. 13. yy'da misirlilarin parali asker kullandigi bilinir. muhtemelen daha eskisi de vardir
  • gaius marius, m.ö. 157 yılında, arpinum yakınlarındaki cereatae, latium'da doğmuştur. m.ö. 13 ocak 86'da roma'da ölmüştür. eski ordu gazilerinin oylarından kaynaklanan siyasi destekle yedi defa konsül seçilen roma generali ve politikacısıdır.

    erken kariyeri
    gaius marius, güçlü ve cesur bir askerdi ve yönettiği birliklerle popüler olan ve askerleri tarafından sevilen yetenekli bir generaldi. ama politika konusunda çok az yeteneği vardı ve iyi bir hatip değildi. bir equestrian olarak, üst sınıf yunanca eğitiminden yoksundu. batıl inançlıydı ve aşırı bir şekilde hırslıydı. büyük askeri başarılarına rağmen aristokrasiye kendisini kabul ettirmeyi başaramadığı için, kıskançlığını ve zulmünü açıklamaya yardımcı olabilecek bir aşağılık kompleksi içine düşmüştü. jugurtha (daha sonra numidia kralı) ile birlikte genç bir subay adayı olarak, ispanya'daki numantine muharebesi'nde scipio aemilianus’un astı olarak, tıpkı jugurtha gibi komutanını mükemmel bir şekilde etkiledi. marius’un ailesi birden fazla soylu ailenin, özellikle de politik kariyerlerinin doruklarına tırmanan caecilii metelli’nin himayesinde çalışmıştı. m.ö. 119'da aile, marius'un pleblerin tribünü'ne olan adaylığını destekledi. tribün olarak marius, seçim ve yasama meclislerinde prosedürü etkileyen köprüleri daraltma (seçmenlerin oy pusulası doldurmak ve oy vermeyi tamamlamak için geçtiği köprü yolu) tasarısını senatoya sundu. bunun sonucunda, bir kişinin oyunu etkilemek için pozisyonlarını kötüye kullanan aristokratlara, oy atma yolunda yer bırakmamış oldu. iki konsül, senatoyu, tasarıyı engellemeye etmeye ikna etmeye çalıştığında, marius onları hapisle tehdit etti ve yasa onaylandı.

    marius, önemli bir tahıl anlaşmasını veto ettiğinden, hiçbir önemli pozisyona aday gösterilmedi ve izleyen birkaç yılda göze çarpan bir kariyer adımı atamadı. asayişin sağlanamaması (çarşının, borsanın ve polisin kontrolü) ile de başarısızlığına bir çentik daha atmıştı. adı birkaç rüşvetle anılsa da mahkemede yargılanmaktan yırttığı için, m.ö. 115 yılında preator seçilebildi. ertesi yıl ispanya'yı yönetti, haydutlara karşı başarılı bir şekilde seferler yürüttü ve madencilik yatırımlarıyla büyük kişisel servetinin temeli attı. uzun süreli bir belirsizlikten sonra, güçlü bir politik canlanma noktasında olan bir patrici ailesinin kızıyla evlilik yaptı. karısı, julius sezar'ın halası julia idi.

    konsüllük seçimleri**
    jugurtha'ya (o esnada numidian kralı olan) karşı savaşta, komuta quintus metellus'a verildi ve marius, metellus'un ekibine katılmaya davet edildi. jugurtha'yı sert savaşta yendikten sonra metellus, daha sonraki gerilla savaşlarında daha az başarılı oldu ve bu başarısızlık, m.ö. 108'in sonunda prokonsüllük için roma'ya döndüğünde kamuoyuna karşı marius tarafından abartıldı. marius, equestrian ve populares oylamasıyla metellus’un afrika komutanlığındaki yerini aldı.

    marius yeni askerler toplarken, insan gücü yetersizliğinden dolayı, daha önce yalnızca hizmetten sorumlu olan uygun sınıfların dışında artık gönüllüleri de orduya kaydettirerek geleneklerden değiştirdi*. afrika'da jugurtha'yı kovaladı ve 105 yılında jugurtha, müttefiği olan mauretania kralı bocchus tarafından ihanete uğradı ve marius'un kendisine değil, marius'un kadrosuna bir quaestor olarak katılan, o zamanlar oldukça itibarsız bir genç aristokrat olan lucius cornelius sulla'ya teslim edildi. sulla, bu teslim alma olayını, marius'un kıskançlığına neden olacak şekilde, mührünün üzerine oydurdu.

    yine de zafer, marius'undu ve m.ö. 104 yılında tekrar konsül olarak seçildi. yılın başında bir zafer töreni gerçekleştirdi ve jugurtha idam edildi. m.ö. 105’te ise kuzeyde, özellikle sonuncusu utanç verici olmak üzere, roma ordusu arka arkaya yenilgiler almıştı. bu savaşı sonlandırmak için marius, rutilius rufus tarafından yetiştirilen taze birlikleri kullandı; marius, ordusuyla birlikte aquae sextiae'deki* teutonları m.ö. 102'de mağlup etti ve m.ö. 101'de, ciddi bir destekçisi olan quintus lutatius catulus'un yardımına koştu. birlikte po nehri vadisi yakınındaki vercellae'da cimbrileri mağlup ettiler ve tehlike sona erdi. bu, marius’un askeri başarısının zirvesiydi. m.ö. 104'ten beri her yıl kesintisiz konsüllük yapıyordu ve m.ö. 100 yılında tekrar seçildi. catulus'la zaferi beraber kutladı ama artık aralarında bir soğukluk vardı. marius, zafer için tüm başarıyı kendine mal eder, catulus ve sulla ise, anılarında olayı çok farklı anlatırlar.

    marius, her zaman equestrian desteğine sahipti. ama yalnızca kökeni o sınıf olduğu için değil, aynı zamanda ticareti baltalayan savaşları sona erdirdiği için de bu desteğe sahipti. roma halkı onu severdi çünkü o bir aristokrat değildi. eski askerlerden daha fazla destek alıyordu, çünkü generallerine yakın durmak kendi çıkarlarına uyuyordu. ancak marius ve -belki de- sulla da, julius caesar ve octavianus'un daha sonraları baskın güç olarak kullandıkları kuvvetlerinin gücünü asla anlamadılar ve kendilerininkini onlar gibi kullanamadılar.

    güçten düşmesi
    m.ö. 100 yılı, marius'un politikacı olarak feci bir şekilde düşüşünü sahneledi. lucius appuleius saturninus ikinci kez tribün seçilmişti ve gaius servilius glaucia preator idi. hayatta kalan kaynakların eksikliğine bakıldığında, siyasi amaçlarını ya da marius’un onlarla ilişkisini anlamak oldukça zordur. üçlü, satellinus ve glaucia'yı senato'dan çıkarmaya çalışan metellus'a karşı ortak bir kini de paylaşıyordu. 103'te saturninus, marius’un afrika’ya yerleştirdiği eski askerlerine yardım olarak para gönderen bir yasa ile yeni alınan yerlerdeki insanlara tam vatandaşlık hakkı tanıyan yasayı çıkardı. sivil toplumun kaçınılmazlığı ile roma halkı, onun bu yardımına karşı çıkacağı için saturninus, kuzeydeki cimbri toprakları civarında yaşayan romalılar ve denizaşırı kolonilerdeki birliklerde yer alan gaziler için de yardım sağladı. bu yasa marius'a, gazilerin iskanını denetleme ve romen vatandaşlığını her kolonide kısıtlı sayıda yeni yerleşimciye verme yetkisi sunan güçlü bir emir içeriyordu.

    marius, 101’de cimbri’ye karşı kendi kuvveti yanında savaşan iki kohortluk italyan* kuvvetine vatandaşlık tanıyıp yerleşim sunarak, izin verilenden daha fazla kişiye bu hakkı vererek kanunu ihlal etmişti. saturninus da marius da biliyordu ki bu yeni vatandaşlar büyük bir kuvvetti ve maddi yardımla birlikte, bir yerleşkeye de ihtiyaç vardı. marius, kendine sadık kuvvet sayısını arttırarak daha da üstlere tırmanmayı düşünüyordu ve saturninus'un bu ihlale karşı oluşturduğu cılız ihtilafı, kendisininden çekinmesi ve kendisini kıskanması olarak yorumladı. saturninus ise harcamaları gereksiz bulmakla birlikte marius'un bireysel bir ordu yaratmaya çalışmasına önlem almaya çalışsa da de bu tasarıyı birkaç senatörle birlikte destekledi.

    ilk önce toprak ve sömürge yardımı kabul edildi. ancak senato, bu yardımların incelenmesi ve fesatlık karışmaması için marius'tan ve senatörlerden beş gün içinde yemin etmelerini istedi. marius, niyetiyle ilgili şaibeli ifadelerden sonra yeminini etti. ancak metellus, büyük olasılıkla, tasarının roma hukuğuna aykırı olduğunu düşünerek yemin etmeyi reddetti ve ihanetle yargılandı. mahkeme sonucunda yunanistan'a resmen sürgün edildi. m.ö. 99'daki tribun seçimlerinde ortalık karışmıştı. saturninus itibar kaybetmişti ve tiberius gracchus'un oğlu olduğunu iddia eden bir aday sayesinde ancak seçilebildi. konsüllük seçimlerinde glaucia, muazzam bir hatip olan marcus antonius* sayesinde seçildi ve iyi bir hatip olan gaius memmius* öldürüldü. sonraki konsüllük seçimlerinde oluşan pandemonium sebebiyle senato, devleti kurtarmaya çağıran “nihai hüküm"ü verdi. marius’un eylemiyle saturninus ve glaucia, capitol'de yakalandılar ve senato adına hapsedildiler. sonra bir kalabalık, çatıdan yanlarına girdi ve ölene dek ikili taşlandı. her ne kadar bu ölüm marius'un sorumluluğu ile olmamış olsa da, artık marius sadece düşmanlarına değil, arkadaşlarına da ihanet eden bir adam olarak lekelenmişti.

    sonraki yılları
    marius, doğuya gitti ve pontus'da vi. mithradates ile tanıştı. orada rahipliğe* seçildi, ancak m.ö. 97 yılındaki konsül seçimi adaylığı için pontus'dan ayrıldı. m.ö. 90'lı yıllardaki çalkantılı siyaset döneminde bir arka plan figürü olarak hareket etti. nihayet m.ö. 95 yılında, saturninus'un rafa kaldırılmış yasasını tekrar faaliyete geçirdi ve maddi yardım ile birlikte vatandaşlık verici yetkileri eline aldı. m.ö. 92 yılında, eski ortağı rutilius rufus'un asya'daki yönetimde yaşadığı zorluklar hakkında oluşan kınamalara destek verdi.

    marius işte o an -kısa süreli olsa da- en iyi devrini yaşamaya başlamıştı. m.ö. 90-88 yılları arasındaki bir italyan isyanına* karşı, kendi kalitesinden daha alt bir asker olan konsül rutilius lupus komutasındaki sefere danışman olarak katıldı. savaş sonunda lupus ölse de marius kaybedilen toprakları aldı ve yegane komutan seçildi. artık roma’da komutanların devri başlamıştı. aynı savaşın daha güney kolunda ise sulla vardı. sosyal savaş'ın sonunda, m.ö. 88'de, tribun sulpicius rufus, asya komutanlığı görevinin, konsül sulla'dan marius'a devredilmesini önerdi. marius'un bu kadar kritik bir savaşı yürütmek için sulla'dan daha deneyimli olduğu gerekçesiyle roma'da sulla'ya şiddetli bir muhalefet başlatıldı. sulla, campania’daki ordusunun başına geçti ve ordusuyla rubicon'u geçip roma’da yürüdü*. sulpicius’ın önlemleri sulla tarafından elimine edildi ve marius sürgüne gitti.

    marius, bir dizi felaketten sonra afrika'ya güvenle kaçtı. sulla, m.ö. 87'de yunanistan’da savaşırken, cumhuriyette herhangi bir devrime kalkışmayacağına dair sulla'ya ettiği yemini bozan konsül lucius cornelius cinna, marius ile anlaştı ve roma'yı kuşattı. marius ise aynı zamanlarda etruria'dan karaya çıktı, ostia'da bir ordu kurdu ve cinna ile güçlerini birleştirerek roma'yı ele geçirdi. hem marius* hem de cinna m.ö. 86'da konsül seçildi. marius'un, kendisine karşı nankörlükle davrandıklarını düşündüğü seçkin romalıların infazını emretmesi ile, çirkin katliamlar yaşandı. marius giderek öfkelenmişti ve saplantıları iyice artmıştı. m.ö. 86 yılında gerçekleşen ölümü, hem düşmanları için, hem de arkadaşları için bir nimetti. yaptığı şeylerin vahşeti, sulla'nın yaptıkları ile kıyaslanacak olursa, sulla'nın yaptıkları devede kulak kalır. bunun nedeni de marius'un saplantıları ile birlikte, güçten düşüş süresinin sulla'nınkinden daha uzun olmasıdır.

    marius’un tek oğlu da konsüldü ve m.ö. 82’de sulla’ya karşı savaşırken öldü. dul eşi ise, m.ö 69 yılına kadar hayatta kaldı ve vefatı için, o zamanlardaki bir kadına yapıldığı hiç görülmemiş bir onurlandırma ile, büyük çapta bir cenaze töreni düzenlendi. töreni düzenleyen ise, sulla'nın capitol'deki hükmünü eline geçirip büyük popülerlik kazanacak olan yeğeni julius caesar’dı.

    marius'un adı, uchi majus ve thibaris'e (afrika'daki iki yerleşim yeri) verilen mariana ismi ile, korsika'daki bir koloniye ve rhône nehri'nin ağzında askerleri tarafından açılan bir kanal olan fossa mariana'ya verilmiştir.
  • "romalı asker ve devlet adamı mö 157-87"
    "çiftçi bir aileden dünyaya gelmiştir ve 7 kez konsül seçilmiştir."
    "romalı komutan metellus önderliğinde ki roma ordusu kuzey afrika'da kral yugurtha'ya karşı mücadele verirken senato meallusu geri çağırdı ve marius o arada konsül seçildi. aslında bu savaşı kendisinin daha iyi yöneteceğini düşünüyordu. bunun üzerine afrika'ya savaşı sürdürmesi için gönderildi. kral yugurta maris'un üst subaylarından sulla tarafından yakalandı. "
    "105 yıllarında orta avrupa'dan gelen tötonkavimleri italya sınırlarını tehdit etmeye başlamıştı. bunun üzerine gaius marius orduyu profesyonel bir düzene sokarak askerliği bir meslek haline getirdi. sınırda ki tehditleri modern ordusuyla ortadan kaldırdı. 102'de aquae sextiaeve 101'de vercellea zaferini görkemli bir şekilde kazandı"
    "ancak tüm bunlara rağmen marius başarılı bir politikacı olamadı. 88'de rakibi sulla tarafından roma'dan çıkarıldı."
    "70 yaşından sonra kendini içkiye verdi, saldırgan bir kimliğe büründü, sulla ve yandaşlarından intikam almak için sokaklara indi, başına geçtiği çapulcularla önlerine çıkan evleri yağmalayıp yıktılar. iki hafta süren bu eylemlerden sonra bu ihtiyar devlet adamı yedinci kez konsül seçildi. 86 yaşında zatülcenpe yakalanarak öldü."
  • gaius marius (iö 157 - 13 ocak 86)
hesabın var mı? giriş yap