*

  • buyuk ihtimalle istanbul üniversitesi, ingiliz dili ve edebiyatı anabilim dalında okumakta olan altinci nesil yazar. bölümün çoğunluğunun dişi olması itibariyle de gerçek hayatta da dansör* değil de dansöz* olabileceğine inandığım bir brian molko hayranı aynı zamanda.
  • sozlugun en güzel nickidir gözümde.
  • (bkz: gamli bayku$)
  • türk filmlerine dair çok eğlenceli tespitlere sahip yazar
  • gurur duyuyorum çünkü arkadaşım. incecik dal gibi bir şey ama kemikleri çatırdayana kadar kucaklayın korkmadan çünkü onu severken asla kırmazsınız. biraz daha küçük olsa her yere cebimde taşıyabilirdim.. durmadan konuşur , yazacağı novelladan , işini ne kadar sevdiğinden , knut hamsun'dan bahsederdi bana ve ben hiç sıkılmazdım*
    kendine sadri alışık'tan bir baba , müzeyyen senar'dan bir anne biçtiği alaturka cennetinde benim müstakbel babam da can yücel olsun istiyorum. babalarımız karşılıklı tavla oynarken biz de pulların neşeli şıkırtısında muzlu sütlerimizi höpürdetip , kanser korkusu olmadan sigaramızı içelim. nasılsa cennette ölüm yok arkadaşım.
  • kaybolmus gitmis, tam da kendisine taxidermia'yı anlatacak iken, karsiliginda da khadak'i isteyecektim.
  • birçok şey olabilirdi.. ancak beni dinlemiyor. bazen öğretmenini ilgiyle dinleyen bir ilkokul çocuğunun kocaman gözleriyle bakıyor bana. bir şarkı mırıldanıyor, cam gözlerinin vitrininde ruhunu sergiliyor.. hesapladım tam iki saniye rötarlı kahkaha atıyor. rötarlı çünkü bedenini bırakıp ruhunu alıp bir dalıp çıkıyor bazen. dinliyor ama sanki uzaklarda bir yerlerde.. kendi iç dünyasında yüzen melankolik, neşeli, rakı şişesine yaraşacak bir balık türü.
    gamsızla biz, kameranın melodramın dibine vurmuş esas adamı merkez aldığı bir meyhanenin arka masalarından birinde; iki konsimatris, iki eski dost, iki hüzünlü çocuk gibiyiz. kameraları doyuramayız, çünkü derilerimiz gözenekli, defolarımız var ve gerçeğiz.. esas oğlanın kamerayı da peşine takıp sevdiği kadına ve düşlediği mutlu sona gittiği, kameranın dikizlemediği bir hayatın yaşanmamış sayıldığı bir çağın kedi gözlü porselen bebeği, kadehime yarenlik eden bir adet rakı kadehi. dört doğru değerinde bir yanlıştır benim için gamsız.
    evine gitmeyen yollarını bilmediğin bir şehrin, ezberlediğin bir sokağını arayıp dururken yanlış sokaklarda kaybolmak, yolun nereye vardığını düşünmeden bir evin merdivenine kurulup soluklanmak gibi birşey.
    gamsız dansöz o yanlış sokakların en rüküşü, en neşelisi en melankoliğidir..
  • oyle kendine ozgu bi insanmis ki gamsiz dansoz, gidip gormeden asla anlayamazmisim. randevu evi acabilmek icin elleriyle orospu kilikli protez bebekler bicip kesen, her birine kotu yola dusmus turk filmi isimleri secen, memory card'inda siyah beyaz tanju gursu resmi tasiyan, cunda'da, herkesin manitasinin ismini yazdirip aldigi turistik bardak uzerinde kavusamayan roman karakterlerinin isimlerini kavusturan, hayatimda duydugum en sahane guluse sahip dunya ballisi minicik bisi... hastasiyim bundan boyle.
  • ne zamandır kendi için beklettiğim entryinin yazılması bugüne kısmetmiş, kafam karışık aslında toparlayamıyorum cümleleri ama o sebebini bilir beni mazur görür*;

    bir festival günü rastladım ona sevinçli bir telaş içindeydi, selam bağyan tanışabilir miyiz derdim aslında ama zaten tanışıyor olduğumuzdan demedim. daha sonraları kanım kaynadı deliye, kırk yıllık arkadaş çıktık, istanbulda sayılı görüştüklerimden oldu kendisi. benim için türk filmleri uzmanıdır çömezim olması yanısıra. anlattıklarımı büyük bir hevesle dinlediği ve beni hamsun ile tanıştırdığı için ne kadar teşekkür etsem azdır. sahnelerin en gamsızı en dansözü bu süper gülüşü var kendi de biliyor.

    nice mutlu yıllara en güzel günler onun olacak.*
  • caanim entrilerini bir cirpida silme sebebi bile o kadar kendince ve guzel ki kaybolan yazilarina cok uzulemiyorum, kucuk bir ah cekmekle yetiniyorum.
hesabın var mı? giriş yap