• tdkcası gardırop
  • galatasaray lisesi'nin arka sokağında bulunan, kostüm ve ikinci el kıyafet satan dükkan.
  • erken duş alınıp yemek ve çay faslı bittiyse e ben şu dolabımı düzelteyim yeaa denir
  • üst edit; burada bir mermer heykel olması için hazırlanmış ve hazır hale gelince de atölyeye taşınmıştır. yani hikaye bitmiştir. belki bir gün bir yerlerde heykel olarak karşınıza çıkacaktır.

    pazar günleri gece 00:00'dan sonra yayınlanan, polisiye - fantastik - bilim kurgu içeren hikayey-di.
    bu hikayenin kapağı.

    bu da bir fragman;

    (bkz: 80 yaşında platonik aşk yaşamak)
  • -------------- 1. bölüm ------------

    başlamadan önce bi kuple summer wine alınız

    3 ocak 2014 / istanbul - sabah saat beş suları.

    beni tanıyor musun?

    ----------------------------- eskiden burada 1. bölüm vardı -------------------------------
  • yazık oldu tolga'ya, şerefsiz soner !!
  • tanım: güzel hikaye.

    öncelikle format dışına çıkıp burayı bir mesaj kutusu gibi kullanmam gerekiyor, malum çaylakların mesaj atma hakkı yok bu nedenle kişisel görüşlerimi özelden değil buradan belirtmek zorunda kalıyorum. tercihim mesaj yoluyla iletmek ama durumumuz yok :) amacım hiçbir siki beğenmeme timi kulübüne dahil olmak değil, naçizane hikaye hakkında görüşlerimi belirtmek. tespitler sırasında benim de yanlışlarım olabilir, affola.

    bir okuyucu olarak hikayede eksik bulduğum yönler var;

    birinci bölümde kapüşonlu adam tirbuşonu soner’in boğazına sapladıktan ve hikayede belirtildiği gibi ‘tazyikli’ bir şekilde kan geldikten sonra muhtemelen kan kaybından ölüm gerçekleşmez mi? 20 dk akıp duruyor mu ki adam sonra kalkabiliyor?
    cinayeti soner’in barda işlediği belli değil. ortada barla ilgili somut bir şey yokken tolga neden soner’e barın güvenlik kamerası kayıtlarını sildin mi diye soruyor?
    eminin soner’in seri katile bağlamasının sebepleri hikayenin devamında bir şekilde somutlaştırılacak ama en azından ilk 3 bölümde bir işaret verilmesi iyi olmaz mıydı?

    ikinci bölümde madem kapıyı kırıp girecekler neden kargocu üniforması giyiyorlar ve sahte kargo kutusu ayarlıyorlar? bagajda kargocu kıyafeti, diyaloglar vs çok amerikanvari duruyor. isimler türk, aksiyon amerikanvari olunca biraz yavan kalıyor.
    cesetleri küvete koyuyor ama polisler geldiğinde bulamıyor cesetleri. hikayeden anlaşıldığına göre ise karşı daireye geçmesiyle polislerin gelmesi arasında çok kısa bir süre var, bu sürede cesetleri alıp başka yere taşıması ne kadar makul? (üçüncü bölümde karşı daireye taşıdığı ve gardıroba sakladığı belirtilmiş ama bir gün önce o kadar kan kaybeden yaralı bir adam bu kadar kısa sürede nasıl taşıyacak o cesetleri, üstelik kimseye yakalanmadan?)
    bir polis gardıroba bakayım mı diye sorar mı? kapıyı açıp bakmak gibi basit bir refleks hareket için izin alır mı?
    bu arada soner engelli adamı öldürüp gardıroba koydu ve polisler gelince numara yapıp onun yerine geçti sanırım, biraz komplo teorisyeni gibi düşününce hikaye buraya bağlanabilir ama burada da bir mantık hatası var. nusret binayı gösteri ama en azından adamı teşhis etmeleri için geriye göndermeden yanlarında tutarlardı muhtemelen onu. yani engelli yerine geçerek kurtulması argümanı buna bağlanmışsa bence biraz sakat kalmış. (üçüncü bölüme geçmeden böyle bir komplo teorisi uydurdum olabilir diye ama kullanılmamış :) yalnız engelli adam ne kadar korkarsa korksun evine polisler geldiğinde dolabında iki cesetle duran adamı neden ihbar etmez? bundan daha korkunç nasıl bir tehdit olabilir ki ihbar etmiyor adamı?)
  • merakla bekliyoruz her hafta , gazeteden yayınlanmış roman havasında takılıyoruz, nostaljik, hikaye tırmanarak devam ediyor, tempo dengeli, bir de geri dönüşleri merakla bekliyoruz. (son bölüm'ü izlemedim, güzel bir saate erteledim)

    ayrıca her sabah ne giyeceğim konusunda tereddüt yaşadığımdır. göt göbek eski günlere geri dönmeden, o gardrop kapağını açmak istememek, dar gelen herşeyin atılamaması.
hesabın var mı? giriş yap