• 1915- 2003 yılları arasında yaşamış, dallas doğumlu mikrobiyoloji profesörü.

    http://www.garretthardinsociety.org/
  • cankurtaran sandalı etiği *makalesi ile ortalığı karıştıran, peter singer'ı çileden çıkartan, benim ise ironik bir şekilde beğenimi kazanmış olan, ekolojist, çevrebilimci.

    kendisinin cankurtaran sandalı etiği argümanı ise şöyle:

    "eşine az rastlanır bir biçimde çözüm önerilerileri olan hardin'e göre, eğer zengin ülkeler taşıma kapasitesi sınırlı sandallarına batmak üzere olan yoksul insanları almak isterlerse, sandaldaki herkes batacaktır. bu yüzden hardin, cankurtaran sandalına hiç kimsenin alınmaması gerektiğini savunur. ona göre bu en güvenilir yoldur. çünkü 10 kişinin daha sandala alınması güvenlik payını yok edeceği için, sandaldakilerin de hayatını tehlikeye atacaktır. sandaldakiler ancak bu koşulda hayatta kalabilirler. bunun hümanistlerin hoşuna giden bir seçenek olmadığının farkındadır. bu iyi insanlara hardin, sandaldan inip gelenlere yer vermesini önerir. böyle yapılması durumunda vicdan azabı çeken "iyiler" inecek, yerlerine vicdan azabı çekmeyen insanlar gelecektir. sonuçta yer değiştirme halinde de "sandalın etiği" değişmeyecektir. kısacası bu durum, yolu denize kum atarak doldurmaya benzer. bazı insanları ölüme terk etmek, uzun vadede daha çok insanın ölmesini önleyecektir. "

    elbette bu önerisi birçok tepkilere de yol açmıştır. özellikle sıkı bir faydacılık perspektifinden konuya bakan peter singer, hardin'in tersine zengin ülkelerin fakirlere ve açlık çekenlere yardım etme yükümlülüklerinin olduğunu savunur. fakat hardin'e göre bu dış yardım, yoksul sandallarının sayısını arttırmaya yarar sadece. bir zengin sandalında nüfus 87 yılda ikiye katlanırken fakir sandalında 21 yılda ikiye katlanmaktadır. dış yardım uzun erimde yoksulların çıkarına değildir. yoksullar hızla ürediği için, dış yardımlar yoksulların daha fazla artmasına yol açacaktır. yardım yoksul sandalının taşıma kapasitesini yapay olarak arttırmaktır sadece. besin gelince doğum oranları yükselir, nüfus çoğalmaya başlar. bu kez ilkinden daha fazla yardım yapılması gerekir. bu bir çıkmaz olarak sürüp gider. yardım politikalarının sonu yoktur. yani hala yolu denize kum atarak doldurma durumu ile karşı karşıyayızdır.

    bu ahlaki ikilemin bir diğer örneği de tramvay ikilemi'dir.
  • insanlığı aşırı nüfusun tehlikeleri konusunda uyaran amerikalı ekolojist. kendisine ait cankurtaran sandalı etiği ilk öğrenildiğinde kişiyi vicdanen rahatsız etse de, mantığı doğruluğu konusunda göz kırpıyor ve düşün diye zorluyor. sandaldan inmek seçeneğini kimse kabul etmezken, sandala biniş son gaz devam ediyor. sandalın kapasitesi belli, batarken nasılsa bir yol bulunur mantığı mı bu cesareti veren yoksa inancın verdiği güven mi belli değil. peter singer esip gürledi de ne oldu, sandallarında bir ufacık bile yer açılmadı. hardin'in dediğini yapıp, singer'e övgüler dizildi. umarım buralarda sandal yapımı artar ve elbette en önemlisi sandala binenler kendi sandallarını yapar, ve dünya rahat bir nefes alır.
    edit:düzeltme
  • dünyada yoksulluk ve açlık konusunda en fazla tartışma yaratan cankurtaran sandalı etiği makalesinin yazarıdır.
    pek insani bulunmayan ama fikrini açıkça ortaya koyup, temellendiren hardin: "eğer dünyayı, kabaca yoksul ve zengin ülkeler diye ayırırsak, üçte ikisinin aşırı yoksul, sadece üçte birinin zengin, abd'nin ise en zengin olduğunu görürüz. eğretileme, her zengin ülkenin göreceli olarak zengin insanlarla dolu bir cankurtaran sandalı olarak düşünülebileceği, okyanusta cankurtaran sandallarının yanında ise dünyanın yoksullarının yüzdüğünü farz ederek; sandala binmek isteyen ve zenginliğin bir kısmını paylaşmak isteyen kişiye karşı sandaldakiler ne yapmalıdır?" diye sorar... her sandalın taşıma kapasitesi olduğunu hatırlatır.

    siyasi mülteciler, bilimsel ve teknik başarılara imza atmış kişiler ve çok zor durumda olanlar hariç ülkelere göçmen alınmamalıdır, der. çünkü onları içeri almak kendi sandalımızı tehlikeye atmaktır diye devam eder.
    sandalın etik boyutunu sorgulayan iyi insanlara da; sandaldan inip gelenlere yol vermesini önerir. böyle yapılması durumunda vicdan azabı çeken "iyiler" inecek, yerlerine vicdan azabı çekmeyen insanlar binecektir. sonuçta bu yer değiştirme ile sandalın kapasitesi ve etiği değişmeyecektir.
hesabın var mı? giriş yap