• igrenc bir film adi tercumesi olup, sessiz sinema oyunlarinda tecrubesiz insanlara kar$i puan garantisi olan film adlarindan biridir.
  • (bkz: edward norton)
  • bazen bi insanla karşılaşırsın yolda. yıllar öncesine ait. bi ara çok şeyler paylaşmış olman ya da “bi tanıdık”tan öteye gidememiş olması önemli değildir. artık hayatında olmayan bi insandır o. yüzeysel bi kaç soru sorduktan sonra farklı yönlere gitmek adettendir. aynı yöne gitmek şüphe uyandırır. acaba tekrar bi yeri olabilir mi o insanın. bilemezsin..aradan geçen yıllarda başına neler gelmiş; bilemezsin. suratına bakınca okuyamazsın insanların acısını. öyle olsaydı eğer herkes sana güleryüzlü olduğunu söylemezdi. soramadıkların vardır, bi kaç yıl kaç dakikaya sığar ki; merak edersin..
    “hiç değişmemiş” dersin, “hala o eski insan”, “zaman ne fayda” dersin acırsın bazen kayıtsızlığına. bazen “ne kadar değişmiş” dersin, tanıyamazsın ne tipini, ne sesinin tonunu. ama
    ortak bi arkadaşınla görüştüğünde anlatma gereğini hissedersin. bazen dalga geçmek için tavrına, bazen kendini yüceltmek için hayat karşısında. dedikodusu yapılır genelde. “bilmem kim değiştirdi onun hayatını”, “hiç gitmeyecekti o şehre”, “o adamla da evlendi ya helal olsun” lar havada uçuşur gölgesizce.
    paniğe kapılırsın bazen otobüste karşında oturan adamın bi terörist olduğunu ve silahı doğrultup seni öldürüceğini düşünürsün. illa ki duyulur; ölüm bu. duyar mı acaba? ya da hayatımdan yıllar önce kopup da hayatta olmayan var mıdır acaba.. duymamak imkansız değil mi..
    hiç birşey imkansız değil! beynimize kazınmaya çalışılan bi düstur; öğrenebilmek için cümle içine kullanmak gerek. yoksa benim için hala ay sonuna para ile girmek imkansız.

    aşamadıklarımız, aştığımızı sandığımız şeylerin kaç katı? bildiklerimiz hiç duymadıklarımızın kaç milyonda biri? hayatımızdan geçmiş insanlar ne kadar bırakır, ne kadar alır götürür bi fikrimiz var mı? hayata dair herhangi bi fikrimiz var mı.salla başı al maaşı deyimini neden bu kadar önemsiyoruz. bu insan trafiğinin psikolojimize etkisi ne?
    gel gitlerden kaçarken sürekli aynı noktada durmak ne kadar umut verici. geçmiş ve geleceğin 2 yönlü sıkıştırdığı bi noktada ayakta kalabilmenin tek sebebi bu mu?
    istemiyosun artık başkalarının sırlarını duymayı. seninkiler senden de fazla yer kaplarken hayatında.. daha fazla ağırlaştırmasın seni önemsemeyen insanların sırları..
    kafayı çevirip görmemek mi lazım eskileri.. yeniler zaten başlamadan bitiyor hep. şimdikiler eski olana dek ve yeniler şimdiki, ve biraz daha duymamak için insanları-artık vazgeçtiğin insanları-,yapacak bi şey gelmiyor aklına..geçmişinin nefesi bi adım arkandan geliyor, gölgenden beter..derin bir nefes bile alamıyosun..
  • bilinmeyenden* korkarak yaşayan insanların durumunu ifade etmek için kullanılan bir söz. enine boyuna inceledikleri, ezberledikleri geçmişleri onların güvenli sığınaklarıdır. şimdiki zamanda yaşadıkları her düş kırıklığı, gelecek zaman için umutsuzluk doğurur ve kendilerini iyi hissettikleri zamana ait anılara kaçmalarına neden olur. bugünde bedenlerini bırakırlar, ruhları soyutlanmış bir biçimde eski, mutlu ve huzurlu günlerinde sıkışıp kalmıştır.
  • ezel dizisinin müziklerini yapan toygar ışıklı'nın muhteşem eserlerinden bir tanesi.

    rahmetli tuncel kurtiz'in etme şiirini okuduğu sahnenin arka fonunda çalan şarkıdır.
  • trt belgesel kanalındaki belgesel serilerinden biri.

    kars
    ağrı
    mardin
  • yurtdisinda degil gurbette oldugumu hissettiren youtube‘ tan seyredilebilen trt belgeseli.

    fikir guzel ancak eksik altyazi olsa alternatif seslendirmelerle yayinlansa hedef daha fazla turistse, bu onlar icin gudu olur.
    mardin‘ de cabbar‘ in kosmalarini izlerken insan motivasyon kaybediyor onun yerine hasan usta’ nin anlatirken yarim kalan sahmeran hikayesini dinleyebilirdi izleyici.

    agri ve kars izlediklerim icinde en nitelikli olanlariydi. kars’ in bi koyunde bi kadin fransizca ogreniyor, hocasinin fiillerin uzerinde cok durdugundan, yoga yapip cakralarindan bahsediyor, yurdum insani icin hem umutlarimi artiyor hem nasil bir gurur anlatilmaz.
  • çok güzel bir trt belgeseli . belgeselde anadolu şehirlerini, insanlar üzerinden gösteriyor bize. insanların birbiriyle olan ilişkileriyle teker teker ilerliyor. seslendirmesini (bkz: mazlum kiper) yapıyor. bize de bu güzel dakikaları doyasıya izlemek düşüyor.
  • ezel soundtrack'lerinden biri.

    soundtrack diye anılması hakaret olur bu güzel esere.
    orası ayrı mevzu.

    geçmişin gölgesinde
hesabın var mı? giriş yap