*

  • neyleyim sen yoksan eğer
    dünyanın servetini
    neyleyim sen yoksan eğer
    ahiretin cennetini

    neyleyim sen yoksan eğer
    sahilleri kırları
    neyleyim sen yoksan eğer
    yazı kışı baharı

    nede haklıymış meğer
    aşk uğruna yananlar
    sende beni yakıp gittin
    geçen yıl bu zamanlar

    elimde yok adresin
    simdi bilmem nerdesin
    aşkımın ödülümüydü
    habersizce gidişin
    sana öyle hasretim
    bu temmuz akşamında
    neyleyim sen yoksan eğer
    neyleyim istanbul'da

    ferdi tayfurun prangalar adli albumunde yer alan gecen yil adli sarkinin da sozleridir ayni zamanda.
  • içinde bulunan yıldan bir önceki yıl
    halen 2001
  • (bkz: 2002)
  • ferdi tayfur 'un en damar parçasıdır. insanı uyuşturma gücüne sahiptir. ağlatır, acıtır.
  • ferdi tayfur'un mutevazi ve sakin parcasi.. arka plandaki flütler dikkat ceker.
  • (bkz: bıldır)
  • geçen yıl; geçmemiş bir yıl olabilir bazen. yılın kendisinin geçmesi için illa ki yılbaşı olması da gerekmez. acılı bir gün seçersin, 365 gün beklersin, o günler aynı acıyla biter. sonra bir bakmışsın 365. gün de bitmiş. ama yıl geçmemiş.

    geçen yıl bu saatlerde(01:11) uyuyordum ben. ertesi gün doktora gidecektim. normal bir hayatım vardı. bir gün evlenmeyi planlıyordum, okulu bitirmeyi planlıyordum, buz patenine gitmeyi, yeniden dans etmeyi, sonsuza kadar öykü yazmayı, öykü kitabımı bastırmayı, bir gün nobel almayı, canım isterse çok güzel bir çocuk doğurmayı, bir yandan da henüz bilmediğim bir kariyerde başarılı olmayı, ilyada'yı tekrar okumayı, dövme yaptırmayı, ertesi gün doktora gidip herhangi bir ilacı kullanıp en fazla birkaç aya çok da kafama takmadan iyileşmeyi planlıyordum.

    sonra doktora gittim.

    planlarımı elimden aldılar. onun yerine kel bir kafa, kemoterapi seansları, rahimsiz bir kadın bedeni, çocuksuz bir hayat, belki de evliliksiz bir hayat, peruklar, daha önce gittiğim doktorun anlamadığı çok büyük bir sorun, e bir de bunların sebebi olsun diye kanser fikrini iliştirdiler. neyse ki çocuksuz bir hayat maddesi hariç diğerlerini 40 gün içerisinde iade ettim. ama hediye paketlerini atamadım. içime yapıştı. rüyalarıma yapıştı. oraya buraya bulaştı. öfke oldu, acı oldu, pişmanlık oldu, hüzün oldu, ceza oldu, yalnızlık oldu, kalabalık oldu.

    ben geçen yıla; biri çalışmayan iki yumurtalık, ilham perisinin terk ettiği sanki benim değilmiş gibi okuduğum öyküler, hakkını veremediğim şiirler, acımın görülmemesine karşı büyüyen bir öfke, yalnız bırakılışıma karşı biriken bir kin, kullanma tarihi çoktan geçmiş bir tekila şişesi, 6 doktor randevusu, 11 kutu ilaç, 3 olmaması gereken tehlikeli kanama, bir mezuniyet, 3 iş, onlarca kitap, yüzlerce mail, ölümle ilgili bulabildiğim her şarkı, yüzlerce sigara, bir buçuk sezon grey's anatomy, bir dövme, bir buz pateni seansı, iki adet roller skate, bir tansiyon düşmesinden bayılma, 5 tane fenalaşıp kendini bulduğu ilk yere atma, pek çok starbucks kahvesi, bir dolu iş görüşmesi, pek çok başarı, kendi kazandığım ilk para, 2si hiç para yatmamış biri aktif 3 banka hesabı, kendime aldığım bir kolye, bir yemek zehirlenmesi, bulduğu her şeyi fırlatmak suretiyle yapılan bir kavga, bitmiş bir arkadaşlık, bir dolu kırgınlık, galon galon gözyaşı, sarhoş olup kinimi kustuğumu tahmin ettiğim- başka başka şeyler düşündüğüm bir yılbaşı gecesi, içinden çıkamadığım hüzün eşliğindeki girdap, hala iyileşmeyen bir hastalık, ölü bir kuş, birkaç tane tatil, bir ogün sanlısoy konseri, bir atkı, bir yüzük, bir daha aynı yüzük, bir fotoğraf makinesi - 2 filtre, neredeyse 365 tane rüya(kabus da diyebiliriz pek çoğuna), birkaç tane yeni arkadaş, birkaç tane de sır sığdırdım.

    daha da yazarım da buraya kadar hala okuyan birileri varsa- ki kim olduklarını biliyorum birkaçının- içlerini daha da baymayayım.

    işte o yıl 1,5 saat önce bitti. başladığı gibi öylece... manyak gibi de saati seyrettim. sanki saat 12 olunca içimdekiler de gidecek gibi... yıl geçince her şey geçecek gibi. geçen yıl gerçekten geçecek gibi izledim. bir bok olmadı aslında ama bitti işte. artık official olarak bitti. daha da geçmemek için diretmesine gerek yok. siktir olup gidebilir. tabii ben şu yukarıya sığmayan ama içimden taşan şeylerin tarihlerini de milat olarak alıp hepsinin geçmesi için 365'er gün saymazsam. ama yapmam herhalde.

    geçen yıl;

    bak ben yıllara mektup yazarım 31 aralıklarda. 22 şubatsın lan sen. ne karizman vardı geldin diye ne bir havan var gidiyorsun diye. öylesine bir günsün sen. anne-baba günü bile değilsin. yıldönümleri de mutlu olur. senden olsa olsa senei devriye çıkar o da kastırırsak.

    geçen yıl, artık geç.

    imza: askim bunlar niye

    edit: yıllar sonra gelen imla değişikliği. tdk sen ne kararsız kurumsun.
  • funda arar&kıraç düeti mükemmel ötesi olan, durduk yere adamın ağzına sıçan bir parçadır.
  • funda arar harika ötesi yorumlamıştır.
hesabın var mı? giriş yap