• derin buhran ve yalnızlık içinde, kafkaesk bir şekilde, halsiz tavırlara bürünen bünyenin tüm iç organlarına yayılmış bir virüs gibi bedeni çepeçevre saran, içilen her sigaranın başınızın üstünde oluşturduğu koyu gri bulutlar misali az sonra o buluttan yagacak olan sefil yok oluştur.

    hayatı seviyorsun ama hayat seni iplemiyor. biraz platonik daha çok katatonik. durduk yere ağlamak istiyorsun biraz doğal kimi zaman bipolar. söylemek istediğini anlatamıyor anlatmak istediğini kimse sallamıyor. özgür hissetmek istiyorsun ama kafeste yaşamak da sana zevk veriyor. hayatı dilediğin gibi yaşamak isterken sevdiklerinin sana eşlik edememesinden de yakınıyorsun. sevdiklerini yanında hem istiyor hem de sevdiklerinden ayrı bir şeyler yapmak istiyorsun.

    evet. deliliğin sınırındasın. dahi olduğunu mu zannediyorsun ? sen sadece bir aptalsın.

    edit: çok darlandım lan!
  • gerçekliğe, anılara, fotoğraflara, duygulara, gündüz söylenen sözlere, gülüşlere, eylemlere yabancılaşmayla başlayıp ruhu darlayan, siz tir tir titrerken bedeninizi saran istektir. suçluluk getirir, irkilirsiniz. siz, kendiniz değilsinizdir. çözüm ararsınız. en kötü, en kötü ihtimal yakmak yıkmak, hatta peşisıra cinayetler işlemektir fakat bunu bile istemediğinizi bilirsiniz. yok olması gereken tek şey inancını yitirmiş bir bilinçtir. "her şey yoluna girecek, rüzgara kendimi teslim edeceğim." diyerek teselli bulursunuz.
    gündüz hayata teslim olmak kolaydır. ama gece... işte o gece bu. tam da dertleşecek kimsenin kalmadığı noktada, utançtan kıvranırken bu başlığı görürsünüz. gecenin bir vakti ölmek istemek'ten aynı şeyi mi anlıyoruz bilmiyorum ama yalnız değilsin.
  • balkonda aşağı bakarken durup durmadan atlama duygudu gelmesiyle aynı olan his.
hesabın var mı? giriş yap