• en güzel örneğini erdal erzincan vermiştir belkide.
  • https://www.youtube.com/watch?v=bl7wafzihji

    sanırım bir on yıl oldu. bizim köydeki ev dağılmamış, babaannem ankara'ya amcamlara yerleşmemişti zihinsel engelli halamla birlikte. dedemin odasında, hatrı sayılan dedemin hatrı sayılır ahbapları geldiğinde onları ağırladığı odasında, dedemin ömrünün vefa etmediği odada belki de ilk renkli televizyonlardan bir model vardı. vizontele'deki televizyona benzerdi; ama renkliydi. barış manço'nun öldüğünü de o televizyondan öğrenecektim. eskiden trt 3 diye bir lezzet vardı. halk müziği, sanat müziği ve tasavvuf musikisi dönüşmeli olarak yayınlanırdı. özellikle türkülere olan sevgimin o günlere dayandığını hissediyorum. sevgili halam, gelenlerin "mesude içsin" diye getirdikleri maltepe'nin yerini keşfettiğinde (zira babannem saklardı sigarayı) bitirene kadar içerdi. yani önüne beş paket koyun, bitirene kadar yatmazdı. içmezse gider toprak ya da kül yerdi. gece geç saatlere kadar televizyon izlerdi. anlamlı-anlamsız fark etmez. karıncaları bile seyrederdi. yeter ki televizyon açık olsun. neyse, neden bu kadar duygusallaştım bilmiyorum; lakin erdal erzincan'ın gelin çıkarma havası bana o günleri hatırlatıyor. babannemle birlikte trt 3 izlerken yurttan sesler korosu'nun bir konserinde de bu hava çalmıştı. babaannem hemen tanımıştı eseri ve kendi düğünlerini anlatmıştı.

    kayseri - pınarbaşı ilçesi, hormusun köyünden ikbal öztürk (13)
    kayseri - bünyan ilçesi, kölete köyünden durmuş bayram (taş çatlasa 18)
hesabın var mı? giriş yap