• özdemir asaf'ın bir sözü.
  • uzunca bir süre gerçek sahibini bilmediğimden, tequila boom boom'dan her duyduğumda kendi imalatı sandığım söz. özdemir asaf sözü.*
  • muhatabına bsod verdirtmezse zaten hiçbir şey hiç mi hiç önemli olmamıştır, hiçbir zaman.
  • - gelmesen önemli değil, gelsen önemli olurdu.
    + yapma böyle sibel :/
    - gerçekten önemli değil hayatım, ya gelseydin, periodumun da ortasındayım tam, bak böyle güzel oldu, no risk no cry :)
    + niye şuna açık açık baştan beceremedin zaten demiyorsun?
    - e o da var tabi ama sonuçta geldin mi? gelmedin, so what? nema problema :))
    + söz yarın doktora gidicem :(
    - canım benim, nihayet!!!!
    + :/
  • ben yine de yaptım yemeğimi ve seninleyken tam yiyemediğim, bir anlamı olmayan peynir tabaklarından öğrendiğim, bulduğum peynirlerle şarabımı açıp, yine de izledim o seninle beraber izlemek istediğim filmlerimi. ne olmuş ki sen yoksan? ben yine de o yatakta sırtımı yastıklarıma dayayıp, ilkbahar' ın güzel esintili bir öğleden sonrasında, günümün keyfini çıkardım.

    senin konuşmanı istemiyordum zaten, ihtiyaç duyduğum söyleyeceğin kelimeler değildi. sadece o anda yanımda olmanı çok istemiştim, belki diyordum kendi kendine arar da bir araya geliriz. bütün bir süre bunu kurgulamıştım kafamda ama önemli değil gerçekten. şarabın tadı güzeldi, peynirler de tam özlediklerime benziyordu, damağımda keskin tuzlu bir tad bırakırken şarabın buruk lezzetiyle beraber tamamlayıcı rol oldular.

    konuşmanı değil de, sanırım boncuk boncuk gözlerini özledim. konuşman önemli değil diyordum da yine de bir kere daha sesini duysam, o katı, his yokmuş gibi konuşup içerilere giremezsiniz, burası tamamen benim siz insancıklardan kendimi alıkoyduğum dediğin iç mekanlara girişi engelleyen sesini bir kere daha duymak sanırım fena olmazdı... neyse önemli değil. duysaydım o zaman önemli olurdu.

    "gelmesen önemli değil, gelsen önemli olurdu". ne güzel söylemiş özdemir asaf?
    güzel kalıp. sevdim bunu.
  • "elde edemeden kaybettiğimi sandıklarımla dolmuş zaten koca geçmişim.. ben, bunu değiştirmeyi seçmişim.."

    nasıl bir kuyruk acısıyla karışık sitem cümlesi gibi duruyor "gelmesen önemli değil, gelsen önemli olurdu" oysa değil.. hepimiz, neredeyse hepimiz, hayatımızda zaten olmayanın "gelmemesi"ne karalar bağlıyoruz.. gelse, sevse, yanımızda olsa ne güzel olacak her şey diye ağlıyoruz.. hayaller kurup uçlarını rüyalara saplıyoruz.. oysa zaten birer hayatımız, iyi kötü zaman geçirdiğimiz kişiler, yerler, zamanlar var.. "gelse"ler evet önemli olacak ama biz bunu, asıl gelmediklerinde hayatımızın odağı haline, önemli hale getiriyoruz..

    oysa gelmeseler önemli değil, hayat devam eder, ediyor.. belki ara veriyor bir zaman ama, insan uzun vadede kendini koruyor, gerisini harcayıp yoluna bakıyor.. gelseler önemli olurdu evet.. ve gelmeseler önemli değil.. insan, bunu çok sonra anlıyor..
  • gelmemen benim büyük yalnızlığımı doldururdu... diye devam eder.
  • nasıl da acıyla edilmiş yalan bir söz. nasıl da "geeeel geeeel" diye bağırıyor aslında. gelse önemli olmazdı oysa. gelse güzel olurdu sadece. önemli olan gelmiyor oluşudur. gerçek bu.
  • tam tersi de geçerlidir kimi zaman: gelse önemli olmayacakken, gelmediği için önemli olmuş olabilir yani. önemli sanmış olabiliriz.
    olmayışlara saçma anlamlar yüklemeyi bıraktığımız ender anlarda dank ediyor bu: gelse önemli olmazdı belki diye...
    olmayana ergi misali...
  • beynime, kalbime nasıl işlemişse bu söz; ilk kez tam da söylemem gereken bir yerde tam olarak söyledim bunu. birden bire çıkıverdi bilincimin gizli derinliklerinden. ancak bu kadar iyi anlatılabilirdi. en güzel şimdi sen düşün deme şeklidir.
hesabın var mı? giriş yap