gencbiranayasa.com
-
"gençlik yeni anayasa istiyor." sloganıyla açılmış bir web sitesi. kim açmış
neden diye sorulunca kendilerini şöyle anlatıyorlar: site
ne çok şey istiyormuş gençlik.
edit: twitter adreslerine baktım da, dün gece sanırım boğaz köprüsü dahil her köprüye pankart açılmış. neler oluyor altan?! -
(bkz: ne gerek vardı şimdi)
-
web sitede neden yeni anayasa başlığı altında şu maddeleri sıralamışlar:
* yeni ana yasa istiyor
* başkanlık sistemini istiyor
* güçlü türkiye istiyor
* güçlü ekonomi istiyor
* sosyal adalet istiyor
* toplumsal uzlaşma istiyor
* özgür bir anayasa istiyor
* inancına saygı istiyor
* ideolojisiz bir anayasa istiyor
* hukuka güven istiyor
* kavga değil inşa istiyor
* hesap veren bürokrasi istiyor
* hesap soran vatandaş istiyor
* adil yargı istiyor
* daha çok demokrasi istiyor
...ama bu gençlik bu diktatoryadan alsa alsa üçün birini alır. demedi demeyin. -
-
(bkz: hangi genç)
-
anayasalar sihirli değnekler değildir. siyasi rejimler incelenirken yasalara değil hükümetin icraatlerine, tutumuna ve davranışlarına bakılır. ayrıca anayasa türk siyasi hayatında fetişleştirilmiş bir unsur haline gelmiştir. 1908 anayasası'nı isterük diyen takım bu ekolün başını çeker. ikinci meşrutiyet'ten sonra imparatorluğun paramparça olması tam on sene sürdü. bugün bir takım zevat tarafından referans alınan sevr müsvettesine bakabilirsiniz. görüldü ki, anayasa çare değildir. çünkü toplumları yasayla değiştiremeyiz. buradaki toplumdan kasıt elbette zihniyet.
şimdi bu yeni anayasa isterük diye çıkan zevat ise 1908'deki takımdan daha cahil, pespaye ve ne istediğini neden istediğini bilmeyen bir topluluktur. -
yeni anayasa istenebilir, bu anayasanın demokrasiyle alakası olmadığı bilinen bir gerçek fakat;
başkanlık sistemi istiyormuş, daha bir kişi doğru dürüst açıklayamadı neden başkanlık sistemi istendiğini, tek neden var o da rte yi başkan yapmak, yiyeyim sizin demokratlığınızı,
inancına saygı istiyormuş... hala mı? peki ya inançsızlığa saygı gösterecek misin?
tabi ki hayır... yiyeyim sizin demokratlığınızı... yiyeyim sizin yeni anayasanızı! -
akpnin genç taktiği
-
"başkanlık sistemini istiyor!"u görünceye kadar desteklediğim site. yaklaşık 5 sn. aldı, orası ayrı mesele.
her birey, umursamaz görünen dahi, içinde yaşadığı ülke için "güçlü ülke", "güçlü ekonomi" ister.
siyasi bilinci belirli bir barajı aşmış çoğu birey, ülkesi için "sosyal adalet", "toplumsal uzlaşma", "inançlara saygı", "ideolojisiz ve özgür bir anayasa", "adil yargı", "hukuka güven", "daha çok demokrasi", "hesap veren bürokrasi", "kavga değil inşa" ister.
ancak, bu kişilerin her biri "başkanlık sistemi"ni ister mi acaba? sitenin kendi savunmalarına bakalım:
"politik gücün dağıtılması yani kuvvetler ayrılığı ilkesinin tam anlamıyla hayata geçmesi": başkanlık sistemi böylesi bir sistem için zorunlu değil.
"milletin yürütme ve yasama organlarını ayrı oylarla belirleyebilmesi": başkanlık sistemi zorunlu değil. eğer isteniyorsa yürütme organının oluşumu için, ki bunlar zaten bakanlar kurulu ve başbakandır, oylama yapılabilir. cumhurbaşkanı herhangi bir erkin başı değildir; zira yasamanın başı meclis başkanı, yürütmenin başı ise başbakandır şu anki sistemde. bunu da değiştiririz derseniz, bunu dağıtırken yukarıdaki ilkeye dikkat etmenizi önemle tavsiye ederim.
"temsilde adaletin sağlanması": başkanlık sistemi ile bir alakası yok. zira olası bir başkanlık sisteminde ortaya çıkacak başkanlık makamı muhtemelen yürütmenin başı ünvanını devralacak, yasamanın değil. yoksa ikisini de mi alması planlanıyor? bununla, ilk madde nasıl sağlanacak?
"yönetimde istikrarın sağlanması": fizikten bir benzetme ile gidersem; sizce istikrar konum mudur, hız mıdır, ivme midir? eğer istikrar konum ise, olduğunuz yerde kalmaktır ki bu sürekli ilerleyenler arasındaki bir yarışta asla iyiye yorulamaz; eğer hız ise, bu sabit ilerleme, sürekli hızları artan yarışçılar içerisinde yine pek de hayırlı değildir; eğer ivme ise, yine hızın istikrarlı bir artışı yarışta yeterli olmayabilir. şunu demeye çalışıyorum; sürekli değişen bir dünyada, istikrar gerçekten de gerekli mi? yoksa olması gereken, dinamizme ayak uyduracak kadar hareket kabiliyeti gelişmiş bir yönetim mi; böyle bir hareket kabiliyeti, içinde çok güçlü bir ağırlık noktası ile nasıl varolabilir? elbette ki bu soru istikrardan yana yanıtlanabilir, bir şey diyemem; her iki yolun da kendine has iyi-kötü yönleri var.
"milletvekillerinin halka karşı sorumluluğunun artması": başkanlık sisteminin yasama-halk arasındaki ilişkiye yönelik böyle bir düzenleme için tek ihtimal vardır; yasamadan bir miktar güç alma. bu alınan güç, sıfır toplamlılık gereğince, bir ağırlık merkezine aktarılmak zorunda; peki ya nereye aktarılacak? eğer halka ise, bunun için başkanlık sistemine gerek var mı? eğer başkana ise, bu sefer başkan-halk arasındaki sorumluluk ilişkisi nasıl dengelenecek?
"ekonomiye güvenin artması": istikrar başlığının bir alt başlığı olması haricinde çok da bir bağlam sezemedim. zira, muhtemelen olası bir başkan denge-fren sistemleri gereğince, küçük etkiler haricinde bir "tetikleyicilik" görevi almamalı; eğer alabiliyorsa da bu yine bir ağırlık noktasından güç alınması demek. hangisi, ne yönlerden; ve bu güçlerin birikmişliği nasıl dizginlenebilecek?
"erken seçimlerle ülkenin yorulmaması": yine bir istikrar başlığı olsa gerek. ancak başkanlık sisteminin erken seçimi engellemesinin iki izahı var; ya başkan bir denge-fren sistemi ile erken seçimi engelleyecek -ki bu halkın iradesini, milli iradeyi durdurmaktır-, ya da bir arabuluculuk ile erken seçime yol açan krizi önleyecek, ki zaten cumhurbaşkanlığının böyle bir sorumluluğu var. hangisi? neden?
"dış politikada yetki karmaşasının önlenmesi": dış politikada yetki karmaşası ile bahsedilen nedir? başbakanın teoride dış politika ile ilgili herhangi bir sorumluluğu yoktur, cumhurbaşkanı ise en üst düzey temsilciden ötesi değildir; dış politikanın planlanması hükümet planı dahilinde, uygulanması ise dışişleri bakanlığı'na ait bir sorumluluktur. bunun dışında, ne gibi bir tanımlanamamış alan ya da yetki karmaşası var?
özetle; ilginç savunmalar. hayırlısı, ne diyelim. -
daha kendini toparlamakta zorluk çeken ve toplum içinde hareket etmeyi bilmekten yoksun bir kaç yeni yetmenin yeni ve umursanılmayacak söylemlerinden başka bir şey değildir.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap