• ankara devlet tiyatrosu'nun ilk kez bu sezon sahnelenecek oyunudur.
  • 29 kasım salı günü küçük tiyatro'da prömiyer yapacak oyundur..

    yazan : moliere

    çeviren : sema kuray

    yöneten : philip boulay

    oyuncular : bülent çiftçi, zeynep yasa, serpil gül, cebrail esen, meliha savaş, gürkan görbil, hüseyin baylan

    konusu : zengin köylü george dandin soylu ve güzel angelique ile evlidir. ancak george dandin bu evlilikten hiç memnun değildir. çünkü karısının kendisini yine bir soylu olan clitandre ile aldattığına dair şüpheleri vardır. olaylar gerorge dandin’in bu şüphesini karısının ailesi ile paylaşması ve onlara şüphesinin doğruluğunu ispat etmeye çalışmasıyla başlar.

    oyun george dandin’in bu şüphesinin peşinden giderken başına gelen komik olaylarla hızlanan bir tempoyla sürer. moliere, george dandin’in bu trajik – komik hikayesi ile buluşturuyor bizleri.
  • kötü oyun olma konusunda lourcine sokağı cinayeti ile yarışacak düzeyde başarısız bir oyun.
  • beğendiğim ankara dt oyunu..

    oyunda tek anlayamadığım nokta, 1.perdenin sonundaki ezan sesiydi..onun dışında oyunu gayet başarılı bulup pek bi beğendim..oyunculuklar enfes, sahne dekoru ve kostümler çok hoş..gürkan görbil'i üzülerek bu kadrodan ayrı tutmak durumundayım..kendisi baya iyi bir performansla ve rolünün çok akılda kalıcı olmasıyla bir tık daha öndeydi sanki..kendisini ayrıca tebrik ediyorum..saygılar..

    oyunun ilk perdesi ayrı güzel, ikinci perdesi ayrı güzel..oyun su gibi akıp geçiyor, oyunun bitmesini bile istemedim şahsen..

    velhasıl kelam, oyuna eli, emeği değen herkesi yürekten alkışlıyor ve tebrik ediyorum..
  • oyun boyunca sadece çalan parçayı beğendim desem umarım kabalık etmiş olmam; ancak george dandin ile ulak rolündeki oyuncular, gerçekten rollerinin hakkını vererek oynadı, bunu ilave etmeden geçemem. kısacası oyun bütün itibarı ile bende derin bir etki bırakmadı. yer yer kaynana-kayınbaba-damat üçlü diyalogları bana daha evvel izlediğim sersem kocanın kurnaz karısını anımsattı.
  • --- spoiler ---

    afişi çok şey anlatıyor aslında. sevmediği biriyle evlendirilen bir kadının intikamını izledik 2 perde boyunca, kocasını parmağında oynatışını.. diğer bi açıdan da aldatılan bi adamın çaresizliğini.. bilindik kadın-erkek rollerinin aksine gelişen bir senaryo..

    ahh, o clitandre rolündeki arkadaşı özellikle kutluyorum: o ne şehvetli hareketler, o ne çapkın süzüşler arkadaş.. bıraksak hatunu oracıkta götürecekti, şüphem yok..

    haberci niyetine kullandıkları adamın şarap içip düşecekmiş gibi olurkenki tavırlarının neresi komik allaseniz? oyun boyu gülen %20'lik kesime bunu cidden sormak istiyorum.

    özetle, oyuncuların performansı kayda değerdi ama ortalamanın pek üstüne çıkamayan bi oyundu.

    --- spoiler ---
  • ankara dt'nin en kötü oyunu herhalde. izlediğim süre boyunca hiç gülmedim, gülemedim. başımızın ağrıdığıyla, vaktimizin çalındığıyla kaldık öylece.
  • keyifli saatler geçirmenizi, günün stresini sakince atlatmanızı sağlayacak neşeli bir oyundu. ancak gidelim de biraz gülelim eğlenelim ooo çok komik gibi beklentilerle gidilecek bir oyun değil. aslında zaten tiyatro oyunlarına da bir beklentiyle gidilmemeli ki keyif alabilesiniz.

    ulak rolündeki gürkan gökbil'in enerji dolu performansı gerçekten takdire şayan. george dandin rolündeki bülent çiftçi de aldatılan ama bir türlü bunu ispatlayamayan kocanın duygularını (herhalde bunun gibi olur) gayet güzel canlandırmış.

    moliere'in zamanının mizah anlayışını yansıttığı, traji-komik güzel bir oyun. `gideceklere iyi seyirler.`
  • --- çok az spoiler ---

    haberci rolündeki oyuncunun* abartılı hareketleri ve durmadan tribünlere oynaması, akabince seyircinin cıvıması iticiydi. bu oyunun genel yapısına aykırı durdu ve komiklik bunun üzerinden sağlanmaya çalışıldı. en kötüsü: şişeyi alacam derken on dakikayı heba eden haberci alkışları toplarken, asıl güzel oyunculukları sergilemiş olan george dandin* ve karısı* hak ettiği ilgiyi göremedi. özellikle bülent çiftçi çok iyiydi.

    --- çok az spoiler ---
  • haldun taner'in sersem kocanın kurnaz karısı oyununda, istibdat devrinde hayatını sürdürmeye çalışan kumpanyanın, ahmet vefik paşa'nın yazdığı adaptasyonunun provasını yaptığı molière oyunu. ilk kez 1668'de versailles sarayında xiv.louis'ye oynandı.

    ankara devlet tiyatrosu, bu iki oyunu küçük tiyatronun çarpıcı atmosferinde aynı sezonda arka arkaya sergileyerek, usta yazarlarına bir tür saygı duruşunda bulunmuştur.
hesabın var mı? giriş yap