*

  • çok çok kötü ancak üzerine en uzun süre geyik yapılabilecek bir cinayet romanımsı oyunumsu bok..
  • dünyanın gelmiş geçmiş en büyük oyun rezaleti.dedektif fırtına bile daha güzel bunun yanında.haraket ederken garipleşen büyüyen acaip iğrenç animasyonlar,berbat bi konu,iğrenç yeteneksiz beceriksiz çirkin (ayça dışında) oyuncular...böğğ aklıma geldi şimdi...
  • kitapciginda cok buyuk bir i$ ba$armi$ gibi ovulen ama aslinda bir boka benzemeyen turk oyunu. ezik ama bir o kadar komik oyunumsu shey.
  • onur türkmen, mehmet ali sanlıkol, cengiz baysal gibi saygıdeğer müzisyenlerin rol aldığı bir oyundur bu. işin içinde bir tanıdık hatrı olduğunu biliyorum. ayrıca müziklerini de audio fact yapmıştır. boru değil...
  • yapılış aşamasına şahit olduğum gerçekten video kamera ve visual basic'te video oynatma şuraya tıklayınca şu olsun şeklinde yapılmaya çalışılan bir oyundu. en güzel anım ise cartoon'da sohbet ederken ne yapsak da şu avileri gizlesek diye konuşmalarına şahit olmamdı sanırım. çözüm olarak gizli-hidden yapmışlar avileri(dosya özelliklerinden yani) böylece oyunun sonunu lamer oyunculardan gizleyebilmişler*. benim önerdiğim çözüm ise ya avi uzantısını değiştirmeleri ya da ea oyunları gibi farklı bir video formatı kullanmalarıydı. sanırım vb yüzünden bu konuda pek başarılı olamadılar öyle .avi olarak piyasaya sürdüler. sanırım almanyadan gelme güzel oyuncakları vardı kameralar ışıklar falan oldukça güzel bir ortamdı o yıllara göre.. neden böyle batırdılar bilemiyorum.
  • türkiye'de gelişmemiş bir sektörde bir kaç insanın çabalarıyla ortaya çıkmış bir oyundu. ama az imkanla lale savaşçıları gibi oldukça başarılı bir işin ortaya çıktığına da şahit olduk. o yüzden emeğe saygı dışında kötüyü korumanın manası yok. biçim ne olursa olsun, içeriğin vereceği samimiyet de yetebilirdi; ama ne yazık ki zamanın ötesinde ismini hak eden bir oyun çıktı ortaya. görüntü kalitesini de oyunun her bilgisayarda çalıştırılabilmesi için düşürdükleri şeklinde bir açıklamaları vardı kitapçıkta.(tabi o zaman 386'lar hala kullanılıyordu)
    sırf müzikleri ve ayça'yı oynayan kız için bir artı puan verilebilir. bu arada ayça da funda arar'ın son klibinde oynuyor olabilir, epey bir benzerliği var.
  • bir bölümde dev bir akrebi öldürmek için belli sıralarda mouse'a belli sayıda tıklamanız gerekiyordu, eliniz felç oluyordu. 7 9 11 17 tıklama yapıyorduk sanırsam sırasıyla. bu kombinasyonla dev bir akrebi yumruklayarak öldürme şerefine nail oluyorduk.
  • ınsanların romantik bi şey olarak bekledikleri beğenilmeyen akrepli oyun gibi şeyleri açmada kullanılan bilgisayar programının 2 kelimeden oluşan adı.
  • her ne kadar şimdi bir tarafımla gülerek andığım oyun olsa da, o zamanın yokluğunda saatlerce beni ve kuzenimi saatlerce bilgisayar başına bağlayan eğlencedir kendileri.

    bir oyun dergisinin içinden çıkmıştı yanlış hatırlamıyorsam. basit videolar, videoların sonunda çıkan sorular ve cevapları almanıza dayalı oyundu.

    oyunda tıkandığınız yerde yardımcı olması açısından konulmuş, şimdinin deyimiyle "dış ses" butonu vardı ki, efsane. bastığınızda "araştırılacak çok yer var", "bu pis yerden ne zaman çıkacaksın!!" diyerek yardım ettiğini zanneden bas bariton amcanın sesi oyunun genelinden daha ürkütücüydü aslında.

    bir de, meşhur ablamızın katilini ararken şüpheliler arasında "abdullah koparan" diye bir tip vardı. adam öyle bir yerde yaşıyordu ki, "öpmeseler bari" dediğin yer yanında halt etmiş arkadaş.

    grafik hatalarına, saçmalıklarına ve basitliğine rağmen, adamı bilgisayar başına bağladığı düşünülürse, başarılı sayılabilir.

    not : buna da spoiler tag i koydun koymadın tartışması yapmayın artık. oğlum, oyun 256 renkle çalışıyordu. nereden oyunu bulacaksın da 256 renk ayarlayıp oynayacaksın?
hesabın var mı? giriş yap