• bir yerden ayrılma zamanı
  • (bkz: hareket vakti)
  • (bkz: terketmek)
  • o gün biraz geç kalkarsınız, çanta zaten hazır gibidir son eşyaları da yerleştirir dışarı çıkarsınız. bir kaç alacağınız vardır, sonra bir kaç yere, akrabaya uğrarsınız, eve gelip son aldıklarınızı da çantaya yerleştirirsiniz, sonra televizyonun karşısında yatarsınız. akşam yemeği hafif bir şeyler yersiniz, ve odanızdan çantanızı o kapının önüne getirirken ki hissetikleriniz inanılmazdır. biraz sonra vakit geçince de işte gitme vakti gelmiştir. çantanızı alıp dışarı çıkarsınız, otogara gelip bu sefer burdan gitme vakti gelince, aylar sonra görüşmek üzere el sallarsınız..
    (bkz: evi özlemek)
  • geç kalmamanız gereken bir vakittir. düşündükçe insanı bezdirir; ama yola çıkınca, dışarıya atınca kendisini rahatlar insan yavaş yavaşca da olsa. ayrıldığınız yer haddinden fazla sıcaksa, önce üşürsünüz, ürperirsiniz ama zaten istemediğiniz şey o sıcaklıktır belki, terletmektedir, belki rahatsız etmektedir sizi. önce gelen üşüme hissi hareket ettikçe geçer; aklınız çıktığınız yerden uzaklaşır usulca. hem adımlarınız, hem de zihninizle uzaklaştıktan sonra, sadece neden gitmeye karar verdiğinizi ve bu vakite neden uyduğunuzu hatırlarsınız.
  • cam ayakkabının ayağınızı sıkmaya başladığı zamandır.
  • zuhal olcay'ın aşk'ın halleri isimli yeni albümünden sözleri gürol ağırbaş'a müziği baki duyarlar'a ait çok çok güzel bir şarkı.

    evvel zaman içinde
    seni bir şey sandım
    yüzüme bir dokun dedim
    okşa saçımı sevme vakti şimdi

    kalbur saman içinde
    seni bir şey sandım
    içinde ne varsa söyle
    köşemdeyim ben, susma vakti şimdi

    her günüm ayrı, tadları ayrı
    bir canım var benim
    vakti dolar gider

    bak sabah ne kadar güzel
    ayla güneş bir arada

    içimde bir sağanak
    dinmiyor bir türlü
    koşmadan duramam hala
    yoruldum ama telaş vakti şimdi

    evvel zaman içinde
    seni bir şey sandım
    yüzüme bir dokun dedim
    okşa saçımı sevme vakti şimdi

    içimde bir lodos
    tenim soğuk poyraz
    denizin laciverdine
    dalıp gitmişim, rüzgar vakti şimdi

    her günüm ayrı, tadları ayrı
    bir canım var benim
    vakti dolar gider

    bak sabah ne kadar güzel
    ayla güneş bir arada

    günün bir vaktinde
    seni bir şey sandım
    elimi bırakma dedim
    sıkıca sarıl gitme vakti şimdi
  • "denizin laciverdine
    dalıp gitmişim, rüzgar vakti şimdi"

    gitmek mi zor kalmak mı zor'un vaktidir. deniz sarıp sarmalar da rüzgâr çekip almaya çalışır. rüzgâra kanıp da denizden geçenlere* aşk olsun!..
  • müziği bir yerlerden tanıdık geliyor diyorsanız
    (bkz: bab ı giz)
hesabın var mı? giriş yap