4 entry daha
  • antik yunancada 'kendini tanı' manasına gelen sözdür bu, delphoi tapınağına kazınmıştır. kendinden sonra 'meden agan' yani 'pek birşey yok' sözü gelmektedir; kendi gerçeğimizi araştırmaya kalkıştığımızda bulmak istediğimizi, umudumuzu, bazen en dipte bazen zirvede 'summus' bencilliğimizi gizleme veyahut muktedirsizlik örneği olarak ortaya çıkaramama hadisemizde, aslında ihtiyacımız olan 'logos'tur. ya da daha kolayı; 'logos'u kavrama statümüz, sonunda anlaşılacak olan da 'dilimiz' ve 'dünyamız' dır.

    yaşadığımız düşüşler, kalkışlar buna bağlı olarak zamanın herhangi bir dilimi boyunca hisettiğimiz anlam bulanıklılığımız, kavgalarımız, rüyalarımız, bir oyun gibi an'larımız, acılarımız, kahkahalarımız hepsi uyumdaki tespit noktaları gibi. bakınız yaralandığınızdaki uyarıcı, yönlendirici, teselli edici nitelikteki 'çevrenizdeki'lere; göreceğiniz 'kendisini bulmaya yönelmiş kişicikler' ve onların buldukları veya bulduklarını sandıkları kimi gerçeklikler. belki de asla silinmeyecek izlerimizle başbaşa kaldığımızda, zelzele yaşamış yüreğimize laf anlatamadığımız o dakikalarda kulağımızda çınlar-dururken avutan insan replikleri, onlar da 'logos' un bir parçası olarak insan yasaları gereğince, 'kendini bulduğunu sanan belki de gerçekten bulan' insancıkların teorilerini kulak arkası ettiğimizde, bir de herhangi bir sebepten dolayı bir yürek ağrısından mustarip hale geldiğimizde bu sefer de 'avutucu kelamı dinlememiş olmanın' iç burkan muallak halinde, nietzsche 'nin 'bir evet bir hayırda gizli mutluluğu'nu hatırlamak gerekir sanırım. bu gereklilik aslında sadece yapıp ettiklerimizi savunurken peydah olabilir. ama yapmayıp etmediklerimizin hesabında da gizli birşeyler olmalı kanımca. öyle ki 'kutsal olan iki şey vardır; dünya ve benim bağımsız ben~im.' diyen witgenstein [cemil güzey hoca; "bu söz, herakleitos fragmanlarında yer alsaydı, yadırganmazdı sanıyorum." demişken hem de] bana, benim oluşturduğum dünya ve bu dünyamın en saydam, en düz, en transparan, en beyaz, en siyah, en komik, en trajik, en olağan, en dışlanan, en kabul edilen, en nazlı koca bir 'ben' tarafımdan şekillenişini, kabul edilişini hatırlatmakta. zira 'kendini tanı' yönlendirmesi, aslında az evvel de sözünü ettiğim 'yapmayıp etmediklerimizle' de ilgili.

    bakınız şaşkınlık içinde seyrettiğiniz gecelere: bir yıldızın romantik bir hezeyanla kayışına, yağmur altında salak bir yürüyüş sekansına, sahilde oturup da, hangi dalganın size ulaşıp ulaşmayacağını tahmin yarışına giriştiğiniz ve o yönetici uyum karşısında da benzer bir ürperti hissettiğiniz an'a... bu hep böyledir: 'kavrama anları' hep böyledir.

    'ben' ve 'dünya' kümelerinin ortak üyesi 'ben'in ta kendisidir. bir nevi algıladığımı sandığım şey, coffe matesiz neskafenin tadının çıkmıyor olması ise, beni markete onu almak için iten güç ile neskafeyi sade ve şekersiz bir şekilde bilgisayar başında içme kudretim arasındaki ortak üye ise salt 'ben' değildir de nedir?

    'ben' in bağımsız olması ise yine herakleitos'un dilindeki 'ana babasını dinleyen çocuklar gibi olmamalıyız; yani bize aktarıldığı gibi.' / herak. frag. 74/ ifadesiyle alakalıdır. sanırım üstüne hiçbir şey eklenmemiş bir benliğe sahip olmanın saçmalığına, gereksizliğine değinen koca filozofun, 'bağımsız ben' ile 'uyum içinde ve uyumun kendisi tarafından yönetilen dünya'nın witgenstein'in kutsallıkları olması da şaşılacak bir hadise değildir.

    yani 'kendini tanı'dan yola çıkarak 'benim dilim' ve 'benim dünyam'a ulaştığım şu anın değerini ancak bilgisayar başında neskafemi yudumlarken summus yani zirve noktasındaki 'ben' olmadığımı da anlamış haldeyim. gerçi o konumda ol(ma)saydım da, o konumda olmadığımın farkında olmayacaktım. öyle bir ruh durumu bu.
  • iuvenalis 'in saturae 'ından xi. sinde 26-30 dizeleri arasında şu şekilde geçen "kendini bil" hadisesi.

    "e caelo descendit 'gnothi seavton'
    figendum et memori tractandum pectore, siue
    coniugium quaeras vel sacri in parte senatus esse velis.."

    " 'gnothi seavton' deyişi gökten inmiştir, yüreğimize işlenmeli
    ve belleğimizde saklanmalıdır, ister bir eş seçerken,
    isterse senatoda bir mevki beklerken.."

    çev. çiğdem dürüşken
  • (bkz: #11003276)
27 entry daha
hesabın var mı? giriş yap