• şu aralar modest mouse olsun, air olsun blonde redhead olsun ve daha nice grubun albümü çıktı lakin benim için en sürpriz olanı the clientele oldu. albüm yayınlamasını dört gözle beklediğim gruplardan kim kaldı ki zaten.diyeceğim şudur ki bu the clientele nin 3. albümü strange geometry ile kendilerini tanımış olanlar için biraz yabancı bir albüm olabilir (biraz değil çok az zira clientele nin asla yabancılaşmayacağını düşünüyorum).the violet hour a gönül vermiş olanlar içinse özlemleri giderildi diyebilirim.
  • bana johnnypanic'in dinlettiği "god save the clientele"nin yorucu bir günün ardından eve dönüldüğünde, gazete okuyup kahve içerken dinlenebilecek ve insanın içini ferahlatacak güzel bir albüm olduğunu düşünüyorum. bu müziği nick drake'in the beatles'la ve crowded house'la buluşması olarak niteleyebilirim. hafif yaylıları, piyanosu ve akustik gitarı ile açıkça pop müzik bu, ama güzelinden.
    şu şarkılardan oluşuyor:

    1. here comes the phantom
    2. i hope i know you
    3. isn't life strange
    4. the dance of the hours
    5. from brighton beach to santa monica
    6. winter on victoria street
    7. the queen of sevile
    8. these days nothing but sunshine
    9. somebody changed
    10. no dreams last night
    11. carnival on 7th street
    12. bookshop casanova
    13. the garden at night
    14. dreams of leaving
  • eyvah, bahar geldi ama bu albüm güze geri götürüyor. ekime kadar aylandırır öyle dinlerdik bu albümü ama o sabır yok.
  • bir album. ayni zamanda sozkonusu albumu dinledikce insanin icinden gecen dilek. (bkz: god save the queen)
  • dinledikce dinlenesi gelen the clientele albumu. cok basarili. bu yil yuzumun gulmesinin sebeplerinden biri kesinlikle.

    incelemesi ve 2 adet ornek sarki:
    http://proodos.blogspot.com/…entele-merge-2007.html
  • albümün çıktığından nisanda haberim oldu ve aynı ay dinledim.here comes the phantom ın ilk sözleri gibi.. başımda kavak yelleri esiyor .nisan ayının güzelliğini ,umudunu yaşıyorum bahar gelicek ya ondan.gelmişti bile aslında.kalbim güm güm atıyor.sokaklarda dolaşıyorum ama eskiden verilmiş sözler kalabalıkta yabancılar tarafından kulağıma fısıldanıyor sanki.birgün diyorum herşey "gibi" değil de kendisi olucak.hayal kuruyorum bi kaç saatliğine ikamet ettiğim heryerde.ilkbaharın sonu yaz...ağustos oluyor albümün ikinci şarkısını yaşamaya başlıyorum.umutlarım farklı bir noktaya yönelmiş.duruyorum.ağustos un da kendine has rüyaları var ama nisan gibi değiller .zaman geçtiğinden midir bilmiyorum artık sadece "takılıyorum". isn't life strange le beraber sonunda tamamen yalnız olacağım bana söyleniyor ama bunu o kadar umursamıyorum.sona daha çok var.
    the dance of the hours da kulağıma fısıldananlardan şarkı yapmışlar.artık dışardaki yabancı sesleri değil şarkıyı duyuyorum fısıltı niyetine.böylesi daha ahenkli.gelberi nin söylediği gibi güze götürüyor ya the clientele insanı.albüm kendini güzelleştiriyor from brighton beach to santa monica ile.aylardan eylül-ekim .park bahçe zamanı.god save the clientele yalnızlığın seni adınla çağırdığı bir müzik kutusu..açıyorum kocaman bir parkta o kutuyu.çocuk sesleri geri vokal yapıyor şarkılara.çok yakında dolaştığım gri kaldırımlara döneceğimi bildiğimden (bu sefer daha soğuk olucaklar) o an daha da kutsallaşıyor.
    kış olmuş.parkta çocuk sesleri yok.üşümeyi göze almış birkaç çift var sadece.bende kafamdaki şapka,boynumdaki atkı haricinde değişen bir şey yok.zaten kaybettiğim şeyler vardı onları tekrar kaybettim.bunu değişiklikten sayamayız heralde.the queen of sevillede lonely kelimesi tekrar ediliyor..it’s gonna be a lonely lonely day .öyle işte. çarpı 2.belki gül değil ama benim posta kutum da boş kalmıyor.2lonely bölü 2 oluyor mu olmuyor.durgunlaşıyorum. güneş çıkıyor..2 hafta boyunca kış güneşi.2007 bitiyor ama ben nisandan önceki ayların hakkını vermek istiyorum.2008 e geçmiyorum.somebody changed 2007 nin ocak ayına tekabül ediyor takvimime göre.bir mutlu oluyorum bir mutsuz.mevsimleri cennette mi geçiriyorum cehennemde mi bilmiyorum.gördüğüm rüyalar sadece gitmekle ilgili oluyor onun haricinde rüya görüyorsam da hatırlamıyorum.2007 bu yılın nisan ayında biticek bakalım o zamana kadar hatırlayabilicek miyim.
hesabın var mı? giriş yap